Araştırmacı-Gazeteci Adnan KÜÇÜKVAR ile Zonguldak’ta ki cemaatleri konuştuk.

EN İYİ CEMAAT,

CAMİ CEMAATİDİR

35 yıldır Zonguldak basın camiasında kalem sallayan gazetemiz köşe yazarı Adnan Küçükvar ile Zonguldak’ta cemaatlerin iç yüzünü, bürokraside ki yansımalarını ve siyasete etkilerini konuştuk. 

İşte Küçükvar ile yaptığımız röportajda öne çıkan başlıklar… 

* Siyasi çıkar/rey için Tarikat ve Cemaatleri görmezden gelmek, yarın devletin kuşatılmasına yol vermektir.

* Devlet içinde yerleşik Cemaatler, Sivil Toplum Örgütü değildir.

* Türkiye’de 20’ye yakın, Zonguldak’ta 7- 8 Cemaat faaliyeti var.

* Millet olarak beklentimiz; artık sadece PİYONLARA değil, ŞAH ve VEZİRLERE operasyon yapılmalıdır.
 

HALKIN SESİ - Cemaat nedir, Cemiyet’le arasındaki fark nedir?

 

KÜÇÜKVAR- Cemiyet, farklı düşüncelerdeki insanların(Din, dil, ırk, siyaset vs.) oluşturduğu topluluktur. Cemiyet içindeki fert; siyasi çıkar, siyasi iradeye muhalefet ya da maddi gelir için,‘ortak taraf’ yaratıp, güç birliğine yöneldi.

Böylece “ortak tarafı olanların oluşturduğu topluluk” olan ‘Cemaatler’ doğdu.

Daha çok, ‘din’ eksenli cemaatler(topluluklar) gündeme geldi.

Ortaya çıkarken, kendilerini daha çok ‘ahlaklı, dinini bilen, hayatını idame ettirecek kadar ilim - irfan bilgisine sahip insan yetiştirmek’ olarak lanse ettiler.

Ekonomik ve sosyal olarak güçlendikçe, adından söz ettirip, siyasette etkili olmaya başladılar.

 

HALKIN SESİ - Cemaatlerin Türk Siyasetindeki yeri nedir?

 

KÜÇÜKVAR - Osmanlı döneminde de Tarikatlar vardı. Padişahlar Cemaatleri, bazı kararlarını destekletmek için kullanmışlardır.

Osmanlı’nın yıkılmasıyla Tarikatlar etkilerini sürdürdü.

Kurtuluş Savaşı’nda Atatürk’te Tarikatlarla görüşmüştür.

Cemaatlerin İslam coğrafyasında aktif faaliyetleri:

Yeşil kuşak Projesi: ABD’nin Rusya’ya karşı Antikomünist Ülkeler Ligi oluşturma gayreti ile 1950’de başladı.

Dinler Arası Diyalog: İnsanları Kilise’ye Döndürme Misyonu olarak 1980’de başlatıldı.

Ülkemizdeki hedefi ise: ‘Türkiye Cumhuriyeti’ni Türkiye Cemaati’ne çevirmek’ olarak yorumlandı.

Ilımlı İslam Projesi : ‘Modernist Protestan İslam görüşü’ adı altında, İslâm’ı yozlaştırma operasyonudur. Diğer tarifle, Yeşil Kuşak Projesi’nin revize edilmesi… 2003 sonrası hareketlenmiştir.

Cemaatlerin siyasette aktiviteleri Anap. Dönemi (1983 - 1991)filizlendi.

Tarikatlar günümüze, siyasi iktidarların desteklerini alıp, ekonomik, siyasal ve sayısal olarak güçlenerek geldi.

Bu gün de siyasal ve sosyal hayatta: Türkiye’nin demokrasi, milli irade ve bütünlüğüne darbe girişimi ile kast eden FETÖ (Fetullahçı Terör Örgütü) örneğine rağmen, tarikat ve cemaatlerin etkinlikleri vardır.

