“Heyelan öncesi çatlaklar önemsenmedi, aşırı kar hırsı ve taşeronlaşma faciaya neden oldu”

 

Siirt’te meydana gelen maden faciası sonrası Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun talimatı ile CHP İş Kazaları ve Meslek Hastalıkları İnceleme ve İzleme Komisyonu ivedilikle Siirt’e hareket etmiştir. Demirtaş’ın basın danışmanlığından yapılan açıklamaya göre Genel Başkan Yardımcısı ve Malatya Milletvekili Veli Ağbaba başkanlığındaki heyette Zonguldak Milletvekili Ünal Demirtaş ve Sinop Milletvekili Barış Karadeniz yer almıştır. Şirvan’a intikal eden heyet Siirt İl Başkanı Nevat Bilek ile birlikte Şirvan ilçesinde facianın yaşandığı madene gitmiş,toprak altında çıkarılmayı bekleyen madencilerin yakınları, Maden Mühendisleri Odası Başkanı Ayhan Yüksel, Siirt Valisi Mustafa Tutulmaz ve yetkililer ile görüşerek bu raporu hazırlamıştır.

Facianın yaşandığı maden özelleştirilmişti

Maden faciasının meydana geldiği Siirt İli Şirvan ilçesindeki Bakır madeni, Devlete ait ETİ işletmelerine ait iken özelleştirme sonucu Ciner Holding’e bağlı Park Elektrik tarafından alınarak, 2004 yılında işletilmeye başlanmıştır. Şirket yetkililerinin verdiği bilgiye göre, şu anda işletmede alt işveren işçileri ile birlikte 1080 kişi çalışmaktadır. İşletmede 4 adet alt işveren (taşeron) faaliyet göstermektedir. Bu çalışanlardan 436’sı Park Enerjinin asıl işçisi, 644 işçi alt işverenlerin işçisidir. İş cinayetine maruz kalan işçiler, alt işveren (taşeron) Antlar Ltd.Şti.’nin işçileridir. Kazanın meydana geldiği vardiyada toplamda 113 işçi çalışmaktadır. Taşeron Antlar Ltd.Şti.nin ise 21 işçisi söz konusu vardiyada çalışmaktadır.Aynı işyerinde 25 Temmuz'da da heyelan meydana gelmiş ve can kaybının yaşanmadığı bu kazada altı kamyon ile iki iş makinesi göçük altında kalmıştır.

“Heyelan öncesi çatlaklar önemsenmedi”

Heyelan altında kalan işçilerin yakınları ile yapılan görüşmelerde öncelikli olarak, “arama kurtarma faaliyetlerinin hızlı ve sonuca odaklı yapılmadığı” yönündeki şikayetler dile getirilmiştir. Madencilerin yakınları, heyelanın saat 20:30 sıralarında olmasına rağmen kurtarma için son derece kritik öneme sahip ilk saatlerde, yani gece hiçbir çalışma yapılmadığını, ertesi gün saat 14.00’e kadar herhangi bir iş makinasının çalışmadığını ifade etmişlerdir. Madenciler ve göçük altında kalan işçilerin aileleri, göçüğün olduğu bölgede heyelan öncesi 80 cm büyüklüğünde çatlaklar olduğunu, bu çatlakların tehlike arz ettiğinin işyeri yetkililerine bildirildiğini, ancak bir önlem alınmadığını ve bu kazanın meydana geldiğini belirtmişlerdir.

Madencilerin canlı bulunma ihtimali azalınca iş makinaları çalıştırıldı

Valiliğin ve diğer yetkililerin verdiği bilgilere göre, arama kurtarma çalışmalarında AFAD, TPAO,MTA ve TKİ’den oluşturulan ekipler ile kazanın ertesi günü yani 18/12/2016 günü saat 14:00’e kadar köpeklerle, ses dinleme cihazları ve insansız hava araçları ile canlı olup olmadığına yönelik bir arama faaliyeti yapıldığı, madencilerin canlı bulunma ihtimalinin son derece azalmasıüzerine saat 14.00’den itibaren iş makinaları ile arama kurtarma çalışması yapıldığı ifade edilmiştir. Yetkililerin verdiği bilgiye göre, geçtiğimiz hafta bölgede aşırı yağışlar olmuştur. Yine bir gün önce de bölgede yağış meydana gelmiştir. Kazanın meydana geldiği gün, heyelanın meydana geldiği alanda patlayıcı kullanılmıştır.

Aşırı kar hırsı ve taşeronlaşma faciaya neden oldu

Kaza ile ilgili hem adli soruşturma, hem de idari soruşturma devam etmektedir. Uzmanlara göre, işyerindeki üretimin aşırı kar elde etmek için tehlike arzedecek şekilde yapıldığı, toprağın aşırı yağış sonrası suya doyarak yumuşamasının ve işyerinde patlayıcı kullanılması ile heyelanın tetiklendiği ve bu şekilde heyelanın meydana geldiği ifade edilmektedir.

Şirvan’daki iş cinayetinin, bu güne kadar meydana gelen maden kazalarında olduğu gibi, işverenin aşırı kar hırsı ile işyerinde yasaya aykırı şekilde taşeronlaşmayagidilmesi, taşeronların da aşırı kar elde etmek amacıyla iş güvenliğini riske edip, üretim maliyetlerini düşürerek ve üretimi artırarakçalışma yapmaları, heyelana yönelik belirtilerin çıkmasına rağmen gerekli tedbirleri almamaları ve aşırı yağış almış toprak olmasına rağmen patlayıcı kullanılması sonucugerçekleştiği düşünülmektedir.