CHP İl Başkanı Ahmet Altun, Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun partisini genel başkan seçimli olağanüstü kongreye götürmesini değerlendirdi;

 

“BUNUN ADI SARAY DARBESİDİR”

 

CHP İl Başkanı Ahmet Altun, Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun yeniden aday olmayacağını açıklayarak partisini genel başkan seçimli olağanüstü kongreye götürmesini “Saray darbesi” olarak nitelendirirken, “Bu darbe 64. Hükümet’e karşı yapılmış bir darbedir, bütün cumhuriyetçilerin, demokratların, aydınların demokrasiden yana olan vatanseverlerin darbeye direnmesi gereğin de ötesinde zorunluluktur” dedi.

CHP Merkez İl Başkanı Ebru Uzun, CHP Kadın Kolları Başkanı Merve Kır, Gençlik Kolları Başkanı İsmail Kaya, il yöneticileri ve Zonguldak Belediye Meclis üyeleri ile birlikte parti binasında basın toplantısı düzenleyen Altun, Başbakan Davutoğlu’nun kendisine oy veren 23 milyon 681 bin 926 kişinin iradesiyle değil, bir kişinin iradesiyle koltuğundan ayrılmak zorunda kaldığını da sözlerine ekledi.

 

BUNUN ADI 4 MAYIS SARAY DARBESİDİR

Yaşanan gelişmelerin darbeyle sonuçlandığını ve bunun adının da 4 Mayıs Saray Darbesi olduğunu belirten Altun, “Sayın Ahmet Davutoğlu, AKP’nin 22 Mayıs 2016 tarihinde yapılacak Olağanüstü Kongresinde aday olmayacağını belirterek, Genel başkanlık görevinden ayrıldığını açıkladı. Ancak basın toplantısında bunun kendi tercihinin olmadığını da ifade etti. O zaman soru şu; kendi tercihi değilse hangi gerekçeyle ayrıldı? Bu sorunun yanıtı verilmedi. İzin verirseniz bu sorunun yanıtını ben vereyim; 17 Aralık 2012; dönemin başbakanı şu ifadeyi kullandı. Yasama ve Yargı benim için ayak bağıdır dedi. Yani güçler ayrılığı ilkesinin açıklıkla ret etti. Sonra devam etti 21 Mart 2015; Sayın Erdoğan Cumhurbaşkanı seçildikten sonra. Parlamenter sistem artık bekleme odasına girmiş bulunmaktadır diye bir cümle kullandı ve bunu birkaç yerde ayrıca tekrar etti. Bu söylemler aslında sivil görünümlü bir darbenin, bir dikta yönetimi özleminin ayak sesleriydi. Bunu defalarca ama defalarca dile getirdik. Dün kaçak sarayda gerçekleşen görüşmeyle darbe fiilen gerçekleşti. Darbenin adı, 4 mayıs Saray Darbesidir. Şunu özellikle vurgulamak isterim ki, 4 Mayıs Saray Darbesi 28 şubat Post Model Darbesini de aşan bir niteliğe sahiptir.28 Şubat da Rahmetli Erbakan Başbakanlık dan uzuklaştırılmıştı.4 Mayıs Saray Darbesiyle de Sayın Davutoğlu Başbakanlığı bırakmak zorunda kalmıştı.

Bu darbenin, yani 4 Mayıs Saray Darbesinin 28 şubat dan farkı “ Yol Arkadaşım” dediği “ Dava Arkadaşım” dediği bir kişi tarafından bu darbenin gerçekleştirilmiş olmasıdır.

İSTİFASIYLA DİKTA YÖNETİMİNE ZEMİN HAZIRLAMIŞTIR

Başbakan Davutoğlu’nun istifasıyla birlikte dikta yönetimine zemin hazırladığını da iddia eden Altun, “Sayın Davutoğlu Başbakan olarak 2 kez seçimlere girmiş, 7 Haziran da % 40.87 ,1 Kasımda da %49.5 oranında oy almıştır.Başarılı bir sonuçtur. Yani Parlamenter  Demokratik Sistemin Kuralları içinde, Başbakanlık koltuğuna Sayın Davutoğlu oturmuştur. Bu bağlamda meşruluğu hiç tartışılmamıştır.Çünkü milli iradeye saygı demokrasinin temel kuralıdır. Özetle, Sayın Davutoğlunu Başbakanlık koltuğuna kendisinin de sıklıkla vurguladığı Milli İradeye getirmiştir. Ancak Sayın Davutoğlu kendisine ve partisine oy veren 23 milyon 681 bin 926 kişinin iradesiyle değil, bir kişinin iradesiyle koltuğundan ayrılmak zorunda kalmıştır. Evet, 23 milyon 600 bin kişinin iradesiyle koltuğa oturan Sayın Davutoğlu bir kişinin iradesiyle koltuğundan ayrılmak zorunda kalmıştır. O bir kişi,4 Mayıs da Saray Darbesini gerçekleştiren kişidir. O bir kişi ,ülkesinin demokrasi sini değil kendi dikta yönetimini düşünen ve planlayan kişidir.Sayın Davutoğlu üzülerek ifade edeyim ki 4  Mayıs Saray Darbesine boyun eğerek dikta yönetimine zemin hazırlamıştır. Oysa  Demokrasi adına doğru olan 23 milyon kişinin kendisine verdiği görevi savunmasıydı. Milli İradeye sahip çıkmasıydı.”Bu koltuğa beni halk getirdi ancak halk götürür” demesiydi. Yani 4 Mayıs Saray Darbesine Davutoğlu’nun açıkça direnmesi gerekirdi” dedi.

DAVUTOĞLU’NU SAVANMAK DA BİZE DÜŞTÜ

Demokrasi adına Başbakan Davutoğlu’nu da savunmanın demokrasi adına kendilerine düştüğünü de ifade eden Altun “Şu kadere bakın ki demokrasi adına Sayın Davutoğlu’nu savunmak da bize düştü. Türk Siyasal Tarihinde önemli bir yeri olan AKP’nin neredeyse bütün kadrolarının 4 Mayıs Saray Darbesini kabullenmiş görünmeleri de demokrasimiz adına başka bir acı tablodur. Oysa demokrasilerde darbeler desteklenmez, darbelere direnilir. Bu halkın iradesine, yani Milli İradeye de bağlılığın temel bir görevidir. Davutoğlu maalesef bunu yerine getirememiştir. 4 Mayıs Saray Darbesini bir partinin iç meselesi olarak görmemek de gerekir. Bu darbe 64.Hükümete karşı yapılmış bir darbedir. Bütün Cumhuriyetçilerin, Demokratların, Aydınların, yani demokrasiden yana olan bütün vatanseverlerin darbeye direnmesi gereğinin de ötesinde bir zorunluluktur. Bir dikta yönetiminin yasal zeminini hazırlamak için ülkenin meşru Başbakanı na karşı 4 Mayıs Saray Darbesini yapanlar şunu asla unutmasınlar: Cumhuriyet Halk Partisi olduğu sürece asla amaçlarına ulaşamayacaklardır.Yaklaşık 150 yıllık bir parlamenter geçmişimizi bir diktatörün beklentilerini teslim etmeyeceğiz. Kimsenin şüphesi olmasın darbecileri yeneceğiz, Demokrasi kazanacak, Tarihte hep bunu  böyle yazmıştır” şeklinde konuştu.  (UMUT ERSES – AYCAN KARADAĞ)