FETÖ YURDUNDA BİR SOSYALİST

 Gülen Cemaati’ne yönelik operasyon ve darbe girişimi sonrasında cemaatleri tartışmaya başlayan Türkiye, tarikatların görünmeyen yüzüyle yüzleşti. Halkın SESİ, Zonguldak’ta tarikat gerçekleri yazı dizisi için cemaat yurtlarında kalan, okullarında okuyan lise ve üniversite öğrencileriyle görüştü. Yoksulluk ve aile baskısı nedeniyle cemaat yurtlarının kucağına itilen öğrenciler, cemaat evleri ve okullarında yaşanan bilinmeyen gerçekleri anlattı. Devletin cemaatlerin kucağına ittiği öğrencilerin en çarpıcı örneği ise kimliğini açıklamayan istemeyen Bülent Ecevit Üniversitesi’nde okuyan sosyalist bir FETÖ yurdu sakini.

 “FOTOĞRAFA BAKARAK EŞ SEÇİYORLAR”

Halkın Sesi muhabirlerinin görüştüğü bir ‘ev abisi’ ise cemaat evlerini anlatıyor. Sınav evlerinde ‘rica’ değil ‘emir’ mekanizmasının işlediğini, belli bir saatten sonra perdelerin kapatıldığını, izinsiz tuvalete bile gidilemeyeceğini söyleyen ev abisinin cemaat içi evlilikleri için söyledikleri ise dudak uçurtur cinsten. Ev abi, “Abiler, ablalar resimler getirir, bakarsın, beğendiğin biri olursa oda seni beğenirse evlenirsin. Ama peşkeş çekme falan yok, zaten cemaat içi evlilik çok yaygın” şeklinde konuştu.

 Halkın SESİ: Cemaat ile ilişkin nasıl başladı?

Öğrenci: Lise dörtte üniversite sınavı için FEM Dershanesini seçtim. O zamanda FEM Dershanesinin sınav başarısı yüksekti. Tabii, o sırada, orada, ev-okul-dershane üçlüsünde sıkılıp sınav çalışmasını boşluyordum. Bu yüzden hocalarım, abilerin olduğu evde kampa girmem gerektiği, orada sınava daha iyi çalışacağımı ve oradaki abilerin yardımcı olacağını söylediler. Şüphem yoktu,çünkü, o dönemde gördüğüm kadarıyla onlardansan sınavı geçmek kolay oluyordu. Ben de, bunu göz önünde bulundurarak cemaat evine gitmeye başladım. Önceleri akşamdan akşama gidiyordum. Ama oradaki abiler kalmam ve daha çok çalışmam gerektiğini söylediler. Ben de “Zafere giden her yol mubahtır” diye kalmalara başladım. Ailem cemaat yapısında değildi ama orada olmam ve sınavı kazanmamda faydalı olduğunu düşündükleri için ses etmiyorlardı. O dönem onlarlaysanız, kazanısınız mantığı çok iyi işliyordu.

 Halkın SESİ: Cemaat evindeki işleyiş nasıldı?

Öğrenci: 1 hafta veya 2 hafta kalıyordum, hafta sonlarıysa eve gidiyordum. Kalabalık bir evdi. Yabancı uyruklu üniversite öğrencileri olması o zaman çok ilgimi çekmişti. Üniversite öğrencileri de vardı, benim gibi lise öğrencileri de. Üniversite öğrencileri bize abilik yapıyorlardı. Ders çalıştırıp, hayat adına bizi yönlendiriyorlardı. Çok disiplinli bir evdi. Her şey düzenli ve herkesin bir görevi vardı. Ben ve benim gibi sınav dönemi olan diğer çocukların görevi yoktu. Sadece düzene uyuyorduk. Yemek saatleri, namaz saatleri, Kuran okuma saatleri, ders saatlerimiz ve topluca sohbet vakitleri vardı. Bunlara uyuyorduk. Üniversitede okuyan abiler daha farklılardı tabii. Ben bunlara uyuyordum. Çıkıntılık yapma veya sorgulama gibi bir kafada değildim, bir an önce sınav olsun ve bitsin kafasındaydım. Evde puanlama sistemi vardı, o çok ilgimi çekmişti. Herkesin puanları vardı. Bize uygulamıyorlardı ve bende detayın sorgulamadım. Program listesi salona her gün asılıyordu. Evin çok abisi vardı ama bir tanesi hepsinin başıydı.

 Halkın SESİ: Düşünceni etkilemeye çalışıyorlar mıydı?

Öğrenci: Bunu çok iyi şekilde işletiyorlardı. Ben işin nasıl döndüğünü bildiğim ve kendi çıkarlarım için burada olduğumu bildiğim için, beni etkilediklerini düşünmelerini sağlıyordum. Bu doğrultuda beni etkilemiyorlardı. Zaten ben Müslüman’dım vegerisi ile ilgilenmiyordum. Siyasi bir duruşum, ideolojim hiç olmadı. Çocukluğumdan beri çalıştığımdan hep ekmek mücadelesi içindeyim.

