Zonguldak Belediyesi AKP Meclis Grubu Halkın Sesi’ne konuştu… Zonguldak Belediye Başkanı Muharrem Akdemir hakkında açtıkları davaya yönelik eleştirileri yanıtlayan meclis üyeleri, davayı ‘demokrasiye aykırı’ bulan tepkilere anlam veremediklerini söylediler

“AKDEMİR’E ŞİİR Mİ YAZACAKTIK”

Zonguldak Belediye Başkanı Muharrem Akdemir hakkında ‘Kamu İhale Mevzuatı’na aykırılık’, ‘İhaleye fesat karıştırmak’ ve ‘Görevi kötüye kullanmak’ suçlamasıyla dava açan AKP Belediye Meclis Grubu, davaya yönelik ‘Seçimle gelen seçimle gitmeli’ yönündeki eleştirilere açıklık getirdi. Halkın Sesi’nden Mustafa Özdemir’e konuşan Ali Danacı, Saadettin Birinci, Mustafa Çağlayan, Mehmet Mercimek, Abdullah Karagüzel ve Gökhan Emrah Karaarslan, Zonguldak halkından aldıkları yetki ve sorumluluğun gereği olarak bu davayı açıklarını ve davanın kesinlikle politik bir dava olarak görülmemesi gerektiğini belirterek, “Ne yani ortada bu kadar usulsüzlük varken Muharrem Akdemir’e şiir mi yazacaktık?” dediler.

METİN DEMİR BAŞKAN OLACAK İDDİALARINA CEVAP VERDİLER

Davanın açılış sebebinin aynı zamanda Zonguldak Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı olan Metin Demir’i Zonguldak Belediye Başkanı yapmak için kurgulanmış bir senaryo olduğu iddialarını kesinlikle kabul etmeyen AKP’li meclis üyeleri, “Burada bizim grup olarak verdiğimiz mücadele Zonguldak halkının hakkını, hukukunu kaynaklarını koruma mücadelesidir. 1 saniye sonrası bile hesap edilmemiştir. Eğer öyle defakto bir ortam ortaya çıkarsa AK Parti’nin 12 meclis üyesi vardır. Her biri bu işi başarabilecek, birikim ve donanıma sahiptir. Buna genel merkez ve teşkilat karar verir” ifadelerine yer verdiler.

“SUÇLU OLAN HERKES HESAP VERMELİDİR”

Mustafa Özdemir’in davaya konu olan ve doğrudan temin yöntemiyle Zonguldak Belediyesi’ni milyonlarca lira zarara uğratan iş adamı Davut Acar’ın Adalet ve Kalkınma Partisi’nin resmi kayıtlı üyesi olduğunu hatırlatmak üzerine söz alan AKP meclis grubu sözcüsü Abdullah Karagüzel, “Adalet ve Kalkınma Partisi yaklaşık 10 milyona yakın üyesi olan bir kitle partisidir. Üye olmak bir üstünlük değildir, bir ayrımcılık değildir. Suçlu olan herkes hesap vermelidir. Kaldı ki, biriyle alakalı suç duyurusunda bulunmak bu Sayın Muharrem Akdemir’de olsa ekşi yemek yeme gibidir. Bu bizim arzu ettiğimiz bir durum değildir. Fakat halkımızın bizim üzerimizdeki hakkıdır” dedi.

 

Halkın Sesi: AK Parti grubu olarak Zonguldak Belediye Başkanı Muharrem Akdemir hakkında ‘Kamu İhale Mevzuatı’na aykırılık’, ‘İhaleye fesat karıştırmak’ ve ‘Görevi kötüye kullanmak’ suçlamasıyla bir dava açtınız. Bu dava kamuoyunda ‘politik’ bir dava olarak algılandı. Bu davayı açmaktaki gerçek maksadınız neydi?

Mustafa Çağlayan:  Biz 2014 ve 2015 yılları Denetim Komisyon üyeliğimiz sırasında belediyece yapılan hizmet ve mal alımları dosyalarını incelediğimizde bir takı usulsüzlüklerle karşılaştık. Aslında yapılması gereken ihalelerin yapılmadığı bu ihalelerin bölünüp parçalanarak doğrudan temin limitlerine sığdırılıp bu yolla alıma başvurulduğunu gördük. Toplu alımlarda yapılması gereken ihalelerde rekabet ortamının oluşacağı ve bu rekabet ortamının belediyenin yaptıracağı işi daha ucuza veya daha ekonomik yaptırabileceğini gördüğümüzden dolayı bunun kamu zarara uğratma olarak değerlendirdik. Tüm bunları tespit etmişken sessiz kalmak veya sadece konuşmak belediye meclis üyesi olarak yaptığımız görev gereği eksik kalacaktı. Tüm bunlar yerel basında ve özellikle Halkın Sesi gazetesinde sayfa sayfa vatandaşın da bilgisine sunuldu. Biz kamu görevi yaptığımızdan dolayı bunu üzerimizde görev ahzettik ve davayı açma kararı kaldık. Bu dava politik bir dava değil suça bulaştığını düşündüğümüz Belediye Başkanı Sayın Muharrem Akdemir’e açılmış kamusal bir davadır.

