15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü ve Şehitleri Anma Etkinlikleri kapsamında Üniversitede düzenlenen “15 Temmuz; Bir Özgürlük Destanı” konulu panel yoğun bir katılımla gerçekleştirildi

 

Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi Sezai Karakoç Kültür Merkezinde düzenlenen panele Zonguldak Valisi Ahmet Çınar, Zonguldak Belediye Başkanı Muharrem Akdemir, Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Çufalı, Zonguldak İl Protokolü, akademik, idari personel ve öğrenciler katıldı.

BEÜ basın bürosundan verilen bilgilere göre saygı duruşu ve İstiklal Marşı ile başlayan, BEÜ İlahiyat Fakültesi Öğr. Üyesi Doç. Dr. Hasan Meydan’ın moderatörlüğünü yaptığı panelde, Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Dekan Vekili Prof. Dr. Kudret Bülbül, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) 22. ve 23. Dönem Bilecik Milletvekili Fahrettin Poyraz ve BEÜ İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi (İİBF) Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü Öğr. Gör. Ali Osman Sezer konuşmacı olarak yer aldılar.

Panelin protokol konuşmaları, Rektör Prof. Dr. Mustafa Çufalı ve Zonguldak Valisi Ahmet Çınar tarafından yapıldı. Rektör Çufalı, “15 Temmuz’un Ülkemiz ve milletimiz için çok önemli bir gün olduğunu, Türkiye için bir dönüm noktası olduğunu vurguladığı konuşmasında; Türk milleti 15 Temmuz gecesi gösterdiği birlik ve dayanışma ile tüm dünyaya örnek olmuştur. Türkiye’de artık darbelere karşı bilinçli ve tek yürek olan bir milli mücadele ruhu var. Darbelere karşı, tüm benliğiyle dimdik ayakta duran bir Türk milleti var. Türkiye için ortak payda “vatan ve özgürlüktür”. Artık bu ortak paydamız için çalışan bir gençlik var. Bu gençlik bambaşka bir gençlik. Gençliğe güveniyoruz. Halkımıza güveniyoruz.15 Temmuz gecesi Türkiye, genciyle yaşlısıyla korkusuzca, vatan ve millet aşkıyla tankları bertaraf etmiştir. Türk Milleti, 15 Temmuz gecesi sergilediği bu milli mücadele ruhu ile tüm dünyaya örnek olmuştur, gelecekte de örnek olmaya devam edecektir. 15 Temmuz gecesi Türk milleti bir özgürlük destanı yazmıştır. Dolayısıyla 15 Temmuz’u artık bir matem havasında değil, milletçe özgürlük destanının yazıldığı, demokrasi zaferinin elde edildiği bir kahramanlık günü olarak anmalıyız. Bu vesileyle başta 15 Temmuz Demokrasi şehitleri başta olmak üzere bu vatan uğruna hayatlarını feda eden tüm şehitlerimize Allah’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı, yaralılarımıza acil şifalar diliyorum” dedi.

Rektör Çufalı’dan sonra kürsüye çıkan Vali Ahmet Çınar ise; Türkiye’nin coğrafya olarak çok stratejik bir noktada olduğunu, bu coğrafya içerinde her türlü kahramanlığa, emperyalist sömürgelere, hainliklere tanık olduğunu, Fethullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) masum Anadolu çocuklarını kandırarak, sömürerek başlattığı bu hain hareketin ise Türk Milletinin gösterdiği dünyaya emsal olacak kahramanlık direnişiyle bertaraf etiğini vurguladı. Çınar, “Dünyada artık yeni bir aktör var. Gelecek dünyanın en büyük aktörü Türkiye’dir. Emperyalist saldırılar ve tehditlere karşı artık daha güçlü bir Türkiye dünya sahnesinde. Türkiye’de devlet, kurumlarıyla, diplomasisiyle çok güçlü çalışıyor. 15 Temmuz Demokrasi Zaferi ile Mustafa Kemal Atatürk’ün kazandırdığı Millî duruş, Milli mücadele ruhu yeniden canlandı. Bundan sonra da en çok muhtaç olduğumuz şey “birlik” olmaktır.  Türkiye artık devleşerek doluna devam edecektir.” diye konuştu.

Protokol konuşmalarının ardından Doç. Dr. Hasan Meydan’ın moderatörlüğünde panele geçildi.  Konuk konuşmacılardan ilk olarak Prof. Dr. Kudret Bülbül kürsüye çıktı. Bülbül, 15 Temmuz demokrasi şehitlerini anarak ve böyle anlamlı bir anma programının Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi’nde yapılmasının kendisi içinde ayrı bir değer taşıdığını vurgulayarak başladığı konuşmasında, “FETÖ bir küresel işgal hareketidir. Sadece Türkiye için değil, tüm dünyada tehdit oluşturan bir terör örgütüdür. FETÖ’nün Türkiye’de üretilen bir terör örgütü olmasının en büyük nedeni Türkiye’nin tarihiyle, potansiyeliyle ve imkânlarıyla bugün ve gelecekte insanlığın sorunlarına cevap verebilecek nadir ülkelerden bir olmasındandır. Türkiye medeniyet sınırları, siyasal sınırları fersah fersah aşan güçlü bir ülkedir. Türkiye, diğer dünya ülkelerinde olmayan üç temel unsurun,  adalet, paylaşım ve birlikte yaşamanın bir arada olduğu nadir ülkelerden biri olduğu için rahat bırakılmamaktadır. 15 Temmuz hain darbe girişimi Türkiye’deki bu üç unsurun bölünmesi için yapılmıştır. Ancak, Türk Milleti 15 Temmuz gecesi gösterdiği kahramanca direnişle bu hain terör hareketini bertaraf etmiştir. Peki, FETÖ hala bir tehdit midir? Evet, FETÖ hala içimizde başsız bir canlı bomba gibi dolaşmaktadır. FETÖ, cemaat ya da bir sivil toplum örgütü değildir. FETÖ, her türlü mekanizmayı bize karşı kullanan, olduğu gibi görünmeyen, göründüğü gibi olmayan tamamen bizim zaaflarımızı, kutsallarımızı hedef alarak küresel bir hegemonyakurmayı amaçlayan bir hain terör örgütüdür.” diye konuştu.

Konuk konuşmacı Dr. Fahrettin Poyraz da konuşmasında, FETÖ oluşumunun köklerinin çok eskilere dayandığını, bu örgütün Türkiye’nin diniyle diliyle, inancıyla, tüm değerlerini hedef aldığını vurgularken, “FETÖ denilen hain yapılanmanın sadece Türkiye’de faaliyet göstermediğini, küresel anlamda kimliklerini gizleyerek yapılandığını,  bu ve buna benzer oluşumların Pakistan ve Irak gibi ülkelerde de boy gösterdiğini, bu tür terör örgütlerinin kardeşi kardeşten, anayı evlattan ayıran ve kendi devletine düşman eden bir örgüt olduğunu dile getirdi. Poyraz,“FETÖ böyle haince bir amaç doğrultusunda zaaflarımızı, inançlarımızı ve kutsallarımızı işleyerek yine bize karşı düşmanca bir tavır içerisinde kullandı ve bu hain darbe girişiminde bulundu” dedi.

Son olarak mikrofonu devralan konuşmacı Ali Osman Sezer ise, 15 Temmuz’un Türk Milleti için çok önemli bir gün olduğunun altını çizdiği konuşmasında, “Millet olmakancak özgür olmakla sağlanabilecek bir duruştur. 15 Temmuz gecesi millet olarak özgürlük için dimdik ayakta durduk ve bir özgürlük destanı yazdık. Bu özgürlük destanı bize büyük sorumluluklar yüklemektedir. Bu özgürlük destanını kuşaktan kuşağa, her defasında yeniden yorumlayarak aktarmak gerekmektedir. 15 Temmuz’da halkımız, özgürlüğü için milli bir irade ortaya koydu. Bu milli irade öyle güçlü bir iradedir ki bu gücünü 15 Temmuz gecesi destansı bir biçimde tüm dünyaya göstermiştir. Türkiye’de darbeler emperyalizmi kutsal bir motivasyonla gerçekleştiren emperyalist Batı’nın işbirlikçileri eliyle gerçekleşir. Hıristiyan Teolojisi servete sahip olmayı kutsal bir iman göstergesi olarak saymaktadır. Bu nedenle dünyada her yeri ele geçirmek için faaliyet içindedir.  Darbeciler de bu iradenin köleleri olarak hareket etmektedir.  15 Temmuz’da milli irade, özgürlüğü için bir varoluş mücadelesi göstermiştir. 15 Temmuz’da yazılan bu özgürlük destanı bağlamında demokrasi, vatan ve milli irade değerlerine sahip çıkmalı ve sürekli yanan bir meşale gibi bu değerleri canlı ve diri tutmalıyız” diye konuştu.

Panelistlerin konuşmalarının ardından soru-cevap kısmına geçilen panel sonrasında protokol tarafından konuşmacılara günün anısına hediyeler takdim edildi. Panelin ardından protokol, konuşmacılar ve katılımcılar, Sezai Karakoç Kültür Merkezi fuaye alanında bulunan 15 Temmuz Fotoğraf Sergisini gezdi.

(Haber merkezi)