Cumartesi günü Ereğli’de yaşanan kongre gösterdi ki,

Zonguldak ve Ereğli yerel basını kangren olmuş da haberimiz yokmuş!

İnanın tereciye tere satmak değil derdim.

Ama ağrıma da gitmiyor değil hani!

Terzi kendi söküğünü dikemez derler ya…

Bizimki de o hesap!

Başka derneklerin adının karıştığı yolsuzlukları, usulsüzlükleri haber yapan gazeteciler, kendi meslek örgütünde yaşananları görmezden geldi yıllardır…

Kimi zaman bir işadamının, kimi zaman mafyavari ilişkilerin,  kimi zaman da abone ve reklam tehdidiyle medyayı baskı altına almaya çalışan siyasetçi ve belediye başkanlarının uydusu oldu gazetecilerin üye olduğu dernek ve cemiyetler…

Toplumda en fazla sorgulaması gereken gazeteciler, kendi meslek örgütünde yaşanan yolsuzlukları, usulsüzlükleri sorgulamaktan aciz kaldı çoğu zaman…

Çünkü bu konuyla ilgili kim bir şeyler kaleme alsa, ya abonesi kesildi, ya reklamı…

Ya da sessiz çoğunluktan cüret bulan bu adamlar,  kim eleştiriyorsa tepesine bindi!

“Bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın” mantığıyla 3 maymunu oynayan gazeteciler susmayı tercih ederken…

Gazetecilik gibi onurlu bir mesleğin avantajlarını fırsatçılığa çeviren sırtlanlar, yanlarında taşıdıkları kemirgenlerle ilk önce gazetecilere olan güven duygusunu bitirdi…

Sonra da gazeteciler adına topladıkları paraları son kuruşuna kadar aralarında pay ettiler…

Hayatı boyunca yanında tek bir sigortalı gazeteci çalıştırmayan Derya Akbıyık, dünkü yazımın ardından kaleme aldığı ve bugünkü Şafak Gazetesi’nde yayınlanacak olan yazısında aklınca Halkın Sesi’ni mali konularda köşeye sıkıştırıp cemiyete olan eleştirilerim nedeniyle gözdağı vermeye çalışmış…

Dağıtıcısı dahil sigortasız tek bir kişinin çalışmadığı Halkın Sesi’ni zorla maaş bordosu imzalatmakla itham eden Derya Akbıyık, bunu neye dayanarak söylüyor bilmiyorum ama Gazeteciler Cemiyeti ve kendisine ait 3 gazetede kaç sigortalı çalışıyor ve bu kişiler gerçek kişiler mi çok merak ediyorum…

Cebimdeki son kuruşa kadar birlikte çalıştığım 15 arkadaşıma pay eden bir gazeteci olarak, bu haksız eleştiri karşısında bu arkadaşı sadece Allah’a havale ediyorum…  Sözde Gazeteciler Cemiyeti Başkanı olan Derya Akbıyık, sektörün yaşadığı sorunları en iyi bilen kişilerin başında geliyor… Ama sadece onu eleştirdiğim için su kurnazlığı yapıp Halkın Sesi’ni mali kıskaca almak isteyen Derya Akbıyık, şunu çok iyi bilsin ki Halkın Sesi’nin mali durumunun iyi olmayışı ve maaşların gecikmeli olarak ödenmesi onun yaptıklarını meşru kılmaz.

Cevaben yazdığı köşe yazısında, Cumartesi günü yaşanan rezaletle ilgili tek bir açıklama yapamayan Akbıyık, Zonguldak Gazeteciler Cemiyeti Kongresi’nde sahte üyelere oy kullandırdığı iddialarını neden yanıtlamadı?  Fikir özgürlüğünü savunan bir mesleğin başkanlığını yapmasına rağmen düşüncelerini savunup hak arayan gazetecileri polis zoruyla salondan dışarı atan bir adam değil Gazeteciler Cemiyeti Başkanı, Kamyoncular Derneği Başkanı bile olamaz benim nazarımda…

Akbıyık, Cumartesi günü Ereğli Gazeteciler Derneği Kongresi’nde yaptığı son derece talihsiz ve adaletsiz Divan Başkanlığı yönetimini Kamyoncular Derneği Kongresi’nde yapsaydı hiç şüpheniz olmasın gereken muameleyi görürdü!

Lafa gelince her türlü kanunsuzluğa söyleyecek ve yazacak bir şeyler bulan biz gazeteciler, o salonda yaşananlar karşısında Derya Akbıyık ve Necati Günay’a haddini bildiremedik ya…

Yuh olsun bize!

Şimdi ikiniz de benimle ilgili bildiğiniz her şeyi yazabilirsiniz…

Hatta kıçınızdan bile uydurabilirsiniz…

Sizden korkan sizin gibi olsun!