 

HALKIN SESİ - Türkiye’de ve Zonguldak’ta Cemaatlerin sayısı nedir?

 

KÜÇÜKVAR - Türkiye de Aktif ve etkili yirmi üzerinde cemaat var.

Sayısal Etkinlik sıralamasında ise FETÖCÜLER, Süleymancılar, Menzil, İsmailağa, Aziz Mahmut Hüdai, İskender Paşa Cemaatleri sayılabilir.

Zonguldak’ta adından bu güne kadar söz ettirenler arasında FETÖcüler, Süleymancılar, Menzil, Mahmut ağa, Sami Efendi Talebeleri, İskender Paşa, Yeni Asyacılar, Mehmet Kurdoğlu Cemaati mensupları bulunuyor.

 

HALKIN SESİ - Cemaatler ‘Sivil Toplum Örgütü’ müdür?

 

KÜÇÜKVAR - Sivil Toplum Örgütü, devletin yapılanması dışında kalan topluluklardır.

Sivil toplum Örgütleri, insanların hür iradeleriyle girip çıktıkları yapılardır.

Ticaret Sanayi Odaları, Hemşeri Derneklerinin bile Sivil Toplum Kuruluşu sayılmadığı yer de; devlet’e sızmış, devlet içinde örgütlenmiş, holdingleşmiş ‘Cemaatler’ kesinlikle STK değildir.

Bu gün, sivil toplum ruhu taşıyan tek cemaat; Cami (namaz)Cemaatidir.

‘Cami Cemaati’ derken: Hoca Ahmet Yesevi, Mevlana, Hacı Bektaşi Veli, Yunus Emre, Hacı Bayramı Veli ekolünde, samimi Müslümanları kast ediyorum.

Şeyh, lider, örgüt tesiri ile değil, hür iradeleriyle din’i vecibelerini yerine getiren cemaatler…

Bunlar elbette, Sivil Toplum ruhu taşırlar.

Siyasetin kanatları altında maddi - manevi palazlanıp, dış desteklerle devleti kuşatıp: ‘Devlet, Milli İrade ve Cumhuriyet’e tezgâh hazırlayıp; darbe girişiminde bulunan ve bulunacaklar değil

‘Sahih(Şüphesiz) Sufi (Eren- Ermiş) gelenekte Muridan (Allaha teslim olan); devlet kapısından uzak durur’ sözü unutulmamalıdır.

Murid’in (Hak’kın iradesine göre hareket eden) işi, siyaset ve memuriyet değil, ‘iyi ahlâklı, ilim irfan sahibi insan olmak ve yetiştirmektir

Asıl işinin dışında iş aramak, kafasındaki örtülü plana kılıf aramaktır.

Dolayısıyla; siyasi iktidarlarla bir şekilde (baskı, menfaat, taktik) entegre olmuş Tarikat ve Cemaatler, Sivil Toplum ruhunu kaybetmişlerdir. STK değildirler.

 

HALKIN SESİ - Cemaatlerin örgütlenme yapısı nasıl işliyor?

 

KÜÇÜKVAR - Tarikatlar kendilerini ‘insanları dünya ve ahrette kurtuluşa getirmek için tutulan yol’ olarak tanıtırlar. ‘tarik’, yol demektir.

Bu gün gelinen nokta da, amaçlarından sapmış, yurt içi ve dışı merkezlerin etkisi altında faaliyet yapar hale gelmişlerdir. Bu gün ‘idari olarak falanca devlete, ideoloji olarak filanca devleti baz (temel) alıyoruz’ diyenleri vardır.

Bu gün, içimizde hâlâ vakit namazını eda edip, Cuma namazı kılmayan ‘Cumasız Hareketi’ savunucuları mevcuttur.

Diyanet’in atadığı imamların ardında namaz kılmayan…

İnsanlara kendilerini “din’i tek doğru yorumlayan benim’ şeklinde gösterip, bozgunculuk yapıp, kandırıp, devlet içinde örgütlenenler (cemaatler)vardır.

