Müzisyenlik yanını bilmezdim ben, duymamıştım hiç. Çaycuma’da birlikte yaşadığımız ve beni de çok mutlu eden bir “muhabbet gecesi”nde öğrenmiş oldum. Nasıl mı? Şöyle..
1982 yılı Haziran ayının başları. 1402 sayılı yasa ile görevden alındığım günler. Zonguldak’ta her akşam ev öğretmen arkadaşlarla dolup taşıyor. Bir akşam birisi “Abi gelsene” diyerek cam kenarına çağırdı, evden biraz ötedeki iki siyah otoyu gösterdi. “Ooo! Demek ki koruma altındayız!..” diye gülüştük. Yarınki gün Musa Dayı’nın kahvesinde arkadaşlara, “Yarın Çaycuma’ya gidiyorum, oradan Devrek’e geçeceğim, eve kimse gelmesin” diye haber bıraktım.   
Çaycuma’da akşamın döndüğü saatlerdi. Bizim çocuklar Sarı Orhan’ın kahvesinde (Avcılar Kulubü) otururlardı. Oraya yöneldim. Tam köşedeki Berber Mehmet Uzaldı’nın dükkanını dönerken birden Güneş Müftüoğlu ile karşılaştık. Güneş, acele ile “Abi, Bahçeli’nin arka tarafına gel” dedi, yürüdü gitti. Çaycuma’da avukatlık yaptığı yıllardı. Bir-iki kişiyle lafladıktan sonra “Bahçeli Lokanta”ya geçtim.
Masada 6-7 kişi falandık galiba. Tümer de (Peker) orda mıydı?  Biraz sonra Güneş Müftüoğlu elinde bir “Kanun”, Aziz Odabaş da “Keman”la çıkıp gelmezler mi? Ben onların müzik ile ilgilerinden habersizdim, şaşırdım kaldım. Güneş Müftüoğlu, Üsküdar Musiki Cemiyeti’nin üyesi imiş üniversite yıllarında. Belli ki Av. Aziz Odabaş da bir müzik eğitiminden geçmişti. Biraz sonra kafalar çakırlaşmaya başlayınca kanun ve keman da devreye girdi ki, “Şarkılar seni söyler dillerde nağme adın” diye girildi yola. Ha babam de babam derken saat gece yarısını çoktan geçmişti. Çok mutlu olmuştum. Çaycuma’nın lacivert akşamında yıldızların altında biraz olsun ferahlamıştım..
AVUKATLIK SONRASINDA
Güneş Müftüoğlu; 1945 Çaycuma doğumlu. İlk ve Orta öğrenimini Çaycuma’da yaptı, Zonguldak M. Çelikel Lisesi’ni ve İstanbul Hukuk Fakültesin bitirerek kentimizin genç bir avukatı olmuştu. Lise yıllarında Çaycuma Gençlik Kulubünde forvet hattında top oynadı. Avukatlığı döneminde 13 yıl GMİS’in de avukatlığını yapmıştı.
Bir süre sonra Doğru Yol Partisi’nden siyasete girdi ve 1987 ve 1991 seçimlerinde iki dönem Zonguldak milletvekili seçildi, 50.Hükümet’te Devlet Bakanlığı yaptı. Siyaseti bıraktıktan sonra Radyo Televizyon Üst Kurulunda(RTÜK) üyelik ve başkanlık görevlerini yürüttü. Güneş Müftüoğlu, RTÜK’ten ayrıldıktan sonra Başkent Hastanesi Hukuk Danışmanı olarak da görev yapmıştı.
            İyi düzeyde “kanun sanatçısı” da olan Müftüoğlu, RTÜK’lü yıllarında Türk Sanat Müziği formunda “Zonguldak Şarkısı” ve “Mavi Dilekler”adlı şarkıların güftesini yazmış ve bestelemişti.
ZONGULDAK ŞARKISI
*
T.S.M. Repertuar No: 15101
Güfte ve Beste: Güneş Müftüoğlu
Makam: Uşşak
Usül: Nim Sofyan
***
Denizinle kumunla
Meşhur Karaelmasınla
Kıvrım kıvrım yolunla
Sen ne güzelsin Zonguldak
*
Çaycuma’nın yoğurduyla
Filyos’un balığıyla
Devrek’in bastonuyla
Sen ne güzelsin Zonguldak
*
Ereğli’nin çileğiyle
Alaplı’nın fındığıyla
Tefen’in dağlarıyla
Sen ne güzelsin Zonguldak
*****
ARAŞTIRMACI YAZARLIK
Ben bu şarkıyı bir TRT programında dinlemiştim geçmişte. Bir de bir Pazar günü yayımlanan “Müzisyen Vekillerimiz” adıyla bir programda Güneş Müftüoğlu’nu kanun çalarken ikinci kez dinlemiştim. Ancak, Müftüoğlu’nun bir de AMASRA şarkısı var Hicaz makamında bestelediği bu şarkının güftesini ise Bartınlı şair yazar Tarık Çıtak  (Bartın Gazetesi-10.02.2020) yazmış.
