Herkül son görevini Hacettepe Üniversitesi’nde tamamladı

Proje koordinatörü Mehmet Çelikel Lisesi İngilizce Öğretmeni  Özlem Kaplan: “Üç yıllık uzun bir yolun sonunda böyle büyük bir başarı elde ettiğimiz  için gururluyuz” dedi

Mehmet Çelikel Lisesi’nin koordinatör olarak yürütmekte olduğu “Herkül’ün 12 Görevini Arıyoruz “ başlıklı Erasmus+ projesi Hacettepe Üniversitesi Eğitim Fakültesinde düzenlenen etkinlikle tamamlandı.

Çelikel basın bürosundan verilen habere göre 2014 yılında Avrupa Birliği Bakanlığı Eğitim ve Gençlik Programları Başkanlığı tarafından hibelendirilen aralarında Hacettepe Üniversite BÖTE ve Atina Üniversitesinin bulunduğu proje, Herkül’ün tematik seyahatlerini ve Avrupa’yı dolaşarak  gerçekleştirdiği 12 görevini konu almaktadır. Proje çerçevesinde Mobil Oyun,Digital Çizgi Roman,Veri Toplama Platformu,İnteraktif Seyahat rehberi,BİT Entegresyonu Üzerine öğretmenlere yönelik hazırlanan Öğrenme Yönetim Sistemi ve bir E Kitap üretilmiştir.

Hacettepe Üniversitesi Eğitim Fakültesi Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Eğitimi Bölümü ev sahipliğinde gerçekleştirilen etkinlikte, açılış konuşmasını Eğitim Fakültesi DekanıProf. Dr. Ayhan YILMAZ yapmış ,ayrıca Yrd. Doç. Dr. Selay ARKÜN KOCADERE’nin gerçekleştirdiği proje tanıtımı ve AB Okul Eğitimi projelerine yönelik bilgilendirmenin yanı sıra, BÖTE Bölüm Başkanı  Prof.Dr. Sadi Seferoğlu , Prof. Dr. Yasemin USLUEL ve birçok akademisyen projenin ana amacı olan eğitimde teknoloji entegrasyonuna yönelik seminerler ve atölyeler düzenlemiştir.

Proje koordinatörü Mehmet Çelikel Lisesi İngilizce Öğretmeni  Özlem Kaplan: “Üç yıllık uzun bir yolun sonunda böyle büyük bir başarı elde ettiğimiz  için gururluyuz. Üniversitelerle işbirliği yapmak hem kariyerimize hemde kurumlarımıza daha profesyonel bir atmosfer kazandırmıştır.Dört yıl önce kurduğumuz bir hayalin gerçekleşmesine yardımcı olan tüm proje ortaklarımıza ve özellikle büyük özveri ile çalışan Hacettepe Üniversitesi BÖTE hocalarımıza ayrıca teşekkür ederiz.” dedi.

Herkül’ün 12 görevinden ilk 9’u

1- Nemean Aslanı 'nın yenilmesi

Bu aslan dünya üzerinde ki en güçlü aslandır. Kral Eurystheos bu aslanın derisini istemektedir. Herkül uzun bir müddet bu aslanı arar ve sonunda bulur. Fakat derisi o kadar kalındır ki ne ok işlemektedir ne kılıç. Uzun müddet aslanla dövüşen Herkül sonunda onu boynundan yakalayıp boğarak öldürür ve Athena 'nın da ona yardım etmesiyle aslanın pençelerini kullanarak derisini yüzer. Çünkü aslanın derisini kendi pençesinden başka bir şey kesmemektedir. Herkül bu aslanın derisini bir zırh olarak kullanmış ve çok büyük bir avantaj elde etmiştir.

2- Lerne Ejderinin (Hydra) öldürülmesi

Bu görevine Herkül arkadaşı İolaos ile birlikte gider. Lerne Ejderi kendisine Lerne bataklığını yatak edinmiştir. Dokuz başlı bir ejderhadır ve nefesi zehirlidir. Çayırları darma dağın etmekte ve hayvanları yemektedir. Herkül ejderhanın inini bulduğunda İolaos geride beklemektedir ve Herkül mağaraya bir ok atar ejderha dışarı çıkar. Herkül her bir başını tek tek ezse de yerine iki tane birden çıkmaktadır. Bu yüzden bu ejderha ile oldukça vakit harcasa da bir türlü öldüremez ve arkadaşı İolaos 'u çağırır. İolaos etrafı ateşe verir ve ejderhanın başları yanmaya başlar en sonunda tek başı kalınca Herkül onu kesip yere gömer ve üzerine büyük bir taş koyar. Ayrıca oklarını bu ejderin zehrinde ıslatıp öldürücü birer ok haline getirir.

3- Tunç Ayaklı Dişi Geyik

Arkadia 'da Keryntos dağında yaşayan bu geyiğin altın boynuzları ve tunç ayakları vardı. Yorulmak nedir bilmeyen bu geyiğe bu güne kadar hiç bir avcı ulaşamamıştı. Herkül geyiği bulup kovalamaya başladı ve yaklaşık bir sene kadar kovaladı. Yağmur,çamur, dere tepe demeden koşan hayvan bir türlü Herkül 'ü vazgeçiremedi. Kuzeyde çok uzaklarda bulunan Hyperbore 'ler bölgelerine kaçtı fakat orada da takipten kurtulamadı. Nihayet yorgunluktan halsiz mecalsiz kalan hayvan geri dönmek zorunda kaldı. Eski izlerinden yürüyerek Arkadina 'ya döndü. Geriye doğru koşarken yağmurdan dolayı taşan bir derenin kenarına gelince atlamakta tereddüt etti. Bu durum Herkül 'e zaman kazandırdı ve ona yetişip yakaladı ve saraya götürdü.

4- Erymanthos Dağının Yabandomuzu

Bu domuzda bahlara bahçelere zarar vermektedir. Fakat normal domuzlara nazaran çok daha büyük ve daha vahşidir. Arkadia 'da bulunan bu domuzu Herkül uzun müddet kovaladıktan sonra onu bir mağarada yorgunluktan bitkin halde bulur ve omuzlarına aldığı gibi saraya getirir. Kral bu hayvanı görünce çok korkmuş ne yapacağını şaşırmış ve rivayete göre büyük bir tunç köpek heykelinin içine tıkılıp kalmış.

5- Stymphalos Kuşları

Etrafı dikenli ve çalılarla kapalı bir bataklığın ortasında ve Stymphalos adını taşıyan bir gölün kıyısında insan etiyle beslenen bir takım yırtıcı kuşlar yaşıyordu. Savaş tanrısı Ares 'in bu kan dökücü çocuklarının gagaları, pençeleri ve kanatları tunç dandı. Onlar tüylerini gelip geçenleri öldürmek için birer sivri ok gibi kullanıyorlardı. Herkül, insanlara, sürülere ve tarlalara zarar veren bu kuşları kovmak görevini aldı. Sayılamayacak kadar çok olan yuvalarından onları çıkarmak için yaygara yapan, gürültü çıkaran ziller kullandı. Civarda bulunan yüksek bir dağa çıkarak o kadar çok büyük bir gürültü yaptı ki kuşlar bulut halinde havalandılar. Sonra Herkül zehirli oklarını kullanarak kuşları kırdı geçirdi.

6- Girit Boğası

Girit kralı Minos denizlerin tanrısı Poseidon 'a yalvarmış ve dalgaların arasından çıkaracağı hayvanı kurban edeceğini söylemişti. Poseidon denizden bu güne kadar eşi benzeri bulunmayan bir boğa çıkarttı. Fakat Minos bu boğaya kıyamamış adeta ona büyülenmiştir. Poseidon için her ne kadar başka kurbanlar verse de Poseidon bu duruma çok kızıp boğayı kudurtur. Şehir için afet haline gelen bu boğayı durdurmak Herkül 'e düşer. Ancak onu ne yaralayacak nede öldürecektir kanlı canlı getirmesi istenir. Bunun üzerine Girit 'e giden Herkül bu azgın boğayla karşılaşır ve üzerine atlayıp boynuzlarından yakalayıp kuvvetli bir bağla bağlayıp saraya götürür.

