Yaşanabilir Zonguldak Platformu Sözcüsü Ahmet Öztürk Fener Mahallesi’nde bir alanın TÜGVA adlı kuruluşa tahsis edilme haberlerine tepki gösterdi. Öztürk, “Gazetelerde yazdığına göre, vakıf,  burada sosyal tesis ve restoran açmak istiyor. Buna şiddetle itiraz ediyor, tüm gücümüzle ‘Fener Mahallesi’nden elinizi çekin’ diye haykırıyoruz” dedi

 

Yaşanabilir Zonguldak Platformu Sözcüsü Ahmet Öztürk Fener Mahallesi’nde bir bölgenin Bilal Erdoğan’ın Yüksek İstişare Kurulu Üyesi olduğu Türkiye Gençlik Vakfı (TÜGVA)’na tahsisi için yürütülen çalışmalara itiraz etti. Öztürk yaptığı açıklamada, “Olağanüstü doğal güzelliklere, zengin kültürel varlıklara, benzersiz endüstriyel mirasa sahip olmasına karşın kentsel yaşam kalitesi ülkenin en düşük şehirlerinden birinde yaşıyoruz. Bu yüz kızartıcı durumda, gelmiş geçmiş tüm yerel yönetimlerin akıl dışı imar uygulamaları kadar, kimi güç odaklarıyla çıkar çevrelerinin hukuku ayaklar altına alarak yaptığı işgaller, tüm resmi kurum ve kuruluşların göz yumması ya da açık işbirliği sonucunda yapılan hukuka aykırı yapılar ve yanlış sanayileşme kararları büyük rol oynuyor. Hiçbir hukuksal kuralın işlemediği vahşi Batı kasabası görünümündeki Zonguldak, gücü olanın canının çektiği yere, dilediği gibi yapı yaptığı, işgal ettiği bir yerleşke görünümü sergiliyor” dedi.

 

ZONGULDAK YAŞANMAZ BİR KENT HALİNDE

Öztürk açıklamasını, “Kömür işletmelerinin ortaya çıkan tüm atıklarını kentin dört bir yanına gelişigüzel dökmesi sonucu çok eski yıllardan beri çevre kirliliği sorunu yaşanan kentimizde, peş peşe açılan termik santraller kirliliği dağ gibi büyüttü. Buna bir de kentsel alanlarda yapılan usulsüz yapıların ortaya çıkardığı çarpık kentleşme eklenince Zonguldak yaşanmaz bir kent haline geldi. Nitekim Bülent Ecevit Üniversitesinin yaptığı ‘göç’ anketinde, insanların, ağırlıklı olarak kentsel yaşam kalitesinin düşük olması nedeniyle kenti terk ettiği ortaya çıktı. Kenti yöneten başta yerel yönetimler olmak üzere tüm kamu kurumlarının bu gerçeği görmesi ve bunu aşmaya yönelik çaba harcaması gerekirken yanlışta ısrar etmeleri akla ve bilime aykırıdır. Bu da yetmezmiş gibi sık sık çıkardığı imar affı yasalarıyla hükümetler de yasadışı yapılaşmaları teşvik ederek büyük rantlar yaratmaktadır” dedi.

 

FENER MAHALLESİ YOĞUN BİR RANT SALDIRISI ALTINDA

Kent içindeki Fener Mahallesi’nin kentin soluk alınacak son yeri olduğunu söyleyen Öztürk, “Fener Mahallesi tarihi ve doğal dokusu korunmuş kentin tek yerleşim birimidir. Bu özellikleri nedeniyle doğal ve kentsel sit alanı ilanı edilerek koruma altına alınan mahalle, yoğun bir rant saldırısı altındadır. Koruma kurulları, yerel yönetimler ve kent idaresi bu saldırılara göz yummakla kalmayıp, yer yer işbirliği yaparak ortak olmaktadır. Bir işletmenin tarihi deniz feneri ve çevresinde, doğal dokuyu tahrip eden uygulamalarına açıkça göz yumulurken,  Deniz Kulübü’nde, işletmecisi tarafından hukuka aykırı olarak yapılan uygulamalar görmezden gelinmektedir. Şimdi de doğal ve kentsel sit içinde kalan alanının bir bölümü Bilal Erdoğan’ın İstişare Kurulu Üyesi olduğu Türkiye Eğitim Vakfı adlı bir kuruluşa tahsis edilmek istenmektedir. Gazetelerde, vakfın,  burada, sosyal tesis ve restoran açacağı yazmaktadır. Buna şiddetle itiraz ediyor, tüm gücümüzle ‘Fener Mahallesi’nden elinizi çekin’ diye haykırıyoruz” dedi.

 

VAKFIN AMAÇLARI ARASINDA RESTORAN İŞLETMEK YOK

Yapılacak olası tahsisin amacına da aykırı olacağını da söyleyen Öztürk, “Adı geçen vakıf, misyonunu, ‘Gençliğin sosyal, fiziksel, zihinsel, ruhsal ve manevi gelişimlerini gözeterek, kendini devamlı geliştiren, kültürel birikime önem veren, yenilikçi ve nitelikli insan kıymetinin oluşumuna katkı sağlamak’ şeklinde açıklamaktadır. Aynı vakıf kendine ‘Medeniyetimizi yeniden ihya ve inşa edecek nesilleri yetiştirmek’ olarak bir vizyon belirlemiştir. Dolayısıyla amaçları arasında restoran işletme, sosyal tesis kurma gibi bir şey bulunmamaktadır. Bu nedenle yapılacak olası tahsis amaca aykırıdır, kamu yararına çalışan kurum statüsünde olması gerçeği değiştirmez. Türkiye Taşkömürü Kurumu Yönetim Kurulu böyle bir tahsis yaparsa yasalara karşı açıkça suç işlemiş olacaktır. Yaşanabilir Zonguldak Platformu olarak kente karşı işlenen tüm suçlar gibi buna da karşı çıkacağız. Her türlü hukuksal mücadeleyi vererek durdurmaya çalışacağız. Tüm Zonguldak halkını yapılacak hukuksuz işleme karşı duyarlı olmaya, kente sahip çıkmaya çağırıyoruz” diyerek açıklamasını tamamladı.