Aydın’ın Çine ilçesinde bulunan bir maden şirketinde örgütlenen Genel Maden İşçileri Sendikası (GMİS), Sendikalarına üye olan işçilere yönelik işverenin baskı ve tehditte bulunduğunu belirterek işvereni uyardı.
Aydın’ın Çine ilçesinde kurulu bulunan Polat Maden A.Ş. kuvars/kuvarsit işletmesinin önünde düzenlenen basın açıklamasına GMİS Genel Başkan Yardımcısı İsa Mutlu, Genel Mali Sekreteri Adnan Tıska, Genel Teşkilatlandırma ve Eğitim Sekreteri Satılmış Uludağ, TÜRK-İŞ 3. Bölge Temsilcisi Süleyman Yıldırım GMİS Karadon Şube Başkanı Kemalettin Karataş, MTA Şube Başkanı Durmuş Kılıç, Üzülmez Şube Başkanı Tayfun Demir, Armutçuk Şube Başkanı Ali Eşitmez, Amasra Şube Başkanı Ertan Kaya, Merkez Şube Başkanı Birol Kundakçıoğlu, Kozlu Şube Sekreteri Muhammet Ardıç ve GMİS Ege Örgütlenme Temsilcisi Yaşar Çama ile işçiler katıldı.
Polat Maden A.Ş.’ye ait iş yerlerinde kuvars/kuvarsit üretiminde çalışan işçilerin sendikaya üye olduğunu bu sayede iş yerinde yetkili sendika durumuna geldiklerini söyleyen İsa Mutlu, “İşveren burada örgütlenen kardeşlerimizi işten atıyor. Çalışanları da işten atmakla tehdit ediyor ve sendikamızdan istifa etmeye zorluyor. İşverenin bu tutumu doğru değildir” dedi. Mutlu, işvereni Sendika ile görüşmeye davet etti.
Mutlu şunları söyledi;
“Öncelikle tüm vatan şahitlerimizi, maden şehitlerimiz ve Siirt Şirvan’daki göçükte hayatını kaybeden işçilerimizi rahmet ve minnetle anıyoruz. Genel Maden İşçileri Sendikamızın 70’inci yılını dün kutladık. Sendikamız 17 Kasım 1946 yılında kurulan Türkiye’nin en eski sendikalarından biridir.
Ancak sendikamızın mücadele tarihi, Zonguldak Maden Havzası’nda kömür kazmaya başladığımız 1848 yılına kadar uzanır.
168 yıldır atalarımız ve biz emek mücadelesi veriyoruz.
Osmanlı İmparatorluğu döneminde, İngiliz, Fransız, Alman, İtalyan ve başka ülkelerin şirketlerine karşı başlayan bu mücadeleyi bugün kamu, özel farklı işverenlere karşı biz sürdürüyoruz.
Biz Yönetim Kurulu olarak böyle mazisi olan bir sendikanın yöneticisi ve üyesi olmakla beraber TÜRK-İŞ ailesinin bir parçası olmanın haklı gururunu yaşıyoruz.
‘Sendika, anayasal haktır’
Biz Genel Maden İşçileri sendikası olarak her zaman ülkemizin ve milletimizin toplumsal çıkarlarına, tüm yurttaşlar olarak birliğimize, beraberliğimize ve kardeşliğimize öncelik verdik.
Biz, Kurtuluş Savaşı’nda Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşlarına sahip çıkan, onların mücadelelerine katkı veren madenci atalarımız gibi ülkemiz için, milletimiz için canımız pahasına üretmeye devam ediyoruz.
Biz doğayla mücadelede yaklaşık 5 bin madenciyi şehit vermiş bir neslin devamıyız.
Onların mücadelesini sürdürüyoruz.
Kardeşlerim biz, işimize, aşımıza, ülkemizin ve milletimizin geleceğine her zaman sahip çıktık.
1990 yılındaki büyük grevimiz ve 4-8 Ocak 1991 tarihinde 150 bin kardeşimizle yaptığımız Ankara Yürüyüşümüz, sendikal mücadelemizin altın sayfaları arasındaki yerini almıştır.
Genel Maden İşçileri Sendikası, Türkiye ve dünya sendikacılık tarihinde saygın bir yere sahiptir.
Biz doğrularımızı her şart altında söyleriz ve çok şükür Allah’a, her zaman haklı çıktık.
Biz Genel Maden İşçileri sendikası olarak özellikle tüm üyelerimizin insanca çalışıp, insanca yaşayacağı koşulları yaratmanın mücadelesini veriyoruz.
Çünkü bu bizim en doğal insan hakları mücadelemizdir.
Burada, Çine-Aydın’da, Polat Maden Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketine bağlı işyerlerinde kuvars/kuvarsit üretiminde çalışan 148 arkadaşımız sendikamıza üye oldular.
Arkadaşlarımız anayasal haklarını kullanarak sendikamıza üye oldular.
Biz Genel Maden İşçileri Sendikası olarak burada çalışan arkadaşlarımızın yarısından fazlasının üye olmasıyla yasal olarak işyerinde yetkili sendika durumuna geldik.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı sorumluları tarafından yetki tespiti yapıldı ve yetki belgemiz gelmek üzere.
Genel Maden İşçileri Sendikası olarak işvereni toplu iş sözleşmesi görüşmelerine davet edeceğiz.
‘Daha verimli bir çalışma ortamı yaratacağız’
Burada arkadaşlarımız, ciddi bir meslek hastalığı riskiyle ve çok zor şartlar altında çalışıyorlar.
Biz sendika olarak tecrübemizle, üye arkadaşlarımız ve işveren temsilcileri ile birlikte çok daha verimli bir çalışma ortamı yaratacağımıza inanıyoruz.
Onun için buradayız.
Sendika herşeyden önce işyerinde işçi sağlığı ve güvenliği demektir.
Sendika düzen, disiplin, dayanışma, kardeşlik demektir.
Sendika sevgi ve saygı içinde çalışma demektir.
Sendika hem çalışanların hem de işverenlerin kazanması demektir.
Çünkü Sendika; işini sevme, işyerini sahiplenme, severek çalışma ve kaliteli, verimli üretim demektir.
İşçisini korkutarak, sindirerek ve ucuza çalıştırarak kazancını artıracağını sanan işverenler artık tarihe karışıyor.
Bu kafadaki işverenlerin dünya ile rekabet etme şansı yoktur.
Türkiye artık dünya ile her alanda temas halinde, herkes herşeyi izliyor.
Bakınız buradaki örgütlenmeden sadece bizim bağlı olduğumuz TÜRK-İŞ’in değil, Avrupa ve dünyada örgütlü Avrupa Endüstri Sendikaları Birliği ile Dünya Endüstri Sendikaları Birliği’nin de haberi var. Çünkü biz o sendikalara da üyeyiz. Ve geçtiğimiz ay 2 arkadaşımız, Genel Başkanımız ve Genel Teşkilat Sekreterimiz Brezilya’da yapılan Genel Kurula katılarak oy kullandılar.
İki Türk sendikacı arkadaşımız Dünya Endüstri Sendikaları Birliği’nde görev aldı.
Biz Polat Holding’in Türkiye’deki ve dünyadaki çalışmalarını yakından takip ediyoruz.
Bizim amacımız işvereni batırmak değildir. Tam tersine dünya ile rekabet edebilen, çalışanına, ülkesine ve milletine kazandıran bir şirket olmasıdır.
İşverenin tutumu doğru değildir
İşveren, burada örgütlenen kardeşlerimizi işten atmakla tehdit ediyor ve sendikamızdan istifa etmeye zorluyor. İşverenin bu tutumu doğru değildir.
Haksızlık önünde eğilmeyiniz diyen Hazreti Ali gibi hiçbir haksızlığın önünde eğilmeyeceğiz.
Biz, işverenin diğer işyerlerinde sendika tecrübesi olduğunu ve başarılı işler yaptıklarını biliyoruz.
Onları bizimle görüşmeye davet ediyoruz.
Biz yasal haklarımızı kullanıyoruz ve mağdur edilen arkadaşlarımızın yasal haklarını da biliyoruz.
70 yıllık bir sendika olarak bu konuda ciddi deneyimlerimiz var.
Biz sadece arkadaşlarımızın değil, işverenin de maddi-manevi zarar göreceği bu süreci sürdürmesini istemiyoruz. Bu mücadele her şart altında devam edecek.
10 bin madenci; TTK, MTA ve özel sektör işyerlerindeki arkadaşlarımız ve aileleri, dostlarımız her zaman yanınızda olacak.
Bu düşüncelerle hepinize bir kez daha teşekkür ediyor, sevgi vree saygılarımızı sunuyorum.
Basın açıklamasına katılanlar “Mutlu bir gelecek için sendika istiyoruz”, “Tehditler bizi yıldıramaz”, “Sendikalı ol, güçlü ol, mutlu ol”, “Sendikama el uzatma”, “Güvencesiz çalışmaya son”, “Sendika hakkımız söke söke alırız”, “Tehditlere boyun eğmeyeceğiz” yazılı pankartlar taşıdılar.