 Halkın SESİ: Üniversite sınavın dönemi nasıldı?

Öğrenci: Üniversite sınavına için önce YGS sınavına girdim ve barajı geçtim ondan sonra LYS sınavına girdim. Amacım ya polislik ya da askeri okula girmekti. Askeriye sınavlarına girdim ve geçtim oradan mülakatlara seçildim orayı da geçtim.

 Halkın SESİ: Cemaatin soru çalma olayları vardı. Size böyle bir kod verme ya da soruları verme durumları oldu mu?

Öğrenci: Direkten kimseye bir şey verdiklerini görmedim. Ama sınava çalıştığımız kitaplardaki sorulara benzer çok soru çıktığını söyleyebilirim.

 Halkın SESİ: Cemaatte kalmandan dolayı bir torpil oldu mu?

Öğrenci: Benim bildiğim bir torpil olmadı ama kolay bir sınav ve mülakat geçirdim. Bunun için çalıştım ve hakkımla girdiğimi düşünüyorum.

 Halkın SESİ: Askeri okul dönemin nasıl geçti?

Öğrenci: Askeriye girdikten sonra bütün hayatımız okul oldu. Kız arkadaş bile yapma fırsatımız olmadı. Okul zordu ve çok çalışmam lazımdı. Çünkü bu okul işlerini bitirip düzenimi kurmak için çaba gösteriyordum. Dış olaylarla hiç ilgilenmedim.

 Halkın SESİ: Cemaat askeri okul döneminde seninle ilişkiye geçti mi?

Öğrenci: İlk başlarda geçtiler ama ben mesafeliydim. Daha öncede söylediğim gibi işimi görene kadar onların yanındaydım. Okulda cemaate yakın çocuklar vardı ve konuşuyorduk ama ben askeriyedeki herkesle konuşuyordum. Beni ne baskıladılar ne de zorladılar. Benim ilk baştaki net tavrım bunda etkili olduğunu düşünüyorum.

 Halkın SESİ: Okulda bir cemaat baskısı var mıydı?

Öğrenci: Dediğim gibi ben dış faktörlere kapalıydım. Ne oluyor ne bitiyor ilgilenmiyordum. İşime bakıyordum ve aramı herkesle iyi tutuyordum.

 Halkın SESİ: 15 Temmuz gecesine gidelim. Ne oldu o zaman nasıldı sizin durumunuz?

Öğrenci: Ben o dönem kardeşim rahatsız diye buraya döndüm. O geceyi televizyondan takip ettik. Çok korkunç bir gündü. Asker silahını halka döndürdü. İçim çok acıdı. Bir daha böyle bir günler yaşamasın bu toplum. Ne olduğunu anlamadım. Komutanlarımız içeri alınıyordu. Okula gelmemiz yasaklanmıştı. Arkadaşlarımda eğitimde oldukları için onlarda ne olduğunu anlamamışlar. Hala eşyalarım orada ve okulumuz kapandı. Ne yapacağım bilmiyorum… Okulum bitmesine bir ay vardı.

 Halkın SESİ: Son olarak şimdi ne olacak?

Öğrenci: Ne olacağını bilmiyorum ve korkuyorum. Emeklerim gitti ve hayatım bitti. Psikolojim yerinde değil. Bazen kafama sıkmak istiyorum ama onu da yapamıyorum. Bu hayat ne kadar acımasız olduğunu gösterdi. Kimse için bir şey yapmak istemiyorum ve bir iş bulup hayatımı toparlamayalım. Uzaklara gideceğim çünkü artık burada kalırsam işler düzelmeyeceğini biliyorum. Ne oldu, nasıl oldu, neden oldu bilemiyorum. İnsanlardan korkuyorum ve kimseye güvenemiyorum. İyi ki ailem var. Onlar olmasaydı çoktan kendime kıymıştım. Şimdi her şeyi bir kenara bırakmak istiyorum ve hayatımı idame ettirmek istiyorum.

 BİR CEMAAT AĞABEYİNİN İTİRAFLARI

 İncivez Mahallesi’nde Çaybaşı olarak bilinen ve üniversite öğrencilerinin yoğun olarak yaşadığı muhit cemaat evlerine de ev sahipliği yapıyor. Üniversiteye yakın olması sebebiyle cemaatlerin kiraladığı evlerde 7-8 hatta 16-17 öğrenci kalabiliyor. Evlerde namaz ve ders saatleri dışında cemaat liderlerinin kitaplarını okutan, disiplini sağlamakla yükümlü ‘abi’ler ve ‘abla’lar bulunuyor. Halkın Sesi muhabiri işte o ‘abi’lerden biriyle görüştü. 

