TTK’ya ait devlet madenlerinde çalışan madencilerin kullandığı maskenin piyasa bedeli ortalama 300 dolar…

Soma’da ölen 301 madencinin kullandığı karbonmonoksit maskesi ise 30 bilemedin 40 dolar…

Hani şu Gezi eylemlerinde göstericilerin biber gazından korunmak için kullandığı maskelerden…

Yani TTK işçisinin kullandığı maske ile Soma A.Ş’de çalışan işçilerin kullandığı maske arasındaki fark 260 dolar…

Diğer bir deyişle…

Ölümle yaşam arasındaki fark: 260 dolar…

Şüphesiz madencilik ciddi yatırımlar isteyen külfetli bir sektör…

Dünkü köşe yazımda, 37 yıllık ömrünün 20 yılı madenlerde geçmiş, taşeron ve kaçak ocaklarda çalışmış  bir madenci arkadaşımın gözlemlerine ayırdım…

Söyledikleri karşısında hayrete düşmemek elde değil…

Sözde devletin denetiminde olan özel ve taşeron ocakların çoğunda insan hayatı Allaha emanet!

Kesinlikle sağlık denetlendiğini düşünmüyorum…

Düşünsenize milyon dolarlık iş güvenliği yatırımı yapması gereken bir maden şirketi, TTK ya da Çalışma Bakanlığı’ndan gelen denetmene hatırı sayılır bir rüşvet verip ihmali görmezden gelse kimin haberi olur?

Olur, ama bunun için 301 kişinin ölmesi lazım gelir!

Yoksa bu ülkede her şeyin üzeri örtülür…

Kimseciklerin ruhu bile duymaz…

Ya da Karadon’da olduğu gibi 30 ocağın sönmesi üzerine ihmaller zinciri ortaya çıkar…

Tüm bu felaketlere rağmen, özelleştirme yanlıları bir de demez mi…

“Devlet madenlerine kıyasla, özel sektörde kömürün maliyeti düştü”

Düşer tabi!

Eğer insan hayatını hiçe sayarsan, köpek bağlasan girmeyecek karanlık dehlizlere hiçbir tedbir almadan, yatırım yapmadan işçi sokarsan düşer tabi!

“Ölen ölür, kalan sağlar bizimdir” mantığıyla üretim yapılan ocaklarda yaşanan ihmaller,  ancak bir facia yaşanırsa ortaya çıkar bizim ülkemizde…

İhmalin faturasını ise yoksul halk öder!

Dün akşam telefonla görüşüp Soma’daki kurtarma çalışmalarıyla ilgili görüşlerini aldığım 25 yıllık tecrübeli madenci TTK Tahlisiye ekibinin şefi Şaban Yeşilyurt, “Şaban Şef, sana göre Soma’da ihmal var mı? Neden bu kadar insan öldü?” şeklindeki soruma aldığı iş terbiyesi gereği cevap vermedi. “Bu bilirkişinin ve savcıların işi. Bizim işim insanları kurtarmak” dedi…

Ben savcı olsam ömrünü madenlere adamış Şaban Şef’in söyleyeceklerini can kulağıyla dinlerdim…

Yasaların hiçe sayıldığı Soma A.Ş’de yaşanan bir iş kazası değil özelleştirmenin sonucu yaşanmış 301 canımızın gittiği bir iş cinayetidir…

Her şey bir kenara da Allah aşkına biri bana söylesin.

Soma Holding’in CEO’su Ramazan Doğru’nun eşi Melike Doğru, AKP’den Soma birinci sıra Belediye Meclis üyesiyken, hangi babayiğit denetmen bu madende yaşanan ihmalleri rapor edip ceza yazabilirdi?

Var mı böyle bir babayiğit!