Halkın Sesi: Zonguldak Belediyesi’nde uzun yıllardır bazı şirketlerin doğrudan teminle iş aldığı konuşuluyordu. Madem bu kadar rahatsızlık var niçin bu kadar beklediniz?

Abdullah Karagüzel: 2009-2014 de AK Parti grubu olarak belediye başkanını 4 defa dava ettik. 2 davayı kazandık. 2 dava için İç İşleri Bakanlığı’ndan onay alamadığımız için dava açılamadı. Bu iki davadan biri terminal ihalesinin yapım işi, diğeri ise belediye başkanının yetkisi olmadan belediyenin yerini ihalesiz kiraya vermesiydi. Dolayısıyla önceki yıllarda denetim raporlarına bakıldığında bu konu çok rahatlıkla görülebilir. Aynı eleştiriler geçmiş yılardaki denetim raporlarına da yansımıştır. Yani biz geçtiğimiz dönem Belediye Başkanı Muharrem Akdemir’e gerekli uyarıyı yapmıştık. Gerekçe olarak belediyenin bilançosu öne çıkartılmıştı. Son hazırlanan denetim raporu CHP’li 3 , AK Parti’li 2 meclis üyesinin oy birliğiyle karara bağlanmıştır.  Bu rapor geçtiğimiz Nisan ayında yayınlandı. O tarihten itibaren gerekli inceleme ve dava hazırlıklarımız tamamladık. Fakat kendisi bu uyarılara kulak vermek yerine bir arsızlığa dönüştürdü. Yapacak tek şey meseleyi adliyeye intikal ettirmekti. Onu da yaptık.

Halkın Sesi: Dava süreci sonunda AK Parti grubu olarak beklentiniz nedir? Size göre Akdemir’in suçlu bulunup İç İşleri Bakanlığı tarafından görevden alınma ihtimali var mı?

Abdullah Karagüzel: Burada bizim grup olarak verdiğimiz mücadele Zonguldak halkının hakkını, hukukunu kaynaklarını koruma mücadelesidir. 1 saniye sonrası bile hesap edilmemiştir. Eğer öyle defakto bir ortam ortaya çıkarsa AK Parti’nin 12 meclis üyesi vardır. Her biri bu işi başarabilecek, birikim ve donanıma sahiptir. Buna genel merkez ve teşkilat karar verir.

Halkın Sesi: Sıkça eleştirdiğiniz ‘CHP zihniyeti’ ve Akdemir’e yönelik eleştirilerinizi her platformda dile getiriyorsunuz. 2 dönem önce AK Partili bir belediye başkanı Zonguldak’ı yönetti. Bugün eleştirdiğiniz birçok konu o günde sorundu. Peki o zaman hükümet desteğiyle bu sorunlar neden çözülemedi?

Abdullah Karagüzel: O dönemi masaya yatırdığımızda eksiklerimiz, başaramadığımız şeyler olabilir. Fakat toplamda baktığımız gerek personel yapısı, gerek mali durumu, gerek İller Bankası’nın ekonomik pozisyonu ne kredi almaya müsaitti ne de Zonguldak Belediyesi böyle bir borçlanmaya müsaitti. Ama 2004-2009’u değerlendirdiğimizde 2004’te aldığımız belediyenin musluklarından su akmıyordu. Baraja yeni bir barajda daha ekledik. Şimdi baktığımızda ise sular boşa akıyor. Şehir içi geçiş o zaman yapıldı. O dönemde çöp döküm alanı yoktu. Hatta çöp denize gidiyordu. Biz yeni çöp döküm alanı yaptık. Atık Su Arıtma Tesisi projesi hazine garantisiyle o gün Zonguldak’a kazandırıldı. Zonguldak en büyük sorunu olan mülkiyet meselesi 7 milyon TL’lik bir maliyetle hayata geçirilmeye çalışıldı. Fakat seçimi kaybedince o da olmadı. O günün değerlendirmesini yaptığımızda merkezi hükümetin koşulların el verdiği ölçüde şehre sahip çıktığını, bugünkü belediyeye ne uygulanmışsa o dönemde belediyeye aynı şeyleri uyguladığını söyleyebiliriz.  