‘ABİLERE, ABLALARA MAAŞ BİLE BAĞLANIYOR’

 Halkın SESİ: Gülen Cemaati’ne yakın Zonguldak’ta kaç ev var ve sorumlusu kimler?

Ev Abisi: Haziran ayında okul tamamlanıp Zonguldak’tan memleketlerimize giderken tüm eşyalarımızı topluyoruz.  Anahtar evin sorumlusuna bırakılıyor ve sorumluda kendi bağlı bulunduğu ağabeye teslim ediyor. Zonguldak’ta yaklaşık 80’e yakın cemaate ait ev bulunuyor ve ağabeylerimizin çoğu birbirini tanımıyor. Zaten 2003 yılında, üniversiteye gelip de halen burada olan sorumlular var. Bu kişiler okul bitince öğrencilerden sorumlu oluyor ve ona göre maaş bile almaya başlıyor. 

 ‘GENELDE FAKİR AİLELERİN ÇOCUKLARI BULUNUYOR’

 Halkın SESİ: Cemaat evlerinin fiziki şartları nasıl? Bir de cemaatin en büyük finans kaynağı olduğu söylenen İstikbal marka eşyalar olduğu söyleniyor. Doğru mu?

Ev Abisi: Evlerimizde perdeler çok kalın ve saat 19.00’da kapatılmak zorunda. Her evde 15-20 koli Fetullah Gülen kitabı bulunuyordu. Şimdi bu kitaplar ya yakılıyor ya da çöpe atılıyor. Evlerde internet ve televizyon kesinlikle yasak. Her ay bir kitap belirleniyor, okunuyor ve sınav yapılıyor. Sınav sonuçları bağlı bulunduğumuz ağabeyleri veriliyor. Zaten herkes kitabı okuduğu için sınavdan başarısız olunmuyor. Bu evlere elektrik-su-kira-yemek hepsi 300 TL kira veriyoruz. Her evde 10-15 adet İSTİKBAL marka çekyat bulunuyor, evde yok yok. Yatakta değil çekyatta yatıyoruz. Evlerde en az 6-7 kişi kalıyoruz. 16-17 kişi kalınan 3+1 evler de bulunuyor. Genelde fakir ailelerin çocukları bulunuyor.  Şuan evler hep talan edildi. Önceden, örneğin, imamlar, kendi köylerinde üniversiteye gidecek çocukları bilir. Onunla temasa geçip, ‘Bizim o ilde şu imamız var’ der ve  gönderir. Onunla irtibatlaşarak bir eve gidersin. Girdiğinizde ise çıkamazsın.

 ‘OKUL KOLAY BİTER, RAHAT İŞE GİRERSİN’

 Halkın SESİ: Cemaatlerin üniversite yaşamı bittikten sonra da yurtta ve evde kalan öğrencilere güzel bir hayat vaad ettikleri doğru mu?

Ev Abisi: Okuldan mezun olunca sana iş bulunur veya kurulur. İçimizde her meslekten adam var. Zaten üniversiteye gidince cemaatin içindeysen okul kolay biter. Hocalar geçirir. Okul uzatmazsın. Sonra KPSS ve mülakat derken rahat rahat işe girersin. Örneğin seni polis yapalım veya şunu yapalım, sende içerden bize bilgi getir diyorlar. İşe girince maaştan belli kesinti bağış diye verilir. Erkeklerle kızlar birbirini tanımaz. Evlerini bile bilmez. Eskiden evlerde kalanlara otellerde konaklamalar, geziler, yurtdışı tatilleri, yüzme etkinlikleri düzenlenirdi. Aslında bakıldığında herşey planlı çerçeveli sistem içinde. Kaçta kalkılacak, kaçta yatılacak, kaçta ders çalışılacak, kaçta kitap okunacak hep bellidir. İzinsiz tuvalete bile gidemezsin. Bir de tuvaletlerde klozet yok. Alaturka tuvalet kullanma zorunluluğu var. Ağabeyler ablalar ne derse o. Cemaat dışında insanlarla görüşmek,aşk ve dostluk kurmak yasak.

 ‘CEMAAT İÇİ EVLİLİK ÇOK YAYGIN!’

 Halkın SESİ: Cemaat içi evliliklere sıkça rastlanıyor mu?

Ev Abisi: Rica minnet yok, emir verilir yapılır.Giyecek bile dağıtılır. 300 TL’ye nerde kalıyorsun. Erzak takviyesi gelir. Alışveriş yaparsın. Cebinde para yoksa gidersin abine, ‘Param yok’ dersin sana para verir. Abiler, ablalar resimler getirir, bakarsın, beğendiğin biri olursa oda seni beğenirse evlenirsin. Ama peşkeş çekme falan yok, zaten cemaat içi evlilik çok yaygın. 17-25 Aralık operasyonlarından sonra telefonlar değişti. Bilgi kesildi. Çok fazla dağılma süreci başladı. Adamlar birlikte çalışıyor zaten. İçeride adam var. Bilgi veriyor.