Yeni adli yılın açılışında konuşan Zonguldak Baro Başkanı Ertem;

“Demokrasi mücadelesi tarihine pırlanta bir sayfa eklemiştir”

Zonguldak Barosu tarafından adli tatilin bitimiyle başlayan yeni adli yıl dolayısıyla Valilik Binası önünde tören düzenlendi. Törende saygı duruşu ve okunan İstiklal Marşı’nın ardından Zonguldak Baro Başkanı Avukat Kerem İbrahim Ertem tarafından Atatürk Anıtı’na çelenk bırakıldı.

Yeni adli yılın açılışı kapsamında yapılan törene hakimler, savcılar, avukatlar katılırken törende konuşma tapan Zonguldak Baro Başkanı Ertem, 15 Temmuz darbe terörünün, darbeler tarihinin postmodern yeni versiyonu olduğunu, darbenin alt edilmesinin ise demokrasi tarihinin modern  yeni bir örneği olduğunu belirterek,  “Cuntacıların karşısında, millet, postmodern darbe tarihini yazanlara karşı,  demokrasi mücadelesi tarihine pırlanta bir sayfa eklemiştir.” dedi.

“HALK CUMHURİYETİNE SAHİP ÇIKTI”

15 Temmuz darbe girişimine halkın demokrasi mücadelesi tarihein altın sayfalarına yazıldığını ifade eden Ertem;“Darbe girişiminin ilk saatlerinden beri Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, Sayın Başbakan Binali Yıldırım’ın, CHP Genel Başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun, MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli’nin, diğer siyasi partilerin Sayın Genel Başkanlarının, memlekete, vatana ve demokrasiye bağlı Atatürk sevdalısı Sayın Ordu Komutanlarının, askerlerimizin ve polisimizin, bürokratlarımızın demokrasiden yana tavır ve duruşları, bu duruşlarına destek veren halkımızın gözünü budaktan sakınmayan darbe karşıtı eylemliliği ile bu postmodern cuntacı girişim ve darbe terörü 24 saat olmadan alt edilmiştir. Cuntacıların karşısında, millet, postmodern darbe tarihini yazanlara karşı,  demokrasi mücadelesi tarihine pırlanta bir sayfa eklemiştir.

Demokrasiden yana tavrını diri tutan ve demokrasinin nimetlerini içselleştirdiğini dünyaya ilan eden halkımız, Cumhuriyetin kendisine bahşettiği “vatandaşlık bilincinden kaynaklanan istiklal sevdasını”, meydanlarda, sokaklarda, köprülerde canlı tutmuş, bundan böyle de kendi geleceğine kendisinin sahip çıkacağına dair “güçlü, sivil ve demokratik bir mesaj” vermiştir. Cumhuriyet; halkın, halk için halk tarafından yönetimi olarak tanımlanır. Ve bu tanımın en muhteşem yorumunu halkımız, Cumhuriyetine sahip çıkarak göstermiştir. Bir kez daha diyoruz ki, Egemenlik Kayıtsız Şartsız Milletindir!” ifadelerini kullandı.

“OHAL SÜRECİ VE KHK UYGULAMALARI TAKİP EDİLMELİ”

 OHAL sürecini ve KHK uygulamalarını, hukuken takip etmeleri gerektiğini hatırlatan Ertem, “Bilindiği üzere, Olağanüstü Hal Uygulaması, Anayasanın 121. maddesi kapsamında, 20 Temmuz 2016 tarihinden itibaren, üç aylık süre için başlatılmıştır. OHAL kapsamında, özgürlüklerin belirli kısıtlamalar içereceğinde duraksama yoktur. Gerek TBB Başkanlığının, gerekse Baroların, OHAL ilanından sonra başlayan süreçte, Fetö/PDY ile ilgili yürütülecek mücadele başlığında, soruşturmalar ve işlemler kapsamında, kimi hak ve hürriyetleri kısıtlayan kararlarıyla alakalı yaklaşımlarını, eleştirilerini ve değerlendirmelerini kamuoyu ile paylaştığını bir kez daha ifade ederim. Üzerinde durduğumuz hassas nokta, OHAL kapsamında, KHK’lerle şekillenen soruşturmaların, görevden almaların, kurumsal düzeyde yeniden yapılanmaların, hukuk devleti adalet ve hakkaniyet ekseninde cereyan etmesi, TBMM çatısı altında istişare mekanizmasının etkili olarak çalışmasıdır. Suça karışmayanların görevlerine iade süreçlerinin hızlı olması, adalete duyulan güvenin de bir göstergesi olacaktır.

Yaşadığımız süreçte, terörle mücadele alanında, soruşturmalarda da adil yargılanma hakkı, masumiyet karinesi, avukata erişim hakkı, doğal hakim ilkelerinin tam anlamıyla uygulanması gereğine bir kez daha vurgu yapmak isterim. Gerçekten de “beyaz yargılama hakkı, masumiyet karinesi, tutuklamanın tedbir oluşu, kuvvetli suç şüphesini gösteren somut delillerin ve tutukluluk sebebinin varlığı halinde tutuklama kararı verilmesi gereği gibi yaklaşımlar” önemini, süreçte de göstermektedir. Her ne durumda olursak olalım, bu ilkeler ceza hukukunun vazgeçilmez ilkeleridir; suçlu ile masumu ayırmak içindir; suçluların masumlaşması için değil.

Ve gelinen noktada, gerçekleşmesi halinde, darbe hukukunda, kimseye bahşetmeyecekleri hukuki ilke ve değerlerle muamele edilmek zorunluluğu olan darbeci terörist cuntacılara karşı, demokrasi direnişi gerçekleştiren bu halk, hukukun işleyişinde de “adalet ve hakkaniyetle muamele ederek” hukuk tarihi yeniden yorumlayacak ve yazacaktır.” diye konuştu.

“SÖZÜMÜZ DEMOKRASİ, SÖZÜMÜZ VATAN’DIR”

Ertem konuşmasında  son olarak şunları söyledi: “Guizot’un veciz sözünü hatırlamakta fayda vardır: “Siyaset mahkeme salonlarına girerse adalet arka kapıdan kaçar!”Yargıda, gruplaşma, klikleşme veya hizipleşme değil; işleyişe dair felsefi yaklaşım farklılıklarına kapıyı aralamak gerekir. Siyasetin şekillendirdiği veya siyaseti şekillendiren bir yargı sistemi değil, hangi usul ve esaslarla daha adil daha hakkaniyetli ve vicdani değerlere uygun “sistem ve karar” arayışlarına; kısaca adalet politikasına ihtiyaç vardır.

Yeni Adli Yılın, ülkemiz ve yargı dünyamız için hayırlı olmasını dilerim. Gözü bağlı adalet tanrıçasının gözü açılmalıdır; insanı görmelidir; tek kaygısı insan varlığını korumak, insan onurunu gözetmektir. Şunu birkez daha belirtmeliyiz; darbe girişiminin kamuoyunca duyulmaya başlandığı ilk saatlerden itibaren, baromuz da dahil olmak üzere, Baroların ve TBB’nin Darbe karşıtı ve demokrasiden yana tavrı hızlıca pekişmiş ve basına yansımıştır. Sözümüz Demokrasi, Sözümüz Vatan’dır.” (Aykut KARA)