Ülkede yaşananları izlerken aklıma nasıl mukayyet olacağımı şaşıyorum bazen. Herkesin gözünün önünde olup bitenlerin bunca ters yüz edilmesi karşısında dilim damağım kuruyor. Yalanın gerçek karşısındaki akıl almaz gücü karşısında şaşırıp kalıyorum. Evet, gerçekler bir gün mutlaka ortaya çıkıyor ama bu arada, atı alan Üsküdar’ı çoktan geçmiş oluyor. Bize de dizlerimizi dövmek kalıyor yalnızca… Tanrılar tarafından sözünü hiç kimseye dinletememek gibi bir ağır ceza ile cezalandırılmış bizcileyin muhaliflerin hali tümden fena şu aralarda… Ulu orta zekâmızla dalga geçiliyor çünkü… Görmek, bilmek, farkında olmak gibi dayanılmaz bir yükün altında omuzlarımız bükülmekle kalmıyor, ömrümüz de tükeniyor ayrıca…
 
İzlemişsinizdir, “Milat olarak bunu kabul edin” diyen CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Kahramanmaraş’taki il başkanları toplantısında, 2004 yılına ait bir MGK kararını gösterdi kürsüde. Altında Erdoğan’ın da imzası olan bu belgeye göre, MGK, AKP hükümetinden,  yurtiçi ve yurtdışı faaliyetleriyle gündeme gelen Gülen cemaati için eylem planı hazırlamasını istiyordu. “Biz başından beri bunlarla mücadele ediyoruz” diyecek kadar ifrata kaçan AKP’lilerse, bırakın böyle bir planı hazırlamayı, onları, devletin kök hücrelerine yerleştirecek bir politika izledi. Belgenin peşini sürerken ulaştığım bir AK-İT gazetesi haberi bu konudaki yüzsüzlüğün hangi boyuta eriştiğini belgeliyordu… İnsanları akla ziyan teorilerle “FETÖ’cü, paralelci” olmakla suçlayan gazete bakın neler yazmış…
 
AK-İT’İN İTİRAFLARI
 “CHP’den ‘Gülen’i bitirin’ önerisi” başlığının atıldığı 4 Aralık 2013 tarihli haberin spotu aynen şöyle: “2004 MGK'sındaki ‘Cemaatin bitirilmesine’ yönelik önerinin sahibi olan dönemin Cumhurbaşkanı A. Necdet Sezer'in; AK Parti kararı uygulamayınca, arka bahçesi olan CHP'yi devreye soktuğu ve 72 CHP'li vekilin, ‘Gülen cemaati ve dershanelerinin araştırılması’ için önerge verdiği ortaya çıktı.”  Havuz medyasının en vurucu gücü olan AK-İT, habere dehşetengiz bir dille devam ediyor: “2005'te, Fethullah Gülen Cemaati'nin dershanelerine gidenlere ‘Militan’ diyen CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu bugün dershanelerin savunucusu kesilirken, Akit'in ortaya çıkardığı bir belge, 72 CHP'li vekilin Cemaati bitirmek için Meclis'e soru önergesi verdiğini gözler önüne seriyor.”
 
Polisiye bir hava katmak için kullanılan “ortaya çıkarılan belge” şeklindeki kriminal dili bir kenara koyun, haber, AKP ile cemaat arasındaki derin ilişkiyi bizim bin yıl uğraşsak anlatmakta zorluk çekeceğimiz bir açıklıkla dile getiriyor: “2004 MGK kararı sonrasına denk gelen 2005 tarihli araştırma komisyonu önergesi CHP tarafından TBMM'ye verilirken; AK Parti, söz konusu araştırma önergesini gündeme dahi almadı ve önerge görüşülmeden kadük hale geldi. Araştırma önergesinin işleme alınmaması, Fethullah Gülen Cemaati'nin, ‘2004 MGK kararları AK Parti tarafından hayata geçirildi’ şeklindeki iddialarının aksine, hükümetin cemaatin arkasında durduğu gerçeğini de belgeliyor.” Cemaatin arkasında durmayı bir övünç vesilesi sayan bu yüzsüzler, hâlâ, yalan ve dezenformasyon yaymaya devam ediyor…
 
ARSIZLIK TOPLUMDAN BÜYÜK BİR İLTİFAT GÖRÜYOR
Cemaatle kol kola girip kamudaki bütün kadroları hortumlayan ve dolaysız olarak darbe ikliminin hazırlanmasına yardım ve yataklık eden Memur-Sen eski Genel Başkanı, Ahmet Gündoğdu’nun sözleri de saç baş yolduracak türden…  Şimdilerde AKP milletvekili olan Gündoğdu, Şirin Payzın'ın sunduğu “Ne oluyor?” programında, “FETÖ'yü devlete CHP’li Seyfi Oktay ve adamları yerleştirdi. Biz fark edinceye kadar zaman geçti. Şimdi temizliyoruz” şeklinde cümle kurmakta hiçbir beis görmedi. Bu yüzsüz, “Biz tüm cemaatlerin bu ülkeyi tanıtma adına yaptığı her şeyi alkışlarız. Fethullah Hoca cemaatinin de Türkçe olimpiyatları ve Türk okullarıyla yaptığı hizmetlerin tartışmaya açılmasını, şaibe altında bırakılmasını doğru bulmuyoruz. Bu hizmetlere destek olamayanlar bari gölge olmasınlar” şeklinde cümleler kurmaktan da sıkılmıyordu oysa…
 
İşin kötü tarafı bu arsızlık toplumdan büyük bir iltifat görüyor… Büyük kalabalıklar yalan söylediğinden adı gibi emin olduğu yüzsüzleri sözcüğün tam anlamıyla bağrına basıyor… Ortada akıl almaz bir samimiyetsizlik ve ikiyüzlülük var çünkü… Popülist davranıp halk dalkavukluğu yapacak değilim… Dün cemaati eleştirdi diye bizi tefe koyan toplum, bugün haksızlıklara karşı çıkıyoruz diye FETÖ’cü olmakla suçlayacak neredeyse… Türkçe Olimpiyatları’na katılıp, her şeyi çılgınlar gibi alkışlayan yüz binler, orada olan bitenleri “kötü bir müsamere” olarak tanımlayan bizlere aynı tiksintiyle bakmaya devam ediyor…  “Dün niye öyleydi, bugün niye böyle? diye hiç düşünmüyorlar üstelik… Bilgiye ulaşmanın bunca kolay olduğu bir zamanda, hâlâ kahvehane lakırdısıyla fikir oluşturan büyük kalabalıklar, sizler de yüzsüzsünüz…