Halkın Sesi: Zaman zaman mecliste ciddi bir üslup sorunu yaşanıyor. Atışmalar bazen sınırları zorluyor. Bu diyaloglarda en çok öne çıkan isimde sizsiniz. Bunu özellikle de basının önünde yapmayı tercih ediyorsunuz. Bu siyasi bir takdir mi yoksa başka özel bir sebebi mi var?

Mustafa Çağlayan:  Bir örnek verelim. Fevkani Köprüsü üzerine dökülen asfalt. Tüm yaz boyunca beklendi. Okullar açıldı. Servisler yola çıktı, yağmurlar başladı. Sonra da yağmurlu havada asfalt döküldü. 2 gün sonra daha yol daha kötü oldu. İşte bu belediyenin parasını çar çur etmenin en somut örneğidir. Hatta dik alasıdır. Böyle bir israfı yapana şimdi biz mecliste şiir mi yazalım? Biz bunları dile getirdiğimizde kendisi cevap vermek yerine bize sinirleniyor.  Bizde sonrasında aynı şekilde cevap veriyoruz. Eğer ortada bir diyalog problemi varsa bizde değil karşı taraftan kaynaklanıyor.

Abdullah Karagüzel: Mesela bu tartışmalardan bir tanesi de AKM yokuşundaki mazgallar. İlk su baskınında mecliste bunu dile getirdik. Bizim söylediğimiz lafları bizim midemize dolduracağını söyledi. Daha sonra sizin gazetenizle yaptığımız söyleşide oradaki mazgalları söktüklerini, Fransız kanallarını iptal ettiklerini yerinde gösterdik. Emral Çarşısı’nı, Gazipaşa caddesindeki bazı mağazaları su bastı. Esnafımız zarar gördü. Daha sonra bizim söylediklerimize kulak vererek söylenen mazgalları yerine koydu. Fransız kanalını da yeniden keşfetti. Şuanda orası işler halde. Zamanında anlattığımıza tepki göstereceğine kulak verip işini yapsaydı Emral Çarşısı’nın altındaki ve Gazipaşa Caddesi’ndeki esnaf zarar görmezdi. Bunu hatırlatmak üslupsuzluk mudur? Yoksa görevimizi yerine getirmek midir?

Halkın Sesi:  Bu davada somut olarak bakıldığında size göre en büyük ihlal ve en önemli konu nedir?

Mehmet Mercimek: Doğrudan alımların tamamına bakıldığında bunlar görülebiliyor. Beton, demir, bitki, suni çim, kazık, duvar imalatı, taş duvar imalatı gibi tüm her şey tek firma üzerinden yapılmış. Doğrudan teminlerin yüzde 65-70 civarındaki doğrudan teminlerin onlara verildiği Denetim Raporu’nda açık açık görülmekte. CHP meclis üyesi arkadaşlarımızın da oy birliği ile bu zaman gözükmektedir.

Halkın Sesi: Bir belediye meclis üyesini belediye başkanı yapmak için bu dava açıldı, bu senaryo iddiaları nereden çıkıyor?

Abdullah Karagüzel: Sayın Muharrem Akdemir suçüstü yakalanmıştır. Suçluluğunu kamuoyunu yanıltarak iddialarımıza cevap verme cesaretini gösteremeyerek farklı roller oynuyor. Buna binaen CHP sözcüleri de topa girip bize cevap vermeye çalışıyorlar. Buradan sesleniyoruz; CHP’nin büyüğü, öncelikle Zonguldak Belediyesi’ne 80 bin TL su borcunu öde. Yüksek maaş alıyorsun borcunu yapılandır tüyü bitmemiş bebenin hakkını yiyorsun. Önce o borcunu öde. Sayın Muharrem Akdemir’e borcundan dolayı sizi idare etmenin diyetini ödetme yerine görünen yanlışlardan dolayı borcunu ödedikten sonra belediye başkanınızı hesaba çekin. Onun dışındaki söylenen senaryoların tamamı kendi ayıplarını örtmeye yöneliktir.

Halkın Sesi: Partiniz her platformda demokrasi vurgusu yapıyor, hatta sizlerde günlerce demokrasi nöbeti tuttunuz. Demokrasinin olmazsa olmazı seçimle gelen seçimle gider olgusu ise AK Parti grubunun Akdemir’i gönderip, AK Partili bir belediye başkanı çıkartma çabası demokratik bir yöntem midir?

