Alaplı Çevre Platformu bugün bir açıklama yaparak ilçede su ürünleri üretim alanı olarak belirlenen bir gölete yapılmak istenen cüruf tesisine karşı çıkarak, “Bu tesise Kdz. Ereğli Belediyesi izin vermedi. Biz çevre köylerin halkı ve Alaplı’yı seven çevre gönüllüleri olarak bu tesisi istemiyoruz” dedi.

 

Alaplı Çevre Platformu bir basın açıklaması yaparak ilçede yapılmak istenen cüruf işleme tesisine karşı çıktı. Düzenlenen basın toplantısında açıklamayı Alaplı Çevre Platformu Sözcüsü Mustafa Köroğlu yaptı. Aynı saatlerde tesisin yapılacağı Osmanlı köyünde yaşayan vatandaşların sokağa çıkarak destek verdiği açıklamada daha önce Karadeniz Ereğli’ye kurulmasına izin verilmeyen tesisin kurulacağı yerin su ürünleri üretiminin yapıldığı bir gölet olduğu belirtilerek, çevresindeki derelerin, tarım arazilerinin, ormanların, plajlar ve yerleşim alanlarının adeta yok sayıldığı iddia edildi.

 

BU TESİSE KDZ. EREĞLİ BELEDİYESİ İZİN VERMEDİ

Köroğlu açıklamasında, “İlçemizin Osmanlı Köyü sınırları içerisinde cüruf işleme Tesisi kurulacağını öğrenmiş bulunuyoruz. Zonguldak İl Genel Meclisi, tesisin kurulması planlanan araziler için imar planlarında değişiklik yapma kararı almıştır. Biz bu tesisin kurulacağını bu şekilde öğrendik. Alaplı sınırlarında böyle bir tesisin kurulacağını öğrenir öğrenmez söz konusu tesise 22.01.2020 tarihinde ÇED gerekli değildir izini verildiği bilgisine ulaştık. Erdemir’in cüruflarını işleyecek bu tesise ‘Tehlikesiz Atık Geri Kazanım Tesisi! adı altında ÇED gerekli değildir raporu alınmıştır. Tesisin kurulacağı alan Kavak Deresi’nde eski taşocağının bulunduğu bölgedeki göletin içidir. Kavak Deresi her ne kadar Alaplı’ya yakın olsa da Ereğli ve Alaplı sınırlarının kesiştiği bölgede yer almaktadır. Kurulacak olan tesise 300 metre mesafede olan Kavak Deresi Mahallesinin arazilerinin bir kısmı Kdz. Ereğli sınırları içinde, bir kısmı ise Alaplı sınırları içindedir. Kurulması planlanan tesisin yanında, Ereğli sınırları içinde kalan arazide geçtiğimiz aylarda aynı şekilde bir tesis kurulmak istenildi. Kdz Ereğli Belediyesi izin vermedi. Biz çevre köylerin halkı ve Alaplı’yı seven çevre gönüllüleri olarak bu tesisi istemiyoruz” dedi.

 

DERE GÜZERGAHINDA TARIM ARAZİLERİ VE SERALAR MEVCUT

Neden istemediklerini ve yaşadıkları süreci tüm Alaplı’ya duyurmak için böyle bir basın açıklaması yapma ihtiyacı duyduklarını söyleyen Köroğlu, “Size tesisin kurulması için alınan izinde yer alan bilgilerden bazılarını ifade etmek istiyoruz. Gölet, dere, tarım arazileri, ormanlar, plajlar, yerleşim alanları adeta yok sayılmıştır. Tesise yer açmak için bu bölgedeki göletin doldurulacağı ifade ediliyor. Kavak Deresinin kör bir dere olduğundan bahsediliyor. Bu gölet derenin daha önce işletilen taş ocağı tarafından dere yatağının bozulmasıyla oluşmuştur. Derenin suyu yaz aylarında azalsa da hala akmaktadır. Kavak Deresi kör bir dere değildir. İçinde balıklar yaşamaktadır. Gölette de balıklar yaşamaktadır. Dere bölgemizin en güzel plajlarından Cennet plajına ve Alaplı Balıkçı barınağına akmaktadır. Dere güzergahında tarım arazileri ve seralar mevcuttur. Tesisin çevresi orman arazisi ile çevrilidir. Bu bölgede yoğun olarak ıhlamur, kestane ve defne ağaçları vardır. Kavak Deresi, Osmanlı, İncivez, Sindelli, Kıyıcak Köyü çok yakınlarındadır. Bölgede çevre köylerin içme suyu kuyuları vardır. Ayrıca Kdz. Ereğli ve Alaplı’nın yaşam alanları olan plajlar ve piknik alanları kuş uçuşu 500 metre mesafede yer almaktadır” diyerek açıklamalarını sürdürdü.

