CHP Zonguldak Milletvekili Ünal Demirtaş,  “Bugün, Zonguldak'ta değil, İstanbul'da, Bursa'da, Soma'da, Türkiye'nin birçok kentinde Zonguldaklılar mahalleleri oluştu. Emeğin başkenti, emeklinin başkentine dönüştü. Zonguldak nüfusu küçüldü, ekonomisi küçüldü, Zonguldak iflas eden bir kent hâline geldi” dedi.

Demirtaş TBMM Genel Kurulunda Emekli Sandığı Yasası ve bazı kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerin 11. Maddesi üzerindeki görüşmeler esnasında yaptığı  “1991 büyük madenci yürüyüşü ve rödevans şirketlerinin maliyet farkının giderilmesi" konulu konuşmasında, 7 Haziran’dan bugüne gelen terör zincirinin son halkasının İzmir’de yaşandığını belirterek terörü kınadı.

“ARABAYLA GİDEMİYORUZ. AMA AYAKLARIMIZ VAR. YÜRÜYECEĞİZ.  ”

Zonguldak'taki büyük madenci yürüyüşünün 26'ncı yıldönümünün yaşandığını ifade eden Demirtaş şöylekonuştu:
“ 1980 darbesi en büyük darbelerinden birisini de işçi sınıfına vurmuştu. Darbeciler Türkiye'deki işçi haklarını baskı altına aldılar, darbeden sonra Zonguldak'taki maden işçileri de yıllarca en fazla hakları gasp edilen işçilerdi. Maden işçileri 30 Kasım 1990'da Genel Maden-İş Sendikası Genel Başkanı Şemsi Denizer liderliğinde greve başladılar. 30 Kasımdan yürüyüşün başladığı 4 Ocak 1991 tarihine kadar Genel Maden-İş'e bağlı 48 bin işçinin tamamı greve katıldı. Çevre illerdeki işçilerin de gelişiyle Zonguldak, Türkiye tarihinin en büyük işçi hareketine sahne oldu. Ama işçiler bir ayı aşkın süredir maaşlarını alamadılar. Kış çöktü, eylemlere katılan işçilerin bir kısmı işten kovuldu ancak erzak yardımları ve tüm Zonguldak halkının grevdekilerle dayanışması işçilere büyük bir güç verdi ve bir kent esnafıyla, köylüsüyle, memuruyla, sokaktaki vatandaşıyla birlikte maden işçilerinin yanında durdu. Tüm Türkiye'deki işçiler, aydınlar, sanatçılar Zonguldaklı madencilere destek verdi.

3 Ocak 1991 tarihine gelindiğinde Hükûmetle görüşmelerden hiçbir sonuç çıkmadı. 4 Ocakta madenciler Zonguldak'tan Ankara'ya gitme kararı aldılar. Ancak, Ankara'ya işçileri götürecek olan 1.150 otobüsün şehre girişi engellenmiş oldu. Bunun üzerine Genel Başkan Sayın Denizer 4 Ocak sabahı madencilerin toplandığı meydana baktı ve "Arabalarımızı engellediler. Arabayla gidemiyoruz ama ayaklarımız var, yürüyeceğiz." açıklamasını yaptı ve 4 Ocak 1991'de büyük madenci yürüyüşü başladı ve madenciler aileleriyle birlikte 100 bin kişi beş gün boyunca yürüdü. Yürüyüş devam ettikçe yürüyenler çoğaldı ve iktidar işçilerden korkmaya başladı. İşçiler Mengen'e geldiklerinde iktidar karşılarına dozerleri ve kepçeleri çıkardı. Sonunda, hükûmet geri adım attı ve sendikacılarla masaya oturacağını açıkladı ve bunun üzerine yürüyüş, yürüyüşün lideri Denizer tarafından sonlandırıldı. İşte, bu grev, bu yürüyüş Türkiye'deki en büyük işçi hareketi olarak tarihe geçti.”

“ZONGULDAK CEZALANDIRILDI”

Bu yürüyüşten sonra Türkiye'deki özelleştirme politikaları AKP iktidara gelinceye kadar on iki yıl ertelenmek zorunda kaldığını savunan Demirtaş şunları kaydetti:

“İşte bu yürüyüşten sonra Zonguldak cezalandırıldı. Önce, Zonguldak bölünerek iki il daha çıkarıldı, Bartın ve Karabük; sonra da Taşkömürü Kurumu kapatılmaya çalışıldı. 1991 yılında 48 bin maden işçisi olan TTK'da bugün itibarıyla 8 bin işçi kaldı. On dört yıllık AKP iktidarı döneminde Zonguldak'ın hiçbir sorunu çözülmediği gibi mevcut sorunlara birçok sorun eklendi. Bu sorunlardan da en önemlisi işsizlik. Bir zamanlar Türkiye'nin Almanya'sı olan ve tüm Türkiye'den göç alan Zonguldak, maalesef, göç vermeye başladı. Bugün, Zonguldak'ta değil, İstanbul'da, Bursa'da, Soma'da, Türkiye'nin birçok kentinde Zonguldaklılar mahalleleri oluştu. Emeğin başkenti, emeklinin başkentine dönüştü. Zonguldak nüfusu küçüldü, ekonomisi küçüldü, Zonguldak iflas eden bir kent hâline geldi.”

REDÖVANSA TEŞVİK MADDESİNE  DESTEK

“ Zonguldak'taki redövans işletmecilerinin TTK'nın elindeki atıl durumda bulunan maden ocaklarını ekonomiye kazandırdığını ifade ederek, “ Redövansçı şirketlerde 5 bin işçi çalışıyordu, ancak, son yıllarda artan maliyet artışları nedeniyle şirketler işçi çıkarmak zorunda kaldılar ve şu an işçi sayısı binin altına düştü. Ereğli'deki Alacaağzı işletmesinde çalışan bin işçi işsiz kaldı. 2 defa ihaleye çıkmasına rağmen ihaleyi alan çıkmadı. Bu madde yasalaşırsa bu bin işçiyle birlikte binlerce işçi tekrar iş sahibi olabilecektir, atıl durumdaki taş kömürü tekrar ekonomiye kazandırılabilecektir. Bu sebeplerle, bu maddeyi destekliyoruz” dedi.

“AKP MİLLETVEKİLLERİ SAHTE OY KULLANIRKEN YAKALANDI”

Rödevans işletmecilerinin maliyet farkının giderilmesine yönelik hazırlanan torba yasanın 11. Maddesi  CHP’nin de desteği ile TBMM Genel Kurulunda kabul edildi. Ancak torba yasanın 27. maddesinin görüşmeleri esnasında CHP Grup Başkanvekili Levent Gök, AKP milletvekillerinin oylama için yeterli sayıda olmadığını öne sürerek, yoklama istedi. Bunun üzerine yapılan yoklamada AKP'lilerin Meclis'te olmayan milletvekilleri yerine kutuya yoklama kağıdı attıkları CHP'lilerce tespit edildi. CHP Grup Başkan vekili Levent Gök, durumu kayıt altına aldırdı. Bunun üzerine yeniden yapılan yoklamada ismi pusulaya yazılarak kutuya atılan AKP milletvekillerinin bir çoğununun Meclis'te olmadığı kesinleşti.  AKP’lilerin yaptığı bu sahtecilik  üzerine, torba yasanın diğer maddelerinin görüşülmesi anayasa değişikliği görüşmeleri sonrasına kaldı.