Mehmet Mercimek: Dava açmaktaki sebebimiz bizim belediye başkanını düşürelim ve yeni bir belediye başkanı çıkartalım gibi hesabımız yok. Denetim raporundaki suç unsurlarını görüp de dava açmamak bizim partimiz ve demokrasi adına yanlış olan bir uygulamadır. Asıl konu saptırılıyor. Davanın açılma sebebi içeriği hesap edilmiyor. Siyasetteki İnsanların 12 tane AK Partili meclis üyesinden çekinmesinden dolayı farklı senaryolar uyduruyorlar.

Mustafa Çağlayan: Seçimle gelen seçimle gitmelidir fakat suça bulaşmış olan hesabını vermelidir.

Halkın Sesi: Davada Ankara Büyük Şehir Belediye Başkanı Melik Gökçek’in avukatının tercih edilmesinin gerçek sebebi nedir? Size göre Gökçek’in avukatı davada siyasi bir baskı unsuru olarak yorumlanabilir mi?

Abdullah Karagüzel: Burada yaptığımız çalışma il başkanlığımız ve genel merkez düzeyinde yaptığımız girişimler çerçevesinde olmuştur. Dolayısıyla avukat tercihimiz de bunun sonucudur. Kaldı ki böyle bir baskılama, ön almak bizim tarzımız değildir. Öyle olsaydı daha önce açtığımız İç İşleri Bakanlığı’nın izin vermediği suç duyuruları da bunun örneğidir. Baskı yapsaydık o zaman yapardık.

Halkın Sesi: Davaya konu olan İş adamı AK Parti’nin resmi üyesi. Bu konuyla ilgili bir girişimde bulunacak mısınız?

Abdullah Karagüzel: Adalet ve Kalkınma Partisi yaklaşık 10 milyona yakın üyesi olan bir kitle partisidir. Üye olmak bir üstünlük değildir, bir ayrımcılık değildir. Suçlu olan herkes hesap vermelidir. Kaldı ki, biriyle alakalı suç duyurusunda bulunmak bu Sayın Muharrem Akdemir’de olsa ekşi yemek yeme gibidir. Bu bizim arzu ettiğimiz bir durum değildir. Fakat halkımızın bizim üzerimizdeki hakkıdır.

Halkın Sesi: Bu röportaj kamuoyundaki soru işaretlerini gidermek adına önemli bir röportaj oldu. Son olarak sizlerin bize sormak istediği bir soru var mı?

Mehmet Mercimek: Tabi ki var. Zonguldak Belediyesi’ne yönelik eleştirilerimiz ve dava konusu iddialarla ilgili sizde bizim paralelimizde yayınlar yaptınız. Bizim açtığımız davayı destekler haberler yaptınız. Ancak davayı açtıktan sonra dava eksenli değil de senaryo eksenli haber ve yorumlar yaptınız. Bizde bunun nedenini merak ediyoruz.

Halkın Sesi: Açılan davada doğrudan temin yöntemiyle Zonguldak Belediyesi’ni milyonlarca lira zarara uğratan Davut Acar ve Zonguldak Belediye Başkanı Muharrem Akdemir arasındaki sıra dışı ilişkiyi yakından bilen bir gazeteci olarak bu davanın sonunda ikisinin de kesinlikle mahkum olacağını düşünüyorum. Bizim en başından beri tavrımız suçlu kim olursa olsun, hangi partili olursa olsun cezasını çekmesi. Gazete olarak AKP’nin, Muharrem Akdemir ve Davut Acar hakkında açtığı davayı yerinde hatta geç kalınmış bir hamle olarak görüyorum. Bizim eleştirimiz davanın açılmasına değil, Metin Demir eksenli bir senaryonun hayata geçirileceği yönündeki iddiaların yanıtsız kalmasıydı. Nitekim, Metin Demir’in ve dolayısıyla AKP grubunun geçmişte demokratik teamüllere aykırı şekilde Zonguldak Belediye Başkanı olma girişimi o dönemde Halkın Sesi’nin ısrarlı yayınları sonucu son anda önlenmişti. Akdemir’in açılan dava sonucunda İçişleri Bakanlığı tarafından görevinden el çektirilmesi halinde yapılacak başkanlık oylamasında meclis üyelerinin kendi hür iradeleriyle oy kullanamayacağı yönünde ciddi kaygılarım var. Bundan sonraki süreci hep birlikte yaşayarak göreceğiz.