 

GÖL VE KAVAK DERESİ’NİN KORUNMASI İÇİN DEVLET YETKİLİLERİNİ GÖREVE DAVET EDİYORUZ

Tesisin kurulacağı gölün su ürünleri istihsal sahası olduğunu söyleyen Köroğlu, açıklamasında, “Su ürünleri üreme ve istihsal sahalarının doldurulup kurutulması ve dere yataklarının değiştirilmesi 1380 sayılı su ürünleri kanununa göre yasaktır.  Göl ve Kavak Deresi’nin korunması için devlet yetkililerini göreve davet ediyoruz. Geçmişte derenin yatağının bozulmasına göz yumulmuştur. Yatağı bozulan dere göle dönüşmüştür. Ülkemizin her yerinde böyle alanlar, mesire alanı olarak düzenlenip koruma altına alınırken Alaplı’da neden yok edilmek istenilmektedir? Raporda bu gölün nasıl doldurulacağı ve doldurulunca suyu nereye gideceği hakkında hiç bir bilgi yok. Çünkü gölden su birikintisi diye bahsedilmiş. Doldurulacak alan üzerinde stoklanan cüruflar dere suyuna karışacak, ya da yağmur suları ile tarım alanlarına ulaşacaktır. Bu konuda da hiçbir bilgi yok. Tarım arazilerine karışacak olan ve dere kanalıyla plaja kadar ulaşacak olan kanser yapıcı maddelerle ilgili hiçbir değerlendirme yok” şeklinde ifadelere de yer verdi.

 

BU TÜR TESİSLERİN AÇILDIKTAN SONRA KAPATILMASI KOLAY OLMUYOR

Raporda kanser yapıcı maddelerin, ortaya çıkacak toz ile tüm çevreye yayılacağını ancak bunun fındık üzerinde nasıl bir etki yapacağının değerlendirilmediğini de ifade eden Köroğlu, sözlerine, “Cüruflar kamyonlarla Ereğli’den Alaplı’ya taşınacak. Alaplı’da işlenecek. Taşınırken yolda yaptığı kirlilik sulamayla yok edilecekmiş. Cürufu işlerken çıkan tozu azaltmak için sulama yapılacakmış. Cürufun içindeki az miktardaki demir alındıktan sonra geriye kalan çok miktardaki cüruf nerede stoklanacaktır? Tesisin yapılacağı alanda bulunan köylerde, 6 bin dönüm fındık alanı bulunuyor. Köylerimiz ve fındık alanlarımız, atık tozları ile zehirlenme riskiyle karşı karşıyadır. Köylerimizin ürettiği fındık kısa dönemde kimyasal zehirlere hedef olacak, uzun dönemde fındıklarımız kuruyacak. Ortaya çıkacak TOZ’un tesise 300 metre mesafedeki Kavak Deresi Mahallesi başta olmak üzere, çevre köylere, Alaplı’ya ve çevredeki tarım arazilerine etkisi yeterince hesap edilmiş midir? Çünkü daha önce hem Ereğli Organize Sanayi Bölgesinde, hem de Ereğli tersaneler bölgesinde faaliyet gösterirken çevreyi kirlettikleri için 2 tesis kapatılmıştır. Mahkeme süreçleri devam etmektedir. Bu tür tesislerin açıldıktan sonra kapatılması kolay olmuyor” diyerek devam etti.

 

KANSER YAPICI MADDELER LİMİT DEĞERLERİN ÇOK ÜZERİNDE

Açıklamasında Kardemir’in böyle bir ortamda yarattığı ve mahkeme kararıyla tespit edilen kirlilik değerlerine de yer veren Köroğlu, “Daha önce Karabük’te faaliyet gösteren KARDEMİR’in yüksek fırın cürufunu işleyen bir tesisin yarattığı kirlilik mahkemeye konu olmuş ve TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi tarafından toprakta ve havada yarattığı kirlilik ölçülmüştür. Bu ölçümlerde kanser yapıcı maddelerden arsenik toprakta limit değerin 50 kat üzerinde, yer altı suyanda7 kat üzerinde çıkmıştır. Krom torakta limit değerin 4 kat üzerinde, teneffüs edilen havadaysa 44 kat üzerinde çıkmıştır. Vanadyum toprakta limit değerin 5 kat üzerinde, nikel ve kobalt ise yeraltı suyunda limit değerin üzerinde çıkmıştır. Özetle kanser yapıcı maddeler teneffüs ettiğimiz havaya, bölgede su kuyusu olan çevre köylerin içme suyuna, tarım arazilerimize, başta fındık olmak üzere mahsullerimize, plajlarımıza karışacak ve Alaplı’da kanser vakaları artacaktır” dedi.

 

AŞK ALAPLI DİYENLERİ GÖREVE DAVET EDİYORUZ.

Köroğlu açıklamasını şu ifadelerle tamamladı: “Basından öğrendiğimiz kadarıyla ocak ayında yapılacak olan İl Genel Meclisi Toplantısında gölün içinde kalan tarım arazileri için nihai karar verilecekmiş. Ve bu kararla bu tesisin açılması önünde hiç bir engel kalmayacaktır. Şu ana kadar yaptığımız girişimlerde adeta suskunlar ordusuyla karşılaştık. Yerel basında haber yaptırmaya çok uğraştık. Bir tanesi dışında destek göremedik. Siyasi parti temsilcilerinden destek göremedik. Araziyi İmara açma kararı alan İl Genel Meclisi Üyelerinden destek göremedik. Oda başkanlarından destek göremedik. Belediye Başkanlarından yeterli desteği göremedik. Milletvekillerinin bir tanesi dışında destek göremedik. Muhtarlarımızdan yeterli desteği göremedik. Son çare olarak CİMER’e başvurduk. Ne sonuç çıkacağını bilemiyoruz. Buradan şimdiye kadar bize destek vermeyen tüm kurum ve kişilere sesleniyoruz. Hani Bu şehirde yaşamak bir başkaydı. Aşk Alaplı diyenleri göreve davet ediyoruz.”