Çaycumalı kadınlar çocuk istismarı ve cinayetlerine tepki amacıyla bugün Çaycuma’da yürüdü. Büyük bir utanç olan bu istismar ve cinayetlerin son bulmasını istediklerini dile getiren kadınlar şunları söyledi:

 

Değerli Basın mensupları, sevgili Çaycumalılar, değerli katılımcılar,

Son dönemde büyük artış gösteren çocuk istismarı ve cinayetlerine karşı içimizde biriken öfkeyi haykırmak için bir araya gelmiş bulunuyoruz.
Sözcüğün tam anlamıyla içimiz kanıyor. Her akşam televizyonlarda bir başka kötü haberle kahroluyoruz.

Türkiye’nin çocuklarını koruyamayan bir ülke haline gelmesi, büyük bir utanç olarak hepimizin yüzünü kızartıyor.

Burada toplanan bizler; çocuk istismarına, cinayetlerine sessiz kalmanın suça ortak olmak anlamına geldiğini çok iyi biliyor, bu nedenle isyanımızