5 Haziran Dünya Çevre Günü nedeniyle düzenlenen etkinlikte çevresel felaketin doğanın yıkımı noktasına eriştiği dile getirildi.

 

Dünya Çevre Günü nedeniyle Kordonboyu’nda bir etkinlik düzenlendi. Zonguldak Çevre Koruma Derneği, TEMA İl Temsilciliği, Yaşanabilir Zonguldak Platformu ve Zonguldak Kültür ve Eğitim Vakfı (ZOKEV) tarafından etkinlikte müzik eşliğinde palyaço gösterileri yapıldı. Kerem Yücel’in “İsli Gelecek” adlı fotoğraf sergisinin de sergilendiği etkinlikte, çocuklarla “doğa” konulu resim atölyesi de yapıldı. Burada basına açıklama yapan Yaşanabilir Zonguldak Platformu Dönem Sözcüsü ve Zonguldak Çevre Koruma Derneği Başkanı Ahmet Öztürk, “Doğa gönüllüleri, çevre örgütleri, yaşam hakkı savunucuları, ekolojistler olarak bugünü kutlamıyoruz, çünkü isyandayız. Dünyanın her yanında, kâr hırsından gözü dönmüş zebaniler, doğayı acımasız şekilde talan ediyor. Yaratılan tahribat geri döndürülemez bir boyuta erişiyor. Artık yaklaşan bir çevre felaketinden değil doğanın yıkımından söz ediliyor. Sahip olduğumuz tüm kaynakların amansız talanına dayanan açgözlü politikalar sonucunda,  türler yok oluyor, canlı çeşitliliği hızla azalıyor. İklim değişiklikleri akıl almaz bir hıza ulaştı, buzullar eriyor, yer kürenin her noktasında soğukluk-sıcaklık değerleri, hiç de alışık olmadığımız değişimler gösteriyor. Doğanın yıkımının sarsıntıları dört bir yanı sarmışken, ne acı ki, insanlık, bu yıkımdan pay kapmanın savaşını veriyor. Tıpkı ülkemizde olduğu gibi, dünyanın pek çok yerinde, doğanın yıkımına yol açan politikalar geniş halk yığınları tarafından destekleniyor.

Ortalama 80 yıllık yaşamı olan bir insanın günlük çıkarları uğruna dünyanın milyonlarca yıllık geleceği heba ediliyor” dedi.

 

ANAYASA EN ÇOK ÇEVRE KONUSUNDA İHLAL EDİLİYOR

Türkiye’nin bu yıkımdan en çok payını alan ülkeler arsında yer aldığını söyleyen Öztürk sözlerine, “Anayasayı hiç saydıklarını defalarca açıklayan iktidar, en çok da, “Herkes sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir. Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek devletin ve vatandaşların ödevidir” diyen anayasanın 56. maddesini çiğniyor. Ülkenin dört bir yanında, yöre halkının direnişleri devlet şiddetiyle bastırılarak sularına el konuluyor, HES’ler yapılıyor, maden sahaları açılıyor, nükleer santrallere izin veriliyor. Kentsel dönüşüm adı altında yaratılan rantlarla kentler sözcüğün tam anlamıyla talan ediliyor. İçinde barındığımız kentler, çarpık kentleşmenin yarattığı kirlilik yüzünden yaşanmaz hale gelirken, Türkiye doğal kaynakları en hızla tükenen ülkeler arasında başı çekiyor. Tümüyle rant amaçlı spekülatif yatırımlar ve dev şirketlerin ihtiyaçlarını gözeten çarpık sanayileşme sonucunda, doğal koruma alanları, milli parklar dahil, her yer tehdit altında bırakılıyor” şeklinde devam etti.

 

FİLYOS’TA AHLAKSIZ BİR SANAYİLEŞME DAYATILIYOR

Yaşadığımız kentteyse ekoloji sorunları çığ gibi büyüdüğünü iddia eden Öztürk, “Yerel yönetimlerin imar oyunlarıyla yarattığı kirlilik, yaşam alanlarımızı bir beton bloğuna çevirirken, ülkenin en güzel coğrafyasında, çirkinin de çirkini kentleşme yaşanıyor. Nasıl verildiği tartışmalı izinlerle, ormanlık alanlar içinde üretim yapan onlarca taş ocağı, kentin oksijenini sağlayan ormanları tahrip ediyor.

Üst üste kurulan ve yapımı için sıra bekleyen onlarca termik santral, yöremizi termik cehenneme dönüştürürken, çevre il ve ilçelerdeki doğal yaşamı da tehdit ediyor. İçimiz kanayarak izliyoruz: Yeşil alanlar yok oluyor kentimizde, ormanlar kuruyor, denizimiz kirleniyor, hava kirliliği sınır ötesi düzeyde seyrediyor. İşsiz, aşsız, geleceksiz bırakılan Zonguldaklılara Filyos Projesi adı altında, içinde her türlü kirli teknolojinin bulunduğu ahlaksız bir sanayileşme dayatılıyor” dedi.

 

TERMİKÇİ ŞİRKET TEMİZE ÇIKARILMAYA ÇALIŞILIYOR

Öztürk açıklamasının son bölümünde, “Yaşadığımız çevresel sorunların en önemli sebeplerinden biri olan termikçi şirket, izin veren kamu görevlileri tarafından temize çekilmek için her türlü yol deneniyor. Zonguldakspor’a bağış yaptırılıyor, en küçük sosyal etkinlikleri, şaşalı sözlerle “büyük hayırseverlik” olarak pompalanıyor. Öyle ki, devletçe el konulan bir maden şirketinin, kendi santralinde yakacağı kömürünü satın alması bile ‘bir sosyal sorumluluk, hamiyetperver davranış’ olarak sunulmaya çalışılıyor. Bu palavralara karnımız tok. Çok iyi biliyoruz ki, bu doğa düşmanı şirketin yapacağı hiçbir sosyal çalışma, katlettiği doğamızın milyonda bir parçası kadar etmez.

Buradan tüm Zonguldaklılara sesleniyoruz. Bizlere torunlarımızın emaneti olan bu eşsiz doğa parçasını, bir parça da olsa yaşanabilir bir şekilde onlara aktarmak istiyorsak, harekete geçme zamanıdır. Doğanın amansız talanına dayanan imar kirliliğine, termik santrallere, hesapsız şekilde verilen taşocaklarına, bölgemizin en değerli ekosistemi Filyos Vadisi’ni yok edecek kirli teknolojilere karşı herkesi birlikte mücadeleye çağırıyoruz”  ifadelerine yer verdi.

 

GÜNVAR: BİRLİKTE MÜCADELE ETMELİYİZ

TEMA İl Temsilciliği adına konuşan Kurtlu Günvar ise, ülkemizin ve kentimizin hızla bir çevresel felakete sürüklendiğini ifade ederek herkesi birlikte mücadeleye, çevre konusunda daha fazla duyarlılığa davet etti.