Çaycumalılar Buluşuyor adlı etkinliğin Prof. Dr. Erol Köktürk’ün yönettiği forum bölümü tam bir beyin fırtınası şeklinde geçti. Köktürk forumu, “Geleceğin Çaycuma’sını hep beraber yaratabiliriz. Bunu yaratma fırsatı elimizde var” dedi.

 

Çaycuma’da, 6-7 Mayıs tarihlerinde yapılan “2. Çaycumalılar Buluşuyor” etkinliğinin forum bölümü zengin tartışmalara sahne oldu. Prof. Dr. Erol Köktürk’ün moderatörlüğünü yaptığı ve tam bir beyin fırtınası şeklinde geçen forumda söz alan pek çok katılımcı, yalnızca anılarını, duygularını paylaşmakla kalmadı, Çaycuma’nın geleceğine, ekonomik sosyal gelişimine yönelik öneriler de geliştirdi. İlk söz alan Çaycuma ve Çevre Köylerini Kalkındırma Güzelleştirme ve Yardımlaşma Derneği Başkanı Savaş Çiloğlu, organizasyon komitesi başkanlığını yaptığı buluşmanın hazırlıklarıyla ilgili bilgi verdi. “Sayın Belediye Başkanımızla birlikte bir yıldır bu programa hazırlanıyoruz. Sık sık Sayın Kaymakamımızı ziyaret ettik. Sağ olsun o da bizden desteklerini hiç esirgemedi ve sonuçta böyle çok güzel bir tablo ortaya çıktı” dedi. Çiloğlu’nun, Çaycuma’nın birlik ve beraberlik ruhunu simgesel olarak göstermek için tüm salonu ayakta el ele tutuşmaya davet etmesi, ortaya, çok güzel bir görüntünün çıkmasını sağladı. Çiloğlu ayrıca önümüzdeki öğretim yılında, alanında başarılı olan isimleri, ilçede mezun oldukları okullara getirerek öğrencilerle buluşturacaklarını da ifade etti.

 

FİLYOS NEHRİ’NE “CANLI VARLIK” OLARAK ANAYASAL STATÜ VERİLSİN

Söz alan katılımcılardan Prof. Dr. Muharrem Afşar “sakin şehir” kavramının Çaycuma için önemli olduğunu ve bu hedefle çalışılması gerektiğini söyledi. Afşar, “İçinden su geçen şehirler, dünyanın en güzel şehirleridir. ‘Dünyanın en güzel 10 şehrini sayın’ deseler, eminim 8 tanesinin içinden su geçiyordur, kalan ikisi de deniz kenarındadır. Su insanoğlu kadar şehirler için de önemli bir şey. Ama bunu doğru kullanmamız lazım. Filyos Irmağı’nın öncelikle temizlenmesi gerekiyor, ondan sonra çevresinde neler yapabiliriz onu konuşalım. Pis olan değersizdir, insanlar da değersiz olan şey için fikir geliştirmeyi önemsemez” dedi. Eski Devlet Bakanı Hasan Gemici ise dünyadaki örneklerden yola çıkarak Filyos Irmağı’na ‘canlı varlık’ olarak anayasal statü kazandırılması için çalışma yapılmasını önerdi. Gemici, “Nasıl insanların hakları anayasal olarak güvence altına alınmışsa, yurttaşlara herhangi bir zarar verildiği zaman bunun yasal karşılığı varsa, Filyos Irmağı da aynı şekilde olmalı. Filyos ırmağı için böyle bir duyarlılık başlatmanın çok doğru olacağını düşünüyorum” dedi.

 

FİLYOS NEHRİ’Nİ PIRIL PIRIL YAPMALIYIZ

Katılımcılardan İsmet Akyol, kent müzesi çalışmalarının hızlandırılması ve Çaycuma’nın büyük değeri Hüseyin Çakır için çalışmalar yapılması gerektiğini söylerken, Gökhan Taner Günsan da, geliştirici ve birleştirici özellikleri nedeniyle kültür ve sanata önem verilmesini önerdi. Karabük eski Belediye Başkanı Dursun Altıparmak, Filyos Irmağı’nın korunmasını son derece önemli olduğunu söyleyerek, “Filyos’u pırıl pırıl yapmalıyız. Bunun için de Karabük, Yenice, Gökçebey, Çaycuma Belediyelerinin bir araya gelip bunu tartışması lazım, ben bunun altyapısını oluşturmak için görev almaya hazırım” dedi. Kışla Köyü Muhtarı Hayrettin Ünlütürk ise yakınlarda hayatını yitiren Hasan Ataman adına bir araştırma merkezi kurulması ve ilçede bulunan değirmenlerin ihya edilmesi için proje geliştirilmesini önerdi. Mustafa Eyriboyun ise özellikle uluslararası sempozyumlar nedeniyle gelen yabancı bilim insanlarının, kamudaki alkol yasakları nedeniyle yemek yiyecek mekân bulmakta zorlandıklarını ve ilçede de örnekleri olan bu anlamsız yasakların bir an önce sona ermesi gerektiğini söyledi.

