Zonguldak Sanat Tiyatrosu, geçtiğimiz günlerde Tuncer CÜCENOĞLU’nun yazdığı, Erhal KOLTUK’un yönetip oynadığı ve Ayça ALTINTAŞ, Gaye ERTÜRK’ün birlikte rol aldığı , Yunanistan’daki  “ Albaylar Cuntası “ döneminde görülen toplumsal çatışmayı ve dünyanın çeşitli ülkelerinde yaşanan darbe süreçlerini ele alan oyunla Zonguldak halkını kucaklamıştı.

Halkın Sesi olarak büyük beğeni alan oyunun oyuncuları ve yönetmeni ile bir sohbet gerçekleştirdik. Tiyatroyu, Çıkmaz Sokak’ı ve bir sonraki projelerini sorduk.

 + ‘’Çıkmaz Sokak’’ oyununun hem senaryosuna hem de sahne diyaloglarına baktığımızda siyasi mesajların fazlaca olduğu göze çarpmakta. Bu konuda düşünceleriniz, endişeleriniz nelerdir? Sahneye çıkmadan önce ya da sonra aklınızda herhangi bir soru işareti oldu mu?

 

Bu oyundaki en güçlü siyasi mesaj; işkencenin insanlık suçu olduğudur. 21. Yüzyılda işkence, insanoğlunun sırtında adeta bir kamburdur. Egemen güçlerin kişisel çıkarları doğrultusunda, egemenliklerinin ve düzenlerini devam ettirme mücadelesini veriyorlar. İşkencenin insanlık suçu olduğu mesajını vermek istedik.. Dediğim gibi işkence, insanlığın sırtında bir kamburdur. İşkencenin insanlık suçu olduğunun bilincinde olmasaydık bu oyuna çalışmaz ve haliyle sahnelemezdik. En vahşi, en yırtıcı bir hayvanın bile avını yakalayıp parçalaması; yaşamını sürdürebilmesi için bir gereksinimdir. Doğası gereğidir tüm bu yaptıkları. İnsan yaşamını sürdürebilmesi için, bir başka insana acı çektirmesi gerekmiyorsa neden işkence vardır? Savunmasız bir insana fiziksel ya da ruhsal yönden acı çektirmenin kime ne faydası olabilir ki ? İşkence yapmayı çözüm olarak görenler ‘’Ya aynı şey günün birinde benim ve sevdiklerimin de başına gelirse’’ diye düşünmezler mi? 

Oyun sonrası da hiçbir olumsuz tepki almadık bu anlamda da mesajımızı doğru verdiğimize ve  doğru bir iş yaptığımıza inanıyoruz. Çünkü kim, hangi vicdan işkenceyi savunabilir? Oyunda biz bunu çok canlı yaşatmaya çalıştık. Fiziksel ya da psikolojik; işkencenin her türlüsü yanlıştır ve insanlık suçudur. Evet Çıkmaz Sokak politik bir oyun. Oyunda, baskı rejimlerinin giderek polis devleti haline gelişiyle işkenceci polisin işkence ettiği bir kadın tarafından sorgulanışı anlatılıyor. Buraya da dikkat çekmek istiyorum, işkence gören kişinin kendisine işkence uygulayan kişiye intikam almak adına işkence uygulaması insani bir davranış mıdır? Olması gereken hukuktur, adalettir. Bunun çözümü demokrasidir. İşkenceyi işkenceyle yok edemezsiniz.

 

 

++Ayça ve Gaye, geçmişte bu olayların yaşanmış olmasını bilmek, bunu yaşamaya ve yaşatmaya çalışmak, bu karakterlere bürünmek nasıl bir duygu ?  Oyun öncesinde ve oyun sırasında neler hissettiniz?

 

Elbette ki çok kötü bir durum. Biz oynarken bile kendimizi kötü hissettiğimiz zamanlar oldu. Sana tecavüz etmiş, işkence uygulamış, aileni katletmiş. Bunları düşünürken dahi insanın içi ürperiyor ve biz o psikolojiye göre oynamak zorundaydık. Elimizden geldiği kadar bunu yaşamaya ve yaşatmaya çalıştık. Tüylerimizin ürperdiği duygulandığımız anlar çok fazlaydı. Sadece oyun sırasında da değil provalar da bu şekilde geçti. Biz her provadan sonra bu psikolojiden çıkmak için birbirimizi tedavi ettik. Bizler bir karıncayı dahi öldürmeye karşıyken bir işkenceciyi oynamak, bunu yaşamış kişileri oynamak gerçekten zordu . Çok hoş bir ekip çalışması oldu, hep birbirimize destek verdik. Bu denli kötü bir konu, işkence konusunu işlerken dahi eve giderken güzel bir şeyler üretmenin mutluluğuyla gittik .

