Sosyal paylaşım sitesinde üzüntüsünü getiren Osman Günay şu paylaşımı yaptı..
Babam için bugün durdu zaman… bir haftadır yoğun bakımdaydı.
Tam 88 yıl… Tik tak, tik tak…
Erken mi değil mi bilemiyorum, henüz ayrımında değilim. Kaybettiğim için elbette erken… İnişler-çıkışlar, sevinçler-kederler, düşüşler-kalkışlar, yaşadıklarımız-yaşayamadıklarımız derken… göçüp gitti işte..
Her giden geride bırakarak gider. Babam ne bıraktı geride?
Erdemli bir hayat desem çok iddialı olur, ama onurumuzla yaşamamızı sağlayan çabalar içinde bulunduğunu gönül rahatlığıyla söyleyebilirim. Başta annemiz olmak üzere ben ve kardeşlerime hiçbir kötü sözü olmadı hayatı boyunca; daima yanımızda oldu, elinden geldiğince geçimimizi sağlamaya çalıştı. Kendi adıma iyi birbaba olarak onu hep yanımda hissettim. Ona sonsuz teşekkür borçluyum.
Gençlik yıllarında, annemle evlenene kadar ‘tahtacılık’ yaptı babam. Evlendikten sonra, köylülerinin çoğu gibi o da Zonguldak madenlerinde çalışmaya gitti, kısa süre ‘lağımcılık’ yaptıktan sonra sağlık sorunları nedeniyle işi bırakıp köye döndü, rençberlik yapmaya başladı.
Sevgili dedem Osman Çavuş, sevgili amcamız Zeki Günay’dan devir aldığı 2 dönem muhtar azalığı, toplamda 21 yıl Trabzon/Beşikdüzü/Kızılağaç köylerine muhtarlık yaptı; 70’li-80’li yıllarda köylerin elektrik ve telefona kısa zamanda kavuşması için, köy ve mahalle yollarının yapımında önemli çabalarda bulundu. Onlarca yıl Kızılağaç köylülerinin civar köylerle sınır olan yayalarının hukuki davasını müdahil olarak yürüttü.
12 Mart faşist askeri darbe döneminde, aranmakta olan köylülerine yardım ve yataklıktan tutuklandı, TRABZON/Vakfıkebir Cezaevi’nde bir süre kaldıktan sonra İstanbul/ Kartal-Maltepe Askeri Cezaevi'nde Ulaş Bardakçı ve Ömer Ayna (-ki onları yeri geldiğinde cesaret ve tevazularıyla anardı) ile koğuşta kaldılar. 1974 affıyla serbest kaldı.
12 Eylül faşist askeri darbe döneminde muhtarken köy halkının silahlarını Askeriyeye teslim etmedi diye ve teröristlere yardım ve yataklık yapıyor ihbarı sonucu Trabzon Boztepe Askeri Cezaevi’nde 28 gün tutuklu kaldı.
Köy halkı arasında Kancuma olarak bilenen köyümüzün, 12 Eylül 1980 askeri darbesinden önceki adı Kızılağaç iken, darbe sonrası ‘kızıl’ ön ekinin kaldırılıp Ağaçlı olarak değiştirilmesine; oturduğumuz Navron mahallesinin adının ‘gazi’ yapılmasına itiraz ettiği için, dönemin mülki amirlerden tehdit ve baskı gördü.
90’lı yıllarda görevi devrederek evinde inzivaya çekildi, yaşlılığını yaşadı ve torunlarıyla iyi vakit geçirdi. Organları ancak bu kadar müsaade etti.. Tam 88 yıl… bugün toprağa verdik… Işıklar içinde uyu sevgili babam…