ADD Zonguldak Şubesi başkanı Mustafa Coşkun dernek merkezinden yazılı bir açıklama yaparak 18 Mart tarihinin önemine değindi. Çoşkun açıklamasında şu görüşlerini dile getirdi:

ÇANAKKALE ve İSTANBUL Boğazlarının Jeopolitik ve Stratejik önemleri yüksektir. Her iki boğazın tek bir devletin egemenliğinde bulunmasıyla bu önem daha da artarak olağan üstü bir durum kazanmaktadır. Bunun bilincinde olan emperyalist ülkeler 1914-1915 yıllarında Çanakkale’yi geçmeyi denediler.

3 KASIM 1914 – 18 MART 1915 tarihleri arasında Çanakkale Boğazı’nda cereyan eden bir seri deniz savaşlarıyla GELİBOLU yarımadasında 25 NİSAN 1915-8/9 OCAK 1916 tarihleri arasında yapılan kara savaşları Türk tarihinin en şerefli sayfalarını dolduran birer zafer destanıdır.

Çanakkale savunması,öz yurdunu korumak için şahlanan yaralı bir ulusun, sayı ve maddi açılardan üstünlüğü tartışılmaz olan düşmanlarını yenerek, onları felce uğrattığı bir savaştır. Bu durumuyla dünya harp tarihlerine geçmiş ve Türk tarihine de altın harflerle yazılıp Türk’ün kahramanlık ve şeref abidesi olmuştur.

Bu zaferler, büyük Türk Ulusuna Atatürk gibi dahi bir lider hediye etmiştir. Mustafa Kemal’in Anafartalar’da parlayan yıldızını 18 MART’ın şafağı aydınlatmış, bu zafer, Türk’e, öz benliğini ulusal kimliğini bulma yolunu göstermiş, Türk bağımsızlık savaşının temelleri ÇANAKKALE’nin sularında ve Conk Bayırı’nda atılmıştır.

18 MART Çanakkale Zaferi, Anafartalar yangınının bir kıvılcımıdır. Mustafa Kemal Atatürk’ün tarihe geçen ilk kahramanlığı 18 MART’ın beşiğinde doğmuş; bu şahsiyet, Sakaryalarda şahlanmış, Dumlupınar’da Türk’ün kaderini değiştirmiş 9 EYLÜL 1922’de Ulusumuzu dünya uluslararasındaki şerefli mevkiye yükseltecek son zaferi kazanmıştır. Bu olayların moral dayanağını kuşkusuz Çanakkale’ler oluşturmuştur.

Çanakkale’yi doğrudan savaşarak geçemeyeceklerinin bilincinde olan emperyalist ülkeler şimdi de BOP projesiyle çevremizdeki ülkeleri ele geçirerek Türkiye’yi kuşatmaya başlamışlardır. Aynı zamanda yurdumuzda etnik ve dini ayrımcılığı körükleyerek içten yıkma planlarını da sürdürmektedirler. Bu onların asırlardır devam eden hayalleridir. Bu hayalleri, büyük önder Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği gibi “milletin azim ve kararlılığı” yıkacaktır. Tek bir şeye ihtiyacımız var o da; Çanakkale ve Kurtuluş Savaşlarında olduğu gibi yine hep birlikte Türk Milleti olmayı başarmaktır. Irk, dil, din, mezhep, cinsiyet ve siyasal görüş ayrımı yapılmaksızın herkesin eşit olduğu laik, demokratik sosyal hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti’ni ilelebet yaşatacağız.

Çanakkale’de vatan savunmasında, Kurtuluş Savaşında ve Türkiye Cumhuriyetinin varlığı için geçmişten bu güne canlarını feda edentüm şehitlerimizi bir kez daha saygıyla, rahmetle ve minnetle anıyoruz.