Öncelikle hayat hikayenizden başlayalım isterseniz. Aslen Zonguldaklı mısınız?

- Hayır ben aslen Sinopluyum. Babam elektrikçidir. Burada TTK’da çalışıyordu.12 Yaşındayken ortaokulu okumak üzere Zonguldak’a babamın yanına geldim ve burada yaşamaya başladım. Zonguldak’taki birçok lisede okumaya çalıştım fakat aksilikler oldu, bitiremedim liseyi.

Peki yontu sanatına nasıl başladınız?

- 1981 yılında 12 Eylül darbesi sıralarında gözaltına alınma durumum olmuştu. Bende bu süreçte ekmek ve çamurla vakit geçirme amaçlı satranç taşları yapmaya başladım. Daha sonrasında bu icraatı ahşapla devam ettirdim. Zonguldak’ta o zamanlar Hacettepe Üniversitesi’nin bazı bölümleri vardı. Orada marangozhanede çalışmaya başladım. Sonrasında ise eselerimde insan figürlerini konu aldım.

İlk serginizi ne zaman halka açtınız?

- İlk sergimi İstanbul Taksan Sergi Odası’nda 2001 yılında açtım. Devamında 2001 yılı Haziran ayında Zonguldak’ta açtım. Bu güne kadar Zonguldak, Safranbolu ve Ankara’da çeşitli zamanlarda sergi açtım. Sanırım bu yedinci veya sekizinci sergim olmalı.

Eserlerinizdeki genel konu nedir? Soyutlamalarınızı hangi alanlarda yapıyorsunuz?

- Ben genelde insan hallerini eserlerime yansıtıyorum. Eserlerimin konusunu toplumsal olaylara göre belirliyorum. Soyutlamalarımda, emek ile ilgili heykellerimde büyük bir el kullanıyorum. Kadın ve özgürlük temalarını ele almak içinse kanat figürünü kullanıyorum. Mesela bir eserimde kadının iki ayağını bir pabuca sokmasını ve özgürlük arayışını anlatmak için; Tek ayakkabı giyinmiş kanatlı bir kadın yontusu yaptım.

İzlenimlerime göre çoğu kadın eserinizde çıplaklık var. Bunun sebebi nedir?

- Heykel yapımında insan figürleri önce çıplak yapılır, sonra giydirilir. Benim kadın figürlerini çıplak bırakmamın sebebi ise; Kadın vücudunun zaten başlı başına bir sanat eseri olmasıdır.

Gözünüzü nasıl kaybettiniz? Tek gözle bu işi yapmak zor olmuyor mu?

- 1970’li yıllarda Ereğli’de bir fabrikada çalışırken, iş kazası sonucu bir gözümü kaybettim. Fakat bu benim sanatımı icra etmeme hiçbir zaman engel olmadı. Bir kafaya tek göz yetiyor.

Elinize, emeğinize sağlık. Ayrıca yeteneğinizle bizlere bu göz ziyafetini yaşattığınız için teşekkürler.  

Eda Kavtelek