CHP Zonguldak Milletvekili Ünal Demirtaş 16 Nisan’da yapılan halkoylaması sonuçları ile ilgili  yazılı bir basın açıklamasında bulundu. Demirtaş “Olağanüstü hal koşullarında, devletin tüm imkânları kullanılarak, tek yanlı basınla,  belden aşağı yürütülen bir kampanyayla eşit olmayan, adil olmayan koşullarda; baskı, tehdit, şantaj, korku rüşvetle ve hile ile seçmenin iradesinin fesada uğratıldığı, seçmenin özgür iradesi ile oy kullanamadığı ve toplumun çoğunluğunun kabul etmediği rejimi değiştiren çok önemli bir anayasa değişikliği, "meşru" bir anayasa değişikliği değildir” dedi

CHP Milletvekili Ünal Demirtaş referandum sonuçlarını yorumladı. Basın danışmanlığından yaptığı açıklamada şu görüşlerine yer verdi:

16 Nisan da yapılan halkoylamasına katılıp, demokratik hakkını kullanarak "hayır" oyu veren vatandaşlarımıza da, "evet" oyu veren vatandaşlarımıza da teşekkürlerimi sunuyorum. Görüşleri ne olursa olsun, bütün Zonguldaklı vatandaşlarımıza en içten sevgi ve saygılarımı sunuyorum. Her görüşün başımızın üzerinde yeri var. Yine sonucun "hayır" çıkması için çalışan, emek veren başta tüm CHP örgütlerine ve partililerimize,  diğer partilerin mensuplarına, sivil toplum örgütlerine ve vatandaşlarımıza da teşekkürlerimi sunuyorum. Sürecin başından itibaren, süreci doğru yöneten Genel Başkanımız sayın Kemal Kılıçdaroğlu'nun, Anayasa komisyonu üyelerimizin, parti yöneticilerimizin ve partimizin önemli isimlerinin bu sonucun alınmasında çok büyük katkıları vardır...

Zonguldak'ta kesin olmayan sonuçlara göre %50,7 ile hayır, %49,3 evet çıktı. Türkiye genelinde ise kesin olmayan sonuçlara göre, ( sonuçlara birçok yerde itiraz edildi) % 51,3 evet, %48,7 ile hayır çıktığı ifade edilmektedir. Öncelikle şunu ifade etmek isterim ki, "hayırcıların" elbette en önemli aktörü, öncü gücü Cumhuriyet Halk Partisidir. Ancak hem Zonguldak'ımız da, hem de tüm Türkiye de hayır oyu veren vatandaşlarımız sadece CHP seçmenlerinden oluşmamaktadır. Aynı zamanda Ak Parti, MHP, Saadet Partisi, BBP, Vatan Partisi, DSP, ÖDP, EMEP, DYP, ANAP, HDP gibi diğer tüm partilere oy veren seçmenlerden de oluşmaktadır. Yani "hayır" sonucu,  partiler üstü bir sonuçtur. Yine bu sonuç, Türkiye'nin geleceği için çok önemli ve değerli bir sonuçtur. Zonguldak ta hayırların önde çıkması da son derece önemli ve değerlidir. Büyükşehirlerde hayırların önde çıkmasının da doğru anlaşılması gerekir.

Bu anayasa değişikliği meşru değildir

Toplumun yarısı, koşulsuz olarak demokrasiye ve demokratik parlamenter rejime sahip çıkmıştır. Anayasa değişiklikleri, hele hele yeni bir rejim değişikliği içeren değişiklikler; en geniş anlamda uzlaşmayla yapılması gereken  ( en az 3/4 oranında) toplumsal mutabakat metinleri ile olur. Olağanüstü hal koşullarında, devletin tüm imkânları kullanılarak, tek yanlı basınla,  belden aşağı yürütülen bir kampanyayla eşit olmayan, adil olmayan koşullarda; baskı, tehdit, şantaj, korku rüşvetle ve hile ile seçmenin iradesinin fesada uğratıldığı, seçmenin özgür iradesi ile oy kullanamadığı ve toplumun çoğunluğunun kabul etmediği (sandığa gidenlerin ve gitmeyenlerin toplamı) rejimi değiştiren çok önemli bir anayasa değişikliği, "meşru" bir anayasa değişikliği değildir. Bu şekilde geçen bir anayasa değişikliği demokrasisi gelişmiş hiç bir dünya ülkesinde meşru olmaz. Meşru olmayan değişikliklerin ise Türkiye'ye hiçbir yararı olmayacaktır. Bu anayasa ile de özellikle altını çizmek istiyorum; Türkiye yönetilemez...

 

 

Seçimlere gölge düşmüştür

Özellikle YSK'nın sonuca etkili olacak şekilde, açıkça hukuka aykırı olarak " mühürsüz oy pusulası ve zarfların geçerli olduğuna" ilişkin verdiği skandal kararı, yaptıkları açıklamalar ve diğer kuşkulu işlemler sonucu, halk oylaması, maalesef şaibeli hale gelmiştir. Seçimlere gölge düşmüştür. Yine halk oylamasının sonucunu etkilemeye elverişli açık ve ağır hukuka aykırılıkların YSK tarafından görmezden gelinmek istenmesi de son derece yanlıştır ve Yüksek Seçim Kurulunun iktidarın emrine girdiğini göstermektedir. İktidar partisi yetkililerinin daha YSK sonuçları açıklamadan, kendilerini YSK' nın üzerinde görerek, alelacele, hukuka aykırı ve kuşkulu olarak yaptıkları açıklamalar da, bu durumu teyit etmektedir. Yapılacak iş bellidir. YSK eğer iktidarın emrinde değilse, hukuka bağlı ise, halkoylamasını derhal iptal etmelidir. Seçimlerin meşruiyetinin sağlanması ve hukuka uygun şekilde yapılması için, seçimler tekrarlanmalıdır.

Toplumu kutuplaştıran söylemlerden vazgeçilmeli

                Yine iktidar partisi yetkilileri; toplumu kutuplaştıran, hayır oyu veren vatandaşlarımızı ötekileştiren, dışlayan söylemlerden ve davranışlardan derhal vazgeçmelidirler. Devlet adamı sorumluluğuyla tüm Türkiye'yi kucaklayacak, birlik ve bütünlüğü sağlayacak söylemlerde ve davranışlarda bulunmalıdırlar. Bütün bunlar yapılmaz ise üzülerek ifade etmeliyim ki, Türkiye çok tehlikeli bir sürece girme tehlikesiyle karşı karşıya kalacaktır. Bunun faturası da ülkemizdeki tüm vatandaşlarımıza ağır bir şekilde çıkacaktır.Türkiye bir partinin vatanı değildir, Türkiye Cumhuriyeti de bir partinin devleti değildir. Türkiye, 80 milyon Türk Milleti’nin vatanıdır ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti de, 80 milyon Türk vatandaşının devletidir.