Bürokrasiyi basamak yapıp, siyasete adam sokmak isteyen…

Bu gün; tarikat ve cemaatlerin çoğu insanları din’e değil, kendilerine çağırıyor.

Biat Kültürü çerçevesinde kendi şeyh, lider ve örgütlerine…

Üniversite, holding, sendika, dernek ve vakıf yoluyla genişliyorlar.

Kendilerini din merkezi yapıp, diğerlerini ötekileştiriyorlar.

GAYR-I ŞEFFAF olduklarından KONTROLSÜZ GÜÇ pozisyonlarını muhafaza ediyorlar…

Bu, mezhep (bir din’in görüş ayrılığı nedeniyle ortaya çıkan kolları) ve tarikatların dinleştirilmesinden başka bir şey değildir.

Aynı Allah, Resul ve Kitap’a inananlar tek bir cemaattir.

Farklı cemaatler yaratmak, ortaya atmak, kendine yeni bir İlah, Kitap ve Resul uydurmaktır.

Bu gün, devlet içinde bu kadar basit şekilde örgütlenen / örgütleyen sistemin içerden olduğu nasıl bilinecek? FETÖ’de olduğu gibi…

 

HALKIN SESİ - Cemaatler nasıl yorumlanmalı?

 

KÜÇÜKVAR - Siyasi çıkar/rey için Tarikat ve Cemaatlere göz yummak, yarın devletin kuşatılmasına yol vermektir. Yol verilen bu oluşumlar, kısa sürede palazlanıp, kendilerini din yerine koyma ötesinde, devlet yerine ahkâm kesmeye de başlar.

Şeyh’ini, liderini, örgütünü putlaştıran biri emri kimden alır?

Elbette ki putlaştırdığı ve o’nun ağa babasından…

Peki, o zaman ‘siyaset’ ve ‘bürokrasi’ de emir- komuta (hiyerarşi) nasıl sağlanır?

Bunun en bariz örneğini, FETÖ darbe girişiminde gördük.

Siyasi çıkar uğruna, iktidarların yol verdiği bir dış kaynaklı örgüt(FETÖ); CEMAAT adı altında palazlanıp: yaptığı DARBE GİRİŞİMİ başarılı olsa, Türkiye Cumhuriyeti’ni KAYYUM ile yönetmeyecek miydi?

 

HALKIN SESİ - Bu tarif ve tecrübeler ışığında yapılması gereken nedir?

 

KÜÇÜKVAR - Fert ve Devlet açısından bakmak lazım.

Birey, bu çağdaş teknoloji ve iletişim ağında, istediği bilgi ile (Allah, Resul ve Kur’an) aydınlanıp din’ini; bir örgüt ve lider’e bağımlı olmadan öğrenip yaşayabilir.

İktidarlar, siyasi çıkarları için, toplum ve devlet düzenini bozacak örgütlenmelere yol vermemelidir.

Devlet; siyasilerin iktidar için aldıkları risklere fırsat vermemelidir.

Çünkü gelinen noktada, kaybedilen/ kaybedilecek, sadece bir milletin geleceği için zaman değil; maddi ve manevi değerlerdir.

 

Halkın SESİ - Son olarak söyleyecekleriniz.

 

KÜÇÜKVAR - Dış destekli Cemaat, bölücü terör örgütleri( FETÖ, PKK, PYD, YPG) ve her türlü melanetin, söz ve eylem birliğinde ‘Devlet, Milli İrade ve Cumhuriyet’e karşı girişilen darbe girişimi, ‘Millet - Devlet’ beraberliği ile ekarte edildi.

Bu: DEVLET olarak güvenimizi MİLLET olarak moral ve beklentilerimizi arttırdı.

Büyük ve Güçlü Ülke olarak, artık; satranç dilinde olduğu gibi sadece PİYONLARA değil, ŞAH ve VEZİRLERE de operasyon yapılmalıdır.

 

HALKIN SESİ - Teşekkür ederim.