Referandum sürecini protesto etmek için İstanbul’dan Ankara’ya yürüyen Doktor Hülya Şen:

‘Hayır diyenler fişlendi

16 Nisan’da yapılan halk oylaması sonuçlarını protesto etmek için İstanbul’dan Ankara’ya kadar yürüyerek Anayasa Mahkemesi’nin önünde bir basın açıklaması yapan DoktorHülya Şen Zonguldak’a gelerek KESK binasında bir basın açıklaması yaptı. CHP’yi de eleştirerek onlara çağrıda bulunan Şen seçim sürecinin eşit koşullarda yürütülmediğini belirterek şunları söyledi:

Hayır diyenler fişlendi

Öncelikle emeğin başkentinde olmaktan ve Zonguldaklı oluşumdan gurur duyduğumu ifade etmek istiyorum. Bu yürüyüşün ilham kaynağı da 1991 yılında yapılan büyük madenci yürüyüşündeki insanların yürekliliğidir. Bir referandum süreci yaşadık ve kabul edilebilir bir tarafı yok. Birincisi olağanüstü hal koşullarında bir anayasa değişikliğinin teklif edilmesi hukuksal açıdan sıkıntılıydı. İkinci itiraz noktamız mecliste anayasa oylanırken yaşananlar. Milli iradeyi temsil eden vekillerin gizli oy kullanması yasal zorunluluk olmasına rağmen temsil ettikleri milletin değil de genel başkanlarının iradesini ortaya koyacak şekilde göstere göstere oy kullanmış olmaları kabul edilebilir değil. Üstelik bu meclisin daha evvel cumhurbaşkanı tarafından askıya alındığı ifade edilmişken bütün bunlar yaşandı. Referandum çalışmalarını İstanbul’da sürdürdük. Bu hiç kolay değildi. Çünkü hayır diyen insanlar terörist olmakla suçlanıyorlardı. Hatta sahada hayır diyen insanların fişlemek üzerine bir çalışma yürütüldüğüne de şahit oldum. Bütün olumsuzluklara rağmen Cumhurbaşkanı’nın yaşadığı Kısıtlı’dan yüzde elli hayır çıkardık. Fakat hiçbir şey eşit değildi. Ben bu seçimde evet vermiş olan insanların bile ellerini vicdanlarına koyup bu sonucu kabul etmemeleri gerektiğini düşünüyorum. Milli iradeye saygı duyulması gerektiğini düşünüyorsak bu sonuç milli iradeyi temsil etmiyor. Bir yandan da bir öfke birikiyor. Bu eylemsizlik hali oylara sahip çıkılmayışı toplumda bir öfkeye dönüşüyor. Bunu özellikle AKP ve CHP yöneticilerine aktardım. Gençlik bu sonuca razı değil çünkü direkt geleceklerini ilgilendirdiğinin farkındalar. Atam nasıl bir ileri görüşlülüğe sahipse gençliğe hitap ederken bunları yazmış. Demiş ki:” ülkenin kaleleri tersaneleri işgal olacak ve sen içinde bulunduğun durumun ne kadar olumsuz olduğuna aldırmaksızın mücadele edeceksin” Ben de bunu üzerime bir görev olarak almış durumdayım. Devlet memuru kimliğiyle mücadele etmeyi etik bulmadığım için devletle bağımı ayırdım. 25 yıl devleti hakkıyla ve layığıyla temsil ettim. Ama bundan sonra sivil bir insan olarak mücadeleye devam etme kararındayım. Yanıma tekrar CHP’yi çağırmak istiyorum. Çünkü kurucu iradeye sahip çıkmak zorunda, onun ismini taşıyor. Cumhuriyeti koruma görevi ona ait. İçinde halk olan bir partinin halkın reflekslerini söndürmek üzere değil aksine onun taleplerini yerine getirecek şekilde oylara sahip çıkmaya çağırıyorum. Örgütlü örgütsüz herkesin üzerine düşeni yapması gerek.(Haber/Yasemin Sarı)