Müftüoğlu; Sporculuk, avukatlık, siyaset, milletvekilliği, bakanlık, devlet adamlığı, müzisyenlik, RTÜK Üyeliği ve Başkanlığı, görevlerinden sonra, “araştırmacı yazarlık” kimliği ile de çıkar karşımıza ;
Meclisin İçinden-1991,
Sosyal Devlet ve Hukuk-1996,  
Altın Çiviler Bir Mebusun Hizmet Öyküsü-2012, kitaplarını yazar, yayınlar.
*****
HİZMETLERİN ÖYKÜSÜ
Müftüoğlu, son kitabı Altın Çiviler Bir Mebusun Hizmet Öyküsü”nde “siyasetin çok ulvi, çok zevkli, bir o kadar da zor bir memleket hizmeti olduğunu” vurguluyor. Müftüoğlu, “Bu kitap ülkemize, milletimize hizmet edenlere, bu hizmetleri vesile olan liderlere, hizmetlerin gerçekleşmesi için benimle beraber olan, baha destek veren idealist, vatansever insanlara duyulan bir saygını ifadesidir”diyor.
Müftüoğlu, kitabında gerçekleştirilen hizmetleri, yatırımları anlatırken, ilgili sektör hakkında dünya ve ülke genelinde bilgi sunmaya özen gösteriyor.
Müftüoğlu, Sekiz bölümden ibaret olan kitabın bölümleri hakkında şu bilgileri verir:
Birinci bölümünde; ‘Türkiye Kağıt Sanayinin Gelişimi, Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi, Çaycuma Organize Sanayi Bölgesi, Zonguldak Çaycuma Havaalanı, Serbest Bölgeler ve Filyos Serbest Bölgesi, Balıkçılık, Türkiye Orman İşçileri Sendikası, Çaycuma Kültür Merkezi, Çaycuma Şehir Stadı, Çaycuma Devlet Hastanesi, Çaycuma Belediye Terminal Tesisleri ve Köprülerimiz, Çaycuma Öğretmenevi, Çaycuma Anadolu Ticaret ve Meslek Lisesi,  Çok Programlı Lise,
İkinci bölümünde; ‘Devlet Bakanlığı Görev Süresi ve Etkinlikleri;
Üçüncü ve Dördüncü bölümde; ‘Bir İl kadar Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Yaşama ve Olanaklara Sahip Göz Bebeğimiz Ereğli’ye yaptığımız katkılar,
Beşinci bölümde;  Alaplı ve Gökçebey İlçelerimiz,
Altıncı bölümde;  Musiki Yaşantım,
Yedinci bölümde,  Kitaplarım Hakkında Bilgiler,
Sekizinci bölümde; Yıllardır yaşanan acı ve tatlı hatıralardan bir demet sunmaya çalışır.
Çaycuma Köprüsü’nün  yaşamında özel bir yeri vardır. “Çocukluğunun köprüsü” olarak tanımladığı bu köprüye de kitabın ilgili bölümlerinde yer verir. Kitabın yazılışının son aşamasında kuruluş öyküsünü anlattığı bu köprü ile ilgili maalesef üzücü bir olay yaşanır ve derin üzüntü duyar. Çocukluğunun köprüsü 62 yıllık Çaycuma Köprüsü yılların tahribatına, ilgisizliğe ve bakımsızlığa daha fazla dayanamaz ve 6 Nisan 2012 tarihinde ortadan ikiye ayrılır. Bu acı olayda hayatını kaybedenleri rahmetle anarken, ailelerine başsağlığı ve sabırlar diler.  
“Kitabın, doğup büyüdüğü Zonguldak için, ekonomik, siyasal, sosyal kültürel ve çevresel konularda bir belgesel olması yönünde çaba harcamamıştır. Ancak yıllar önce gerçekleşenler, gerçekleşmesini sağladığı yatırımlar ve yaşadıkları, kitabı bu yöne çekmiş olabilir. Böyle bir değerlendirme, emeğime ayrı bir tat ve değer verecektir”” değerlendirmesini yapar.