Babası EKİ’de çalışan herkes gibi, ben de, sağlık hizmetini Amelebirliği Hastanesinden aldım çocukluğumda… Önce burnumuza kesif ilaç kokusu dolan dispanserde muayene olur, gerek görülürse yukarıdaki hastaneye sevk edilirdik… Yolculuk kısa sürse de bir film platosunu andıran parkuruyla eğlenceliydi doğrusu… Dispanserin hemen karşısındaki EKİ’ye ait izbe evlerin arasına dalar, kırık dökük merdivenlerden çıkarak hastaneye varırdık… Bu durum 80’lerin ilk yıllarına kadar sürdü…
 
“Müjdeler var yurdumun toprağına taşına” dizesiylebaşlayan 50. Yıl Marşı’nı, hançerimiz yırtılırcasına söylediğimiz 70’li yılların başında Zonguldak’a da müjde vardı: Yapımı biten 400 yataklı SSK Hastanesi hizmete açılacaktı yakında… O tarihlerde, kentin, en büyük yapısı olarak inşa edilen hastane çok da güzeldi doğrusu… Hatırlayan çoktur, açık bir kitap gibi kenti kucaklamaya hazır görüntüsü, uzun yıllar, Zonguldak kartpostallarının vazgeçilmez bir parçasını oluşturdu...
 
İYİ KÖTÜ ÇOK ANIM DA VAR SSK HASTANESİNDE
Hastane açıldı ama biz yine Amelebirliği Hastanesi’nde tedavi olur, gerek duyulursa, “Amelebirliği üyesidir” damgalı bonolarla (Vizite kâğıdına ‘bono’ denirdi) SSK Hastanesine giderdik… Sağlıklı büyüdüğümüzden olacak, çocukken hiç muayene olmadım orada… Hatırladığım hasta ziyaretleriyse bir alemdi… “İyi beslensin, tez zamanda iyileşsin” diye hastaya yemekler getirilir, görevlilerin ikazına kadar da yanından çıkılmazdı… Hasta ziyareti bile toplumsal eğitimin bir parçasıymış demek ki…
 
İyi kötü çok anım da var SSK Hastanesinde… Annem babam başta olmak üzere sevdiğim birçok insanı o hastaneden sonsuzluğa uğurladım… Başta 93 Grizusu olmak üzere bin yıl yaşasam aklımdan çıkmayacak büyük trajedilere tanıklık ettim… O vakitlerde ne çok ağladım kapısında, acıdan burun direklerim sızladı… Güzel anlarım da oldu elbette… Sevdiğim birçok insan şifa buldu mesela odalarında… İki gözümün ışığı çocuklarım orada doğdu, o vakitlerdeyse mutluluktan göğe çıktım…
 
ERİŞİLEBİLİRLİĞİ ÇOK YÜKSEK BİR HASTANE
Devran döndü SSK, SGK’ye evrilirken, adı da Zonguldak Atatürk Devlet Hastanesi oldu… Annemin “Millet Hastanesi” dediği, daha çok memurlarla çocuklarının gittiği Site’deki Devlet Hastanesini de aldı çatısının altına… Herkes biliyor ki, SSK Hastanesi, 50 yıla yakın zamandır, erişilebilirliği yüksek bir hastane olarak hizmet veriyor… İlk kez gelen bile her birime kolayca ulaşabiliyor… İnsanı merkeze alan düzgün mimarisi, departmanlar arasındaki ilişkinin doğru şekilde planlanmasına izin veriyor çünkü…
 
Şimdi zorla oluşturulan bir açıklığa yeni hastane yapılıyor… Yapılmıyor da tokmakla çakılıyor… Bitince de o güzelim hastane yıkılacak… Yerine şimdiden bin türlü sorun yaratan, insanın kendini yitirdiği bir labirent gelecek… Yer darlığı nedeniyle otoparkı gibi hasta konforu için günışığından en fazla yararlanmayı sağlayan, yeşil alanlar içeren bir iç mekân kalitesi de olmayacak muhtemelen… Birileri de çıkıp “Biz hizmet ettik, siz karşı çıktınız” diyecek… “Güdük kafalılar” diye bağırasım geliyor… Da susuyorum mecburen…