Bu yazıyı seçim günü yazıyorum. Yarın seçim sonuçları belli olacak. Tabii ki Zonguldak da parlamentoya 5 milletvekili gönderecek. Seçimi kazanıp parlamentoya gidecek tüm milletvekillerimizi şimdiden kutluyorum. Umut ederim ki kentimizin kem talihini değiştirecek başarılı çalışmalara imza atarlar.

   Ancak, milletvekillerimizi yalnız bırakıp tüm sorumluluğu da onlara yıkmamamız lazım. Yıllardan beri milletvekillerimizi yalnız bırakmanın sonuçları ortada. Göç alan bir il olarak Türkiye'nin parlayan bir yıldızı iken, bu gün Zonguldak herkesin kaçmaya çalıştığı terk edilen bir il konumuna düştü.

   Ne demek istediğimi biraz açayım.

   Aslında bu konuyu defalarca yazdım. Ama tekrar vurgulamakta yarar görüyorum. Ben 19 senedir Ankaradayım. Devlet kademelerinin üst kadrolarına kadar çıkıp devletin işleyişini yakından görme fırsatım oldu. Şunu öğrendim ki; buradaki işler Zonguldak'tan görüldüğü gibi değil. Burada devlet pastası sanıldığı gibi adilane dağıtılmıyor. Lobisi kuvvetli olan veya hükumete bir bakan veren iller aslan payını alıyor. Geri kalanlara da kırıntılar düşüyor. İşte Zonguldak maalesef bu ikinci gruba giriyor. Girdiğini de zaten siz de görüyorsunuz; yatırım yapılmayan, adeta kaderine terk edilmiş bir ilimiz var. Tek nedeni de lobisizlik!

   Biliyorsunuz, karar alma mekanizmaları Ankara'da. Ama biz bu karar alma mekanizmaları üzerinde lehimize kararlar aldıracak bir baskı grubu, yani lobi oluşturamadık. Bu gidişle de biraz zor gözüküyor. İleride olsa bile kısa vadede bize faydası olacak gibi değil. 

   Bu olumsuzlukta tabii ki eski milletvekillerimizin de büyük payı var . Zira lobiye hiç önem vermediler. Arkalarında, örneğin bürokrasiye adam yerleştirmek veya dernekleri güçlendirmek gibi bir güç oluşturma gayretine girmediler. Çoğu milletvekili Ankara'daki Zonguldaklılar Derneğinin yolunu bile bilmeden geldi geçti. Halbuki arkasında lobisi, yani itici gücü olmayan milletvekili ordusuz komutan gibidir. Nitekim bu yüzden de hiç bir başarı gösteremediler.

   Şimdi yeni bir seçim oldu ve yeni milletvekilleri seçildi. Bu yeni bir fırsat demektir. İnşallah milletvekillerimiz ve halkımız bu sefer bu fırsatı iyi değerlendirir.

   Umarım lobimizi kurarız ama bizim lobi oluşturmak gibi uzun vadeli işlerle kaybedecek zamanımız da yoktur. Kısa vadede yapabileceğimiz tek şey; hangi hükumet kurulursa kurulsun, o hükumette Zonguldaklı bir bakanın yer alması için siyasiler üzerinde baskı kurmaktır. Zira, bir bakan demek icraat demektir ve tek başına lobi demektir. Bana göre de sadece parmak kaldıracak 50 milletvekiline bedel bir güçtür.

   Uzun yıllardır  hükumetlerde Zonguldaklı bir bakana yer verilmemiştir. Bu büyük bir haksızlıktır. Bu sefer bunu sağlamak için;  başta milletvekillerimiz olmak üzere; siyasi partilerin teşkilatlarıyla, sendikalarıyla ve sivil toplum örgütleriyle tüm Zonguldak  bu konuya odaklanmalı ve tüm gücüyle bir baskı unsuru olmalıdır. 

   Bu çok önemlidir ve belki de son fırsattır!

   Aksi takdirde; hangi iktidar gelirse gelsin, Zonguldak her zamanki gibi yine muhalefettedir!