 

FİLYOS EKOLOJİK KORİDORUNUN KORUNMASI GEREKİR

Katılımcılardan İşadamı Halil İbrahim Ece doğa sporu ve turizminin geliştirilmesi için çalışmalar yapılması gerektiğini önerirken, özellikle önemli turizm fuarlarında stantlar açılarak ilçenin tanıtımının yapılması gerektiğini ifade etti. Zonguldak eski Milletvekili Ali İhsan Köktürk Filyos Nehri’nin Batı Karadeniz’in hayat kaynağı olduğunu belirterek, “Nehirler yalnızca bizim değil, bu coğrafyada yaşayan herkesin ortak değeridir. Gıda güvenliğinin tehdit altında olduğu dönemde nehrin önemi daha da artıyor. Bu siyasetçilerin eline bırakılmayacak kadar önemli bir konudur. Filyos Nehri’nin kanal içine alınması çalışmalarının kıyı kenar çizgisinin belirlenerek çevresinin planlanması, Tios antik kenti ile bölge için yaşamsal önemde olan ekolojik koridorun korunması çalışmaları birlikte yürütülmelidir. Bugün Batı Karadeniz Kalkınma Projesi diye bir proje, resmi belgelerde yok. Hiçbir ödenek da ayrılmıyor. Bunların takipçisi olmamız lazım” dedi.

 

EĞİTİM ALANINDA ŞANSLI KONUMDAYIZ

Bir sonraki buluşmanın bir konusu olması gerektiğini söyleyen Hamit Kalyoncu, “Düşünce ve önerileri plana, projeye dökmek gerekiyor. Gelecekle ilgili düşünceleri, ‘Ben nasıl bir kentte yaşamak istiyorum’ sorusu etrafında temellendirip ilgili yerlere iletmemiz gerekiyor. Herkesin kendi meslek dalında ve birikimiyle kent için yapacağı mutlaka bir şeyler vardır.  Bu tarih biraz daha ileriye çekilerek bir festival havasında yapılmalıdır” dedi. Avukat Ali Osman Odabaş ise eğitime önem verilmesini işaret ederek, “Çaycuma’mız eğitim yönünden çok şanslı. Bülent Ecevit Üniversitesinin en büyük kampüsüne sahibiz. Bu olumlu potansiyeli harekete geçirecek imkânlara da sahibiz. Bunu ışığa kavuşturmak gün yüzüne çıkarmak da bizim elimizde” derken katılımcılardan Hilmi Çil, Adapazarı’nda uyguladığı bir eğitim projesinden örnekler vererek bunun Çaycuma’da da uygulanabileceğini söyledi. Kaymakam Serkan Keçeli ise eğitimde bina anlamında bir eksiklik olmadığı ancak eğitimin kalitesini artırmak için kimi desteklere ihtiyaç duyulduğunu söyledi. Keçeli, “Bakacakkadı köprüsünden, Çaycuma köprüsüne kadar olan bölümde, sedde çalışmalarının ihalesi aralık ayında yapıldı. Sürecin sonuçlanması bekleniyor, yakın zamanda çalışmalara başlanacağını düşünüyorum” dedi.

 

“OSMANLI ARŞİV KAYNAKLARINDA ÇAYCUMA” KİTABI GELİYOR

Oluşan ortamdan çok memnun olduğu söyleyen Esnaf Kefalet Kooperatifi Başkanı Hayri Kandemir ise, “Uzun zamandır hayalini duyduğum bir çalışma şu an yapılıyor. Buraya katılan tüm katılımcıların bundan sonraki çalışmaya birere proje dosyasıyla gelmesini çok önemli buluyorum. Bu Çaycuma’nın önünü çok açacaktır. Biz Çaycuma Esnaf kefalet Kooperatifi olarak bundan sonraki çalışmanın tüm masraflarını üstlenmeye hazırız” dedi. Prof. Dr. Seyfullah Kara ise, “Tarihçilerden oluşan bir heyet kurduk. En geç temmuz ayı içerisinde ‘Osmanlı Arşiv Kaynaklarında Çaycuma’ adlı bir kitap yayımlayacağız. Sayın belediye başkanımız bu konuda çok arzulu ve istekli davrandı. Biz de kurduğumuz ekiple bu çalışmaları başlattık. Şeriye sicillerinden, temettuat defterlerinden hareketle Çaycuma’nın iktisadi ve sosyokültürel tarihiyle ilgili çalışmalarımıza devam edeceğiz” diyerek yapılan çalışmalar hakkında bilgi verdi.  Forumun son konuşmacısı olarak söz alan Dilek Eyriboyun ise Çaycuma’da tarımın çok önemli olduğunu dile getirerek, “Buranın güçlü yönlerinin öne çıkarılması lazım. Tarihiyle, turizmiyle, tarımıyla güçlü bir Çaycuma’yı ortaya çıkarabiliriz” dedi.

 

SEYİRCİ DEĞİL AKTÖR OLALIM

Forumun moderatölüğünü yapan Prof. Dr. Erol Köktürk, Hollanda için söylenilen “Tanrı dünyayı, Hollandalılar da Hollanda’yı yarattı” sözünü anımsatarak “Biz de geleceğin Çaycuma’sını hep beraber yaratabiliriz. Bu yaratma fırsatı elimizde var. Yeter ki seyircilikten aktörlüğe döndürelim kendimizi. Katılan herkese teşekkür ediyorum” diyerek bitirdi.