 

+++ Oyun sonrasında yaptığınız açıklamada Türk öykü ve oyun yazarı, Oda Tiyatrosu'nun kurucusu ve yönetmeni  Bahri Kaan Erkam ‘ ın bir oyununu yine kendi katkılarıyla sergileyeceğinizden ve yönetmen koltuğunda sinema ve tiyatronun sevilen yüzü Ferdi Merter ‘in oturacağından bahsettiniz . Bu başarıyı açıklar mısınız? Nasıl bir yol haritası izleyeceksiniz? 

 

 

Benim bir dostum, saygı duyduğum yazar, oyuncu, yönetmen Bahri Kaan Erkam. Özellikle bir oyununa takılı kaldım, çok beğendim yıllarca peşinde koştum oyunu alabilmek için. Sonunda Kaan Erkamoyunu bize verebileceğini söyledi. Aynı zamanda oyunu izlemek istediğini belirterek bizi çok onurlandırdı. Bir senaristin bir oyun yazarının gelip oyununu bizde izlemesi bizi onure eder ve Zonguldak Sanat Tiyatrosu’nu yüceltir. Daha sonrasında ki bağlantılarımızda da Ferdi Merter,  gelip bizim oyunumuzu yönetebileceğini  söyledi. Düşünün ki Ferdi Merter gibi usta bir yönetmenin gelip, taşrada, Anadolu’da Zonguldak Sanat Tiyatrosu’nun oyununu yönetecek. Bu bizi fazlasıyla mutlu etti.  Büyük bir ihtimalle Eylül ayında biz bu oyunu sahneleyeceğiz. Oyunun adı ‘’AGORAFOBIA’’ ve bu oyunu Zonguldak Sanat Tiyatrosu’nun oyuncuları Erhal KOLTUK ve Ayça ALTINTAŞ oynayacak. Bu çok gurur verici bir durum gerçekten ne mutlu bize.

 

 

++++ Bu sezon için Zonguldak Sanat Tiyatrosu’nun yol haritası nedir ?

 Öncelikle bu sezonu kapatışımız olacak 7 Haziran’ da BKM’ de genç ve kalabalık bir ekip ile beraber ‘’Ayıp Ettik’’i sahneleyeceğiz. Ardından 8 Haziran’ da Çatalağzı Belediyesi’ne yine aynı oyunu sahneleyeceğiz. Onun dışında 10 Haziran’ da 11. ETHOS Ankara Uluslararası Tiyatro Festivali’ne benim yönetip oynadığım tek kişilik ‘’ Ya Sev Ya Hamlet’’ oyununu sahneleyeceğim.20-23 Temmuz tarihleri arasında üyesi olduğumuz Karadeniz Tiyatrolar Birliği’nin Tiyatro Köyü projesine katılım sağlayacağız.Bu yıl 5. Düzenlenen bu proje de biz de her yıl 5 oyuncumuzu Samsun’a götürerek orada eğitim almalarını sağlıyoruz.Bu sene yapılan bir yenilikle beraber orada 3 topluluk oyun sahneleyecek ve bu 3 topluluktan bir tanesi de biz olacağız.’’Çıkmaz Sokak’’ adlı oyunu orada da sahneleyeceğiz ve daha sonrasında tatile gireceğiz fakat yaz aylarında yeni sezon için çalışmalarımız hız kesmeden devam edecek.

 

Ardından oyuncu ve yönetmen Erhal KOLTUK , Zonguldak’ da okuyan öğrencilere ve Zonguldak gençliğine çağrıda bulundu;

 

‘Zonguldak Sanat Tiyatrosu’nun  genç bir yapısı ve yaradılışı var . Çünkü gençlik ; enerji, açısı geniş bakış demektir. Bu anlamda bütün gençlerimizi zaten kucaklıyoruz. Gençlik , ülkenin geleceğidir. Tiyatro hayattır. Tiyatro çok iyi bir psikologdur. İnsanları ve toplumları tedavi eder. Bir ülke de bu kültür ne kadar artarsa , toplumun demokratik açıdan kalkınması, gelişmesi bir o kadar hızlı olacaktır.Bütün toplumları inceleyin ve özellikle gelişmiş ülkelere bakın. Sanata, özellikle tiyatro sanatına nasıl önem verdiklerini göreceksiniz.Gençlerimizi oyunlarımıza, provalarımıza bekliyorum’ dedi. ÇAYAN GEZMİŞ SARIKAYA