21 Eylül 1947 tarihi Pazar gecesi Kozlu üretim bölgesinde bir veya birkaç üretim ünitesinden oluşan kısımlarda meydana gelen zincirleme grizu patlamalarında 48 işçi yaşamını yitirmiş, iki yaralıyla birlikte 60 işçi de kurtarılmıştır. 


Bu tarihi kara gün, dönemin Müessese Müdürü İhsan Soyak’ın, madenlerde çalışma şartlarının yeniden düzenlenmesi, ocaklarda emniyet ve iş güvenliği tedbirlerinin gündeme getirilmesi ve işçilere sosyal hakların sağlanması bakımından milad olarak kabul edilir.

Dönem, EKİ Umum Müdürü İhsan Soyak’ın müesseseye ve Zonguldak’a verdiği hizmetler bakımından önemli bir zamanı kapsar. Zonguldak’ın “Yükseliş Devri” olarak isimlendirdiğim dönemin mimarı Ahmet İhsan Soyak hakkında derlediğim 2015 tarihli makalem ektedir: 

………….

AHMET İHSAN SOYAK

(D.1909 Üsküp, Ö.1986 İstanbul). 1942 ile 1950 yılları arasında  EKI Umum Müdürü. 

Üsküplü Ali Necip Efendi ve Katma Hanım’ın altı çocuğundan Şükriye Soyak, Hasan Rıza Soyak, Hamdiye Yönak, Makbule Akyasar, Atiye Savaşan en küçüğü  Ahmet İhsan Soyak, 1909 Üsküp doğumlu (Osmanlı dönemi-Makedonya’nın başkenti Üsküp). Ağabeyi Hasan Rıza Soyak, Çankaya köşkü özel kalemi ve Atatürk’ün genel sekreteri, Atatürk^ün vefatından sonra ‘Atatürk’ten hatıralar’ kitabının yazarı.

Üsküplü Ali Necip Efendi’nin en küçük oğlu İhsan Soyak, eğitimi için geldiği Zonguldak’a Maden Mektebi’nin (Maden Mühendis Okulu-1929) ilk mezunlarındandır. Ereğli Kömürleri İşletmesi Umum Müdürlüğü, Serbest Müşavir ve Maden Yüksek Mühendisliği, Kurucu Meclis ve Bakanlar Kurulu Üyeliği (1961) ve Sanayi Bakanlığı görevi yapmış, evli iki çocuk babası bir bürokrattır.

EKI Umum Müdürü İhsan Soyak…

Fransız sermayeli kurulan Ereğli Şirketi’nin hisselerinin geri alınmasıyla havzada millileştirme yolunda önemli bir adım atılmıştır. İş Bankası’na ait olan Kömür-iş şirketi, 27 Ağustos 1937’de Kozlu Kömür İşletmesi adını almış, İhsan Soyak şirketin müdürü olarak atanarak havzada değişim rüzgarları  başlamıştır. 1941’e kadar ocakların bir kısmını İtalyanlar işletiyordu. Bu tarihten sonra havza millileşti hepsini devlet aldı. Bedri Bekiroğlu, o dönemde Müessese Müdürü idi. Kurumun başındayken maden direği sıkıntısı vardı. Bunu yazılı ve sözlü olarak belirtmesine rağmen hükümet gerekli önlemi almamıştı. 1942 yılında kömür üretimi direksizlik yüzünden durdu. Bedri Bekiroğlu suçlanarak görevden alındı. Yerine İhsan SOYAK atandı.

İhsan Soyak genç ve dinamikti iktidar çevrelerinde etkin bir kişilikti. Onun çalışmaları sayesinde direk sorunu aşıldı. Ama savaş sürüyordu. İşçi sayısı yetersizdi. Ayrıca üretimin duraklaması demiryolu taşımacılığını da aksatmıştı. Üretimin yükseltilmesi konusunda hükümet baskısı çok daha arttı. Yerel değimle zar-zor günleri ile üretim arttırılmaya çalışıldı.

Mükellefiyeti mükafata çevirme dönemleri…

Harp başlamış tehlike kapıda, memleketin herkese ihtiyacı var, kömür ihtiyacı zaruri, ocaklarda çalışan işçiler askerlikten muaf. 28 Şubat 1940'da Ücretli İş Mükellefiyeti (2. Mükellefiyet) uygulanmaya başladı. Bu uygulama, civar köylerdeki tüm erkeklerin 45 gün zorunlu olarak maden ocaklarında çalıştığı, sonraki 45 günü köyünde geçirdiği münavebeli (dönüşümlü) bir çalışma yöntemidir. 2. Mükellefiyet, 1 Eylül 1947'ye kadar devam eder. 

İşçilerin ocaklara zorla sokulması, ocaklardan kaçışlarını önlemek için başvurulan zorlayıcı tedbirlerin yerine, Kömür Madenleri İşletme Müdürü İhsan Soyak işçilerin verimini arttırmak için sadece cezalandırmanın değil, onları teşvik edecek sosyal tedbirlerin de alınması gerektiğini İktisat Vekâleti’ne bildiren işçi hakları ve sosyalleşmede öncü olmuş yöneticidir. Çalışan işçilere ve ailelerine sosyal yardımlar yapılıp ödüllendirilmesini sağlayan uygulamaları başlatmıştır.

-Gıda maddelerinin temininde azami suhulet gösterilmesi 
-Havzada çalışan işçinin tekavütlük işinin halledilmesi 
-İstihsalle alakadar bilumum personele  istihsal ve randımanla münasip bir şekilde prim verme imkanının bahşedilmesini sunmuştur.

Mükellefiyet konusu bugün bile tartışılıyor olsa bile o zamanın görgü tanıkları İhsan Soyak dönemini övgü dolu sözlerle anlatmaktadır.  

Adı Soyadı……....:Hüseyin Turan.
Doğum Tarihi....: 1915
Röportaj……......: Saffet Can  (1994)

Köy muhtarlarıyla buluştular Köy muhtarlarıyla buluştular

-İhsan Soyak da Müessese Müdürü oldu, para tırink. Aybaşı oldu muydu, işçiler parasını alırlardı. Soyak pavyonlar yaptırdıydı. Yıkanma, banyo, bedava yemek her şey vardı. İhsan Soyak zamanında işçinin yüzü güldü. Havzada İhsan Soyak’ın heykelinin yapılması lâzım heykelinin... Zonguldak’ta İhsan Soyak’ın heykelinin yapılması lâzım.

-Harp içindeyiz. Memleketin herkese ihtiyacı var. Vapurlar kömür ister. Ocağın işçisi eksik olup da kömür düşmesin diye çıktı mükellef. O kanun, onun için çıktı. Kötü bir kanun değildi. Bu kanun işçiye büyük bir kolaylıktır. Mükellef işçiyi askere bile almıyorlardı. Ocakta çalışıyor diye askere bile almazlardı.

-Bir gün İncirharmanı’nda grizu patladı. Grizu vardı orada, ölçmediler doğru belli. Lâğım atıldı orada İnfilâk etti. İnfilâk edince 48 kişi öldü. İhsan Soyak nerde ise deli olacaktı. Çok çalışkan adamdı.
 
-Bir gün benim kartiyeye geldi. Dediler ki, “İhsan Soyak ocağa gelecek.” “Gelecek ama niye gelecek?” İşçi, birinci Allah’tan korkardı. İkinci İhsan Soyak’tan. Hep öyle. çekinirdik yani. disiplinli adamdı rahmetli. Soyak benim kartiyeye gelince Baha Bey vardı; Kozlu Bölüm Mühendisi. 3-4 kişi geldiler benim kartiyeye. “Hoş geldiniz beyefendi” dedim. “Hoş bulduk” dediler. Kartiyeyi dolaştık filân, ben de peşlerinden. Onlar kendi aralarında Fransızca bir şeyler konuştular. Ondan sonra İhsan Soyak elini uzattı. “Kartiyeni beğendim” dedi. “Bir dahaki gelişimde daha iyi olur inşallah” dedi.
 
-O zamanın devrinde 200 kişi vardı. İhsan Soyak bana “Teşekkür ederim” dedi ya, bana sanki Kozlu’yu verdi. Bu ne demek? İhsan Soyak tebrik ediyor seni. Beğendi.
........
 
Havzanın yapılanması ve sosyal tesisler…

1942 ile 1950 yılları arasındaki görev süresince, Üzülmez, Karadon, Çaydamar ve Kozlu bölgelerindeki işçi ve memur yemekhaneleri, sinema binaları, okuma ve oturma yerleri, mühendis ve memur lokalleri, işçi pavyonu ve hatta lojmanlar, yaz kampları, dinlenme ve sosyal tesisler ve ekonomaların yapılanması İhsan Soyak döneminde başlamıştır. Fener mahallesi lojmanları, A Tipi misafirhane ve Deniz Kulübü, Teniz kortları ve hatta EKİ parası bu dönemde yapılmıştır. 

Sanata, kültüre ve sanatçıya verdiği önem Zonguldak’a büyük değerler kazandırmıştır.  Dönemin tiyatro hocası ve sanatçısı Memduh Oynar 1947 senesine kadar İstanbul’da yaşamış, çeşitli topluluklar ve kumpanyalar kurarak yurdun dört bir köşesinde temsiller vermek amacıyla gitmediği vilayet kalmamıştır. 1933'de Zevk Sineması’nın açılışı münasebetiyle temsil vermek amacıyla ilk defa geldiği Zonguldak’a, 1947'de Süheyla Bedriye Topluluğu ile ikinci turne gelişinde ise (E.K.İ.) Ereğli Kömürleri İşletmesi Genel Müdürü İhsan Soyak tarafından huzuruna davet edilerek, E.K.İ. Temsil Kolunu kurmakla görevlendirilmiş ve turne hayatını burada noktalamıştır. Temsil Kozlu'nun kurulması ile birlikte bölge işçi yemekhanelerini tiyatro salonu haline getirir. Kömür ocaklarında bir ay süren vardiya giriş-çıkışlarında işçilere tiyatronun yanı sıra saz, caz, millî oyunlar ve illüzyon gibi etkinlikler de sergilenerek işçinin motivasyonu sağlanır. Zamanın Halkevi başkanı Dr.Reşat Tanyeri' nin halkevi salonunu cumartesi ve pazar günleri kendilerine tahsis etmesiyle şehir halkı da bu etkinlikleri izlemeye başlamıştır.

Maden Mühendisleri Cemiyeti’nin kurucusu…

Türk Yüksek Maden Mühendisleri Cemiyeti'nin 1930 tarihli nizamnamesinde, Cemiyetin kurucuları Zonguldak Yüksek Maden Mühendisi Mektebi 1928 yılı mezunlarından Yusuf Gürata, 1929 yılı mezunlarından İhsan Soyak ve İhsan Ayla ve 1930 yılı mezunlarından Mustafa Sami Erk ve Zeki Yerdelen olarak belirtilmektedir. Günümüzdeki Maden Mühendisleri Odası’nın kurucu mimarlarından biriside İhsan Soyak’tır.

Soyak döneminin izleri bugün hala Zonguldak’ta konuşulmaktadır. Zonguldak şehrinin, kömür havzasının ve EKİ  kurumunun yapılanmasında ve büyümesinde çok etkili olmuş bir bürokrattır. O yıllara şahitlik etmiş insanların tabiriyle ‘Zonguldak’ın Mimarı’ İhsan Soyak’tır. TTK (Türkiye Taşkömürü Kurumu) Genel Müdürlüğü binası önündeki bağlantı yolu onun adını taşımakta olup, 1960 yılından sonra yaşadığı İstanbul’da (1986) vefat etmiştir. 

Yüksel Yıldırım-2015

Kaynak yazarlar:
Gürdal Özçakır
Murat Kara