Turpcu uyardı;

“Hayır oyu kullanın, sandıklara da sahip çıkın”

 

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Zonguldak Milletvekili Şerafettin Turpcu, 16 Nisan Referandumu için vatandaşlara “hayır” oyu ve sandıklara sahip çıkma çağrısı yaptı. Turpcu`nun açıklamaları şöyle:

“16 NİSAN’DA OYLAR PARTİYE, KİŞİLERE DEĞİL, BU ÜLKENİN GELECEĞİNE VERİLECEK”

“Kuruluşundanbuyanaçokbadirevekrizleratlatanülkemizbelkideensıkıntılıdöneminiyaşıyor.Tarihi oylamaya çok az bir süre kala, partili-partisiz tüm yurtsever vatandaşlarımıza sesleniyorum.

Öncelikle şu noktayı bir kez daha hatırlatmak istiyorum. 16 Nisan`da, parti veya isimler değil, anayasa maddeleri oylanacak. Bu nedenle, verilen oylar partiye, kişilere değil, bu ülkenin geleceğine verilecek.16 Nisan`da neyi oyladığınıza dikkat edin.Böylesine ucube bir Anayasaya verilen kabul oyunun çok ciddi tarihsel sorumluluğu olduğunu bir kez daha hatırlatmak istiyorum. Bu gemi batarsa içinde hepimiz batacağız.

Bu değişiklik teklifine neden karşı çıktığımızı son ana kadar, gerekçeleriyle birlikte her yerde halkımıza anlatmaya devam edeceğiz.Kişiler üzerinden değil, teklifin getirdikleri üzerinden bakıp `hayır` diyoruz.

Neyin değiştirileceğini, insanların öğrenmesini istemiyorlar. Sarayseverler halkı aldatarak, millete ait olan egemenlik yetkisini, milletin elinden almaya çalışıyorlar.Bu teklifin başka bir açıklaması yoktur. Pranga dedikleri şey aslında icraatlarının denetlenmesidir.”

“PARTİLİ CUMHURBAŞKANLIĞI, PARTİLİ YARGI”

“Anayasa, Cumhurbaşkanının Türkiye Cumhuriyeti'ni temsil ettiğini söylüyor. Bir kişi hem partiyi, hem devleti temsil edemez. Oy verdiğiniz, desteklediğiniz parti ya da kişi hep başta kalmayacak. Bu sistem, her şeyi olduğu gibi yargıyı da tek kişiye bağlıyor. Bu sistem kabul edilirse `partili yargı` olacak.

Yani ne olacak biliyor musunuz? Her iktidar değiştiğinde, verilen veya verilmeyen cezalar değişecek. Bugün haklıyken yarın haksız olacaksınız.

AKP`liyim bana bir şey olmaz diye düşünme. Sizden daha yüksek kademedeki bir AKP`liye dava açıp kazanamayacaksınız. Haklı olsanız bile!

Biz adaletin siyasileştiği bir ülke mi istiyoruz? Yoksa adaletin herkese eşit dağıtıldığı bir ülkemi istiyoruz? Adaletin siyasallaşması, bir ülke için düşünülebilecek en büyük tehlikedir. Ülkenin temelini dinamitlemekle aynı kapıya çıkar.

Partili bir Cumhurbaşkanı kendi partisinin görüşleri neticesinde tüm ülke adına karar veremez, verirse doğru olmaz. Bu sadece halk içindeki kutuplaşmayı artırdığıyla kalır. Desteklemediğiniz bir parti iktidara gelirse işinizden olabilirsiniz. Desteklediğiniz parti olsa dahi bir anda tüm hayatınız alt üst olabilir. Bütün geleceğiniz, bir kişinin iki dudağı arasına kalıyor.”

“PARTİ DEVLETİ YARATIR”

Bir sistem düşünün, bir kişi güne Cumhurbaşkanı olarak başlıyor, öğlen partisinin genel başkanı olarak devam ediyor!Tekkişi,hem devletin, hem hükümetin, hem iktidarpartisinin, hem ordunun, hem yargının, hem kamukurumlarınınbaşıolacak.Böylebirdevletdüzeniolmaz.

Yasama, yürütme, yargının tek kişiye bağlandığı, ülkedeki tüm kararların tek kişi, tarafından alındığı bu sistem kaosyaratır. Getirilmek istenen anayasanın örneği hiçbir ülkede yok, tarihimizde yeri yok. Böyle bir ucube Anayasa’yı hiçbir yerde bulmak mümkün değil. Partili Cumhurbaşkanlığıyla, devlet parti devleti olacak. Koskoca devletin tek kişinin elinde oyuncak olmasına vicdanınız el veriyor mu?”

“TEK ADAMIN YETKİLERİNİ SAYARKEN DAHİ İNSAN YORULUYOR”

Bu teklif, sınırlanamaz, sorgulanamaz bir tek adam rejimi getiriyor,kayıtsız şartsız millete verilen egemenlik milletin elinden alınarak tekrar saraya veriliyor. Bu Anayasa’da tek bir kişi var. Kanunu da o yapacak, devleti de o yönetecek, yargıyı da o belirleyecek. Tek kişi ve onun atayacağı kişiler Türkiye’yi istedikleri gibi yönetecek ve kimseye hesap vermeyecekler. Tek kişi, Gazi Meclisi fesh edebilecek, devletin bütçesini istediği gibi harcayacak, dilediği gibi kararname çıkarıp her türlü değişikliği yapacak. Bir tek kişi sınırsız yetkilerle donatılıyor. Tek kişiye sınırsız yetki veren hangi ülke iyi yönetilmiş? Aksine Ortadoğu’ya bir bakın, tek adam rejimleri ülkelerini felaketlere sürüklemiş, halklarını yersiz yurtsuz bırakmışlardır.Bu teklif ülkenin kurucu değerlerinin kökten değiştirilmesi demektir.”

“TEK ADAMIN OLDUĞU YERDE GÜÇLÜ BİR ÜLKE OLMAZ, GÜÇLÜ BİR TEK ADAM VE ONUN KÖLELERİ OLUR”

“Tek adamın olduğu yerde güçlü bir ülke olmaz, güçlü bir tek adam ve onun köleleri olur. Son olarak, sürekli atıftabulundukları`üst aklın, dış güçlerin` arayıp da bulamadığı sistem budur! Örneğin; 40 sene boyunca FETÖ gibi cemaati besleyip Türkiye Cumhuriyeti devletine sızmasını mı beklersiniz, yoksa böyle birsisteminden mi faydalanırsınız? Bu sistemde, tek bir kişiyi herhangi bir şekilde ele geçirmeleri, devleti ele geçirmeleri anlamına geliyor. Şunu özellikle söylüyorum, konuyu kişiler üzerinden tartışmıyoruz, kurulmaya çalışılan düzen üzerinden tartışıyoruz.

Tek kişi, hem devletin, hem hükümetin, hem iktidar partisinin, hem ordunun, hem yargının, hem kamu kurumlarının başı olacak. Valiyi, Kaymakamı, Emniyet Genel Müdürünü, Genelkurmay Başkanını, Hakimler Savcılar Kurulu Üyelerini, kamu kurumlarının yöneticilerini, Bakanları atayacak, bütçeyi tek başına belirleyecek, aynı zamanda milli güvenlik politikasına(özellikle bu madde çok tehlikeli) da tek başına karar verecek! Başka bir ülkenin bizim milli güvenlik politikamızı belirlediğini düşünebiliyor musunuz? İşte bu sistemde mümkün! Bu teklifin referandum konusu olması bile başlı başına garabettir.  Çok acı ama, 16 Nisan`da, Türkiye Cumhuriyeti`nin sonu gelsin mi? gelmesin mi? sorusunu cevaplayacağız.

Vatanın geleceği ve güvenliği için bizlere ihtiyacı her zaman cephede olmaz. Bazen başka şekillerde de vatanın bizlere ihtiyacı vardır. İşte o gün 16 Nisan’dır. 16 Nisan`da vatanın sizin `hayırlı` oylarınıza ihtiyacı var! ”