Devlet akıl almaz derece siyasallaştı… AKP iktidarı 17 yıldır uyguladığı partizanca politikalarla tam bir parti devleti çıkardı ortaya… Hiç abartmadan söylüyorum, ayakkabısını bağlamaktan aciz pek çok insan salt yandaş diye devletin en üst kademelerini işgal ediyor… Kamuda yükselmenin temel ölçütü olan ehliyet, liyakat, tecrübe gibi kavramlar, artık, ansiklopedilerde kalmış madde başlıklarından ibaret yalnızca… Tüm bunların sonucu şu: Kamuda hiçbir iş doğru düzgün görülemiyor… Muhalif olmak vatan hainliği sayıldığından beri, çalışma barışı diye bir şey de kalmadı ortada…
 
Valisinden kaymakamına, üniversite rektöründen savcısına, okul idarecisinden polisine kadar herkes devletin değil de AKP’nin memuru gibi davranıyor çünkü… Zonguldak Valiliği, Toplum Yararına Proje kapsamında AKP’li belediyelere yüzlerce personel tahsis ederken, CHP’li belediyelere bir tane bile kontenjan ayırmıyor mesela… Zonguldak Emniyet Müdürü, polise ait vincin plakasını söküp ertesi gün yapılacak miting için AKP bayrağı asmaya gönderiyor… Foyası meydana çıkınca da, kimsenin inanmadığı açıklamalarla kamuoyunu yanıltmaya çalışıyor… En kötüsü de bu durum herkes tarafından olağan karşılanıyor…
 
REZİLLİKTE SINIR DA KALMADI
Devlet böyle de sivil toplum örgütleri farklı mı? Onlar da yağcılık yapmak için birbiriyle yarışıyor adeta… Hiç kuşku yok ki, 17 yıllık AKP iktidarının en büyük mağdurlarından biri Zonguldak oldu… Demografik göstergelerden ekonomiye, istihdam kapasitesinden kaliteli eğitime, sportif başarıdan ulaşıma, sağlıkta tesisleşmeden tarımsal kapasitenin kullanımına kadar tüm verilerde dibin de dibini gördü 17 yılda…  Sürece karşı çıkıp kentin hakkını savunması gereken sözde Zonguldak hemşeri dernekleri itiraz cümlesi kurmak bir yana bulduğu her fırsatta AKP yağcılığı yaptı…
 
Rezillikte sınır da kalmadı: Zonguldak Dernekler Federasyonu (ZONDEF) Genel Başkanı Gurbet Altay'ın çağrısını yaptığı bir toplantı yapıldı İstanbul’da… AKP ve yancısı MHP’li kimi siyaset esnafının yanı sıra Karabük Dernekler Federasyonu, Bartın Platformu başkanlarıyla, adında Zonguldak, Bartın ve Karabük yazılı bazı hemşeri ve işadamı derneklerinin başkanlarının da katıldığı o meşum toplantıdan, AKP adayı Binali YIldırm’a tam destek kararı çıktı… Eskiden bu işi hiç değilse gizli saklı yapan çapsızlar, kendilerini aşıp, “Zonguldak’tan Yıldırm’a tam destek” diye gazetelere haber yaptırdı bir de…
 
BU NASIL BİR HADSİZLİKTİR YAHU
Uğradıkları güç zehirlenmesinin de etkisiyle bunca pervasızlaşan, kıymeti kendinden menkul başkanlara sormak isterim:  Hanginizin derneğinin kuruluş gerekçeleri arasında siyasi faaliyette bulunmak yazıyor? Sivil toplum örgütü olarak, siyaseti yakından takip edip alanınızla ilgili gelişmelere müdahale etmek yerden göğe kadar hakkınız elbette… Bu doğrultuda açıklamalar yapmak, destek ya da protesto açıklamaları yapmak, hatta eylemler düzenlemek tartışmasız göreviniz… Ama bir siyasi partiye açık destek ne demek? Siz kimsiniz de tüm kent adına söz söyleme hakkını buluyorsunuz kendinizde?
 
Hepsinden vazgeçtim de bu nasıl bir hadsizliktir yahu… Kendi siyasi ya da ekonomik çıkarlarınızı koruma, toplumda statü kazanma, çapsızlık yarışında sizin önünüzde koşan siyaset esnafının gözünde makbul insan sayılma arayışından başka ne işe yaradı o dernekleriniz? Be gafiller, bin bir dertle boğuşan Zonguldak için hangi kentsel arayışa öncülük ettiniz bugüne kadar? Güçlü olana yaranma, iktidara yağcılık yapma dışında kentsel gelişim için hangi stratejiyi geliştirdiniz? Şu hüzün dolu kentin sosyal, kültürel gelişimi için hangi çabayı harcadınız bugüne kadar? Hangi değerini korumak için bir uğraşınız oldu? Sahi, siz ne iş yaparsınız kardeşler…