Üniversite zamanı geldi çattı. Bizim gibi iki binli yılların başında doğan çocuğu bulunanlar büyük telaş içinde şu sıra. Birçok aile canhıraş şekilde yurt arıyor; burs bulmaya, ev tutmaya çalışıyor. Düzenin nasıl işlediğini bilenler torpil peşinde koşuyor, çocukların okuyacağı illere seferler yapıyor. Kimileriyse özel üniversitelerin taksit hesabını yapıyor. Ev tutabilen şanslılarsa eşya derdinde şimdi de. Buldukları her vasıta ile bir şeyler taşırken, internet kadar, bitpazarından da medet umuluyor…

Hangisiyle meşgul olursak olalım, her birimizin büyük bir endişe var içinde. En başında, elbette, Covid 19 pandemisi geliyor. “Yüzüne bakamaya kıyamayıp, havadaki toz zerresinden korumaya çalıştığımız çocuklarımız okulda, yurtta, sokakta her gün binlerce insanla yan yana yaşarken kendini nasıl koruyacak” sorusu uykularımızı kaçırıyor. Gözümüz televizyon ekranındaki sayılarda. Lanet hastalığın ne vaka, ne de ölüm sayısı düşüyor. Of ki, ne of…

ÖĞRENCİLERİN %90’I ÖZEL YURTLARIN, EV SAHİPLERİNİN İNSAFINA TERK EDİLİYOR

Barınma sorunu her zamankinden daha da büyük, yüz yüze eğitime ara verilmesiyle birçok öğrenci evini, yurdunu boşalttı zira. Oğlum gibi geçen yıl kazanıp da bir yıllık uzaktan eğitimin ardından yeni kazanıyormuş gibi barınacak yer arayan çok sayıda öğrenci de var. Yüzbinlerce insan, açgözlü ev sahipleriyle, izbe bile denemeyecek tıkış tıkış odalara neredeyse asgari ücret kadar taksit isteyen fırsatçıların arasında köşe kapmaca oynuyor. Devletse bu kan emicilere resmen çanak tutuyor…

Devlet yurdundan çoğumuzun umudu yok. Nasıl olsun ki? 2021 verileri açıklanmadı daha. 2020’de üniversitelere kayıtlı öğrenci sayısı, tam tamına 7.940.133. Buna karşılık Yurt-Kur’un 81 il, 239 ilçedeki 768 yurdunda 719.520 yatağı bulunuyor. Sonuç şu: Devlet üniversitede okuyan öğrencilerin %10’una bile yurt imkânı sunmuyor. Kalan %90’ı özel yurtların, ev sahiplerinin insafına terk ediliyor. Cemaat ve tarikatlar da, bilinçli bir tercihle kendilerini sunulan fırsatı elbette es geçmiyor…

AKP BİN TÜRLÜ CEMAATİ DEVLET İÇİNDE BİLE İSTEYE BÜYÜTÜYOR

Ortaya çıkan durumun cemaatlerin pirelerini nasıl kanlandırdığını söylemeye gerek yok. Onların yurtlarında yetişenlerin nelere alet edildiğini yaşayarak gördük hepimiz. Dün muhterem hoca efendileri ile kol kola devleti bölüşen AKP, şimdi de, Menzil’inden İsmail Ağa’sına, Süleymancısından Nakşibendi’sine bin türlü cemaati devlet içinde bile isteye büyütüyor. Bunun nasıl bir karanlık yarattığını yaşayan görecek elbette. Sahadaki biri olarak söylüyorum: Durum gerçekten çok vahim…

Bir anımla yazıyı bağlayayım. Kapımı çalan biri, cemaat yurdu için bağış istedi. Yurtta kalma şartlarını sordum. Çocuğun namaz kılıp, akşam derslerine katılmak gibi kurallara uymasıyla, ailesinin dini bütün olması gibi şeyler saydı. Kent dışındansa geldiği yerdeki cemaatin referansını da ekledi. Öfkelendim. “Siz kendi çocuklarınız için yurt yapıyor, parasını da bizden topluyorsunuz.  Bu nasıl bir ikiyüzlülük ” dedim ve talebi reddettim. Yarattığı karanlığın yanı sıra, insanların iyi niyetini, bu kadar da büyük bir ikiyüzlülükle istismar eden cemaatler, bu öğrenim yılında da baş aktör ne yazık ki…