Zonguldak'ın hastalığına teşhis koymak üzere bir siyasi parti, sosyal medya üzerinden yaptığı anketin sonuçlarını paylaştı. Sonuç hiçbirimiz için şaşırtıcı olmadı.

Ankete katılan hemşerilerimizin yüzde 66'sı işsizlik, yüzde 21'i kamu yatırımları (yol, alt yapı, sosyal alanlar v.b.), yüzde 10'u göç, yüzde 3'ü ise havaalanından muzdarip olmuş.

Bendeniz 20 yıl önce bu şehre ilk geldiğimde de aynı şeylerden şikayet ediliyordu. Şimdi de aynı konuları konuşuyoruz. Demek ki 20 yılda bir arpa boyu yol alınamamış.  Bana göre ankette bir husus gözden kaçmış. O da 'çok konuşup hiç icraat yapmama' hastalığı... Zonguldak'a özgü bir hastalık bu! Herkes konuşur, iş icraata gelince, kimseden ses çıkmaz...

Bu güne kadar farklı siyasi partilerden seçilen belediye başkan ve meclis üyelerinin yönettiği kentin yüzünü güldüren önemli bir gelişme gördünüz mü? Bir hastane bile yıllardır ortaya konulabildi mi? Bir kent meydanı hayata geçirilebildi mi?  Limandan kalkan simsiyah kömür tozu, şehri resmen boğarken, "Durun yahu, ne yapıyorsunuz!"  diyene rastladınız mı?  

Ancak tüm bunlara karşı 2 tane AVM açıldı, mahalle aralarında ve ana caddelerde itinayla binalar göbek-len-di-ril-di.  Halkın ortak hakkı olan yollara resmen tecavüz edildi. Halen de edilmeye devam ediliyor. Ne büyük başarı(!) değil mi?
Peki hiç gıkı çıkan oldu mu?

(Bir tek Kozlu sahil yolundaki park düzenlemesini güzel bir örnek olarak kaydetmeliyiz.) Fakat bunlara karşılık yüksek yüksek tepelere dev binalar dikildi. Her yer beton ağlarla örüldü. Kent merkezinin en güzel, en yeşil yerleri göz göre göre yok ediliyor. Zonguldak Kozlu arasındaki denize nazır İncivez sırtlarındaki yeşilliğin böğrüne hançer saplar gibi para hırsıyla haddinden fazla yüksek katlı binaların dikildiğini görmeyen var mı? 20 yıl önce İncivez sırtları zümrüt gibi yemyeşildi. Bir, üç beş bina derken o güzelim yeşillik de yok edilmeye başlandı.

Yarın bir ağaç gölgesi aradığımızda, tertemiz sağlıklı bir nefes almak istediğimizde her şey geç olabilir. 
 
HALK OTOBÜSÜ MESELESİ
 
Baksanıza şimdi de halk otobüsleriyle ilgili bir skandal patladı. Firma pandemiden dolayı zorlandıklarını ve Belediye yönetiminden yardım göremediklerini ileri sürerek, çeşitli konularda Belediye Başkanı Selim Selim Alan'ı suçladı. Selim Alan ise firma sahibi Akın Kavi'nin halkı cezalandırdığını belirtip çeşitli suçlamalarda bulundu.

Ama burada asıl cezalandırılan halk oluyor. Yani iki taraf arasındaki anlaşmazlığın cezasını vatandaşlar çekiyor. Bu konunun bir an önce uzlaşıyla, diyalogla çözüme kavuşturulması gerekiyor.

Ayrıca emekli sayısı oldukça yoğun olan kentte belediye halk otobüslerinden ücretsiz faydalanma konusunda firmayı da vatandaşı da mağdur etmeden bir ara formül bulunması gerekmektedir. Şahsi çekişmeler bir kenara bırakılarak derhal bu işe bir çözüm bulunmalıdır.  
 
KARANTİNADAN KAÇMA VE ZEKA PROBLEMİ

Nihayet Zonguldak'ta da karantinadan kaçanlar yurtlara kapatılacak. Yani bir nevi en az 2 - 3 hafta zorunlu kapatılacak. Yazık, ne insanlarla uğraşıyoruz. Ya kardeşim testin pozitif çıkmış. Dışarı çıkma işte, çıkma! Zeka ile ilgili bir sorunumuz var sanırım. Algılayamıyoruz.

Ya adam bir bakıyorsun, cumaya gitmiş. Ya sen karantinadasın. Testin pozitif çıkmış. Yüzde 100 bulaşıcı ve öldürücü bir hastalık. Çok tehlikeli bir salgın bu. Ne işin var cumada senin?

-'Eee cumaya gitmezsem günah!'

Yahu kardeşim hastaya cuma farz değil ki... Hani madem çok iyi Müslümansan, 'vebalı olan evinden çıkmasın, bulunduğu yeri terk etmesin' hadisini de mi duymadın?

Kaldı ki cumaya gitmek sadece seni ilgilendiren farz. Ama cumaya gidip yüzlerce insanının hayatını tehlikeye atmak Bir başkası da ekmek alıyorum diye evden çıkmış, bir baktık ki iddia bayiinde... İnsanların vızır vızır dolaştığı Gazipaşa caddelerinde fink atmış. Resmen canlı bombalar aramızda dolaşıyor. İnsan hayatını bu kadar tehlikeye atan bir anlayış olabilir mi?

Şimdi yeni karar çıktı ve devlet karantinadan kaçanları direk cezaevine atar gibi en az 14 gün boyunca zorunlu yurtlara yerleştirecek.

Ne yapalım, laf anlamayanın hakkı kötektir.

Sağlık olsun...