Eski Terörle Mücadele Müdürü Zonguldak’ta cemaat gerçeğini Halkın Sesi’ne anlattı

“CEMAATLER ER YADA GEÇ BAŞA BELA OLACAK”

 Zonguldak’ta uzun yıllar Terörle Mücadele Şubesi’nde amir ve müdür olarak görev yapan ve güvenlik nedeniyle isminin açıklanmasını istemeyen polis müdürü Halkın Sesi’ne konuştu. Halen il dışında emeklilik hayatını sürdüren eski Terörle Mücadele Müdürü, sadece Gülen Cemaati’nin değil, diğer cemaatlerin de 3-5 sene sonra Türkiye’nin başına bela olacağını söyledi.

DHKP-C’nin ölüm listesinde adı olduğu için kimliğini ve adresini açıklamak istemeyen polis müdürü, kendilerinin görev başında olduğu süre zarfında özellikle Gülen Cemaati başta olmak üzere mevcut cemaatlerin hepsini göz hapsine aldıklarını, polisten habersiz kuş bile uçurulmadığını söyledi.

 Halkın SESİ: Özellikle 90’lı yıllarda görev yaptığınız sırada cemaatler bu kadar yaygın mıydı? Cemaatler nasıl büyüyor?

Polis Müdürü: Biz Zonguldak’ta görev yaptığımız süre içerisinde cemaatlere sürekli markaj uyguladık. Kelimenin tam anlamıyla nefes aldırmadık. Cemaatler özellikle kırsalda fakir, parası olmayan ailelerin çocuklarını eğitim bahanesiyle ağına düşürüyor. Onları ilkokuldan üniversiteye kadar okutuyor, barınma ve eğitim masraflarını karşılıyor. Bununla da yetinmeyip devletin en önemli kademelerine yerleştiriyor. Zonguldak’ta cemaat yapılanmaları merkez ve bütün ilçelerde var. Hücre tipi yapılanma ile örgütleniyorlar. Özellikle yoksul ama zeki çocukları himayesine alıyorlar. Cemaat ve tarikat yapılanmaları Türkiye’de öncelikli olarak öğrenci yurtlarıyla büyümeye başladılar. Ülkenin stratejik kurumlarını ele geçirmek için eğitimli müritler yetiştirmeyi hedeflediler.

 “ÇOĞU ARAP YANLISI”

 Halkın SESİ: Zonguldak’ta faaliyet gösteren cemaatler neyi savunuyor? Nasıl örgütleniyor? En yaygın olanları hangisi?

Polis Müdürü: Bunların çoğu Arap yanlısı kişiler. Zonguldak’ta 3-4 büyük cemaatin yapılanması var. Gerisi küçük yapılanmalar. Hepsinin toplantı yerleri, salonları, yurtları, ticari birliktelikleri var. Cemaatler ilkokuldan itibaren çocukları toplayıp disiplinli bir eğitimden geçiriyor. Ağır ve baskın bir İslami eğitim şekilleri var. Zonguldak’ta Süleymancılar, Mahmut Efendi Cemaati, Fetullahçılar, Nakşibendiler, Adıyamancılar diğerlerine göre daha etkin ve daha çok taraftarları var.

“SÜLEYMANCILAR, FETULLAHÇILARA GÖRE ÇOK DAHA RADİKAL”

Halkın SESİ: Türkiye sözde Ilımlı İslam’ı savunan Gülen Cemaati’nin gerektiğinde nasıl şiddet yanlısı bir terör örgütüne dönüştüğünü yaşayarak gördük. Size göre Gülen Cemaati dışındaki cemaatlerin en radikali hangisi?

Polis Müdürü: Süleymancılar, Fetullahçılara göre çok daha radikal. Cahil insanları kandırıyorlar. Birçoğunun kendilerine ait tapulu evleri var. Cemaat evlerinin sayısını kimse bilemez. Çünkü hepsi cemaatlerin mütevelli heyetlerindeki insanların üzerine kayıtlı. Evlerde ağırlıklı olarak üniversite ve lise öğrencilerine yönelik yapılanma var. Ama ders ve ibadet dışında kendi cemaatlerinin liderlerinin kitaplarını okuyarak bir anlamda beyin yıkıyorlar. Adıyamancılar daha çok daha çok alkol bağımlısı, toplumda yer edinememiş insanları dinle kötü alışkanlıklardan arındırmayı hedeflemiş, ağırlıklı olarak İslami derslere ve eğitime yönlendiren bir cemaat. Diğer cemaat gruplarında zorlama yok. Siyasete müdahale yok. Cemaatler başka bir cemaatle kesinlikle ilişkiye girmezler. Olay ilk önce Kur-an’a hizmet olarak başlıyor. Ancak güçlendikçe, parayı ele alınca işin şekli değişiyor.

“BAZI CEMAATLER GETTO HALİNDE YAŞIYOR”

Halkın SESİ: Bu cemaatler kaç yıldır bu kadar etkin durumda?

Polis Müdürü: Fetullah Gülen cemaati en masumu ve en hoşgörülü cemaatmiş gibi görünüyor. Onların da gerçek niyetini yaşayarak gördük. Esasında hepsinin ortak hedefi devrim yapıp tek dünya devleti olmak istemeleri. Güvenlik güçlerinin düne kadar bunların üzerinde ciddi bir baskısı vardı. 28 Şubat sürecinde kıpırdayamadılar. Zonguldak’ta bazı cemaatler gettolar halinde yaşıyor. Mesela Mahmut Efendi cemaatine ait camii bile vardı. Gürcü tepesinde, Gelik’te, Çatalağzı’nda bulunan bu camilere sadece o cemaatin müritleri gider, sohbetler yapılırdı. Zaman zaman İstanbul’dan gelen cemaat müritleri ve hocaları bu camilerde eğitim verirdi. Camilerin imamları bile Diyanet’ten değil cemaatten görevlendirilen imamlardı. Biz o dönemde sıkı takibe almıştık. Daha sonra bu camiler Diyanet İşleri Başkanlığı’na geçti.

 “MASUM BİR İSLAMİ HAREKET OLARAK BAŞLADILAR”

Halkın SESİ: Peki bu cemaatler en baştan beri niyetlerini belli etmediler mi?

Polis Müdürü: Cemaatler Türkiye’de ve Zonguldak’ta 40 senedir etkin. Masum bir İslami hareket olarak başlayan cemaatler günün birinde eli silahlı bir terör örgütüne dönüşebiliyor. Bakın Gülen Cemaati’ne önce yurtlar, sonra dershaneler, ardından kolejler ve son olarak üniversiteler açtılar. Yurtdışında devletin yapamadığını yapıp okullar açarak yayıldılar. Bu planlı ve sistemli bir büyümeydi. Başında da söylediğim gibi cemaatler Türkiye’nin başına er yada geç bela olacaktı. Oldu da. Bundan sonra yapılması gereken diğer cemaatlerin kontrol altında tutulup devlet içinde yapılanmalarının önüne geçilmeli.