7- Augias 'ın Ahırları

Bu defa Herkül 'e iğrenç bir görev verir. Elis kralı Augias 'ın ahırlarını bir günde temizlemesini ister. Kralın sayısız sürüleri vardır ve bu ahırlardı üç bin öküz bulunmaktadır. Ahır yaklaşık otuz yıldır hiç temizlenmemiştir ve hayvanların altında ki biriken gübre yığını artık memleketin havasını zehirlemektedir. Herkül ahırların duvarlarından birinde büyük bir delik açar ve Alpheios nehrinin yatağını değiştirerek bu nehrin hızlı akan sularını ağıra bağlayarak bu görevini de tamamlar.

8- Diomedes 'in Atları

Diomedes Savaş Tanrısı Ares 'in oğlu vahşi Trakyalıların Kralı idi. O, Ağızlarından ateş çıkaran atlara sahipti ve bu atlar insan etiyle besleniyordu. Fırtınaların yurdunun kıyısına attığı insanları hayvanlarına atarak yediriyordu. Eurystheos, Herkül 'e bu atları Mykenes 'e getirmesini emretti. Herkül bir kaç arkadaşı ile birlikte Trakya sahilinden karaya çıktı. Diomedes 'in ahırlarını buldu ve ahırların hizmetçilerini korkutarak ilerledi. Zalim kralı yakaladığı gibi onu kendi atlarına yedirdi. Böylece sayısız kazazedenin başına getirdiği felaket kendisininde başına geldi. Herkül bu atları çözdü ve saraya getirdi.

9- Amazonların Yenilmesi.

Eskilerin Pontus- Auxinus dediklerin Karadeniz 'in güney kıyılarında bu günkü Çarşamba ile Ünye arasında Themiskyra kasabasına yakın Theromodon ( Terme Çayı) sahilinde Amazon denilen ve yalnız kadınlardan mürekkep bir halk kalabalığı yaşardı. Savaş Tanrısı Ares bu kadınların kraliçesi olan Hippolyte ye kraliçelik işareti olarak bir kemer hediye etmişti. Birgün Eurystheos 'in kızı Admete bu kemeri istedi. Kral Herkül 'ü çağırıp o kemeri getirmesini istedi. Herkül cesur ve gözü pek Yunan gençlerini topladı ve bir gemiye binerek yola çıktı. Hellespontus (Çanakkale) Boğazı 'ndan geçti. O zamanlar Propontis denilen Marmara denizinin kuzey kıyısında kendi ismini taktığı şimdiki Tekirdağ ile Silivri arasında bulunan Ereğliyi (Herakleia 'yı) zaptetti. Sonra boğazdan geçerek yoluna devam etti. Nihayet kahraman ve arkadaşları Themiskyra koyuna ulaştılar ve Amazonlar diyarına ayak bastılar. Bu vahşi kadınların kraliçeleri Hippolyte onları çok iyi karşıladı ve izzet ikramda bulundu. Uzun ve zor yolculuklarını öğrenince üzüldü ve kemerini vermeyi bile vaad etti. Fakat Hera Herkül 'e olan düşmanlığını burada da belli ederek Olympos 'dan aşağı bir Amazon kılığında indi ve onların arasına karışıp, aslında amaçlarının Amazonların kraliçesini kaçırmak olduğunu ileri sürerek bir savaş başlattı. Bir sürü Amazon can verdi ve kraliçeleri bizzat Herkül tarafından öldürülerek kemeri alındı ve saraya götürülüp efendisinin kızı Admente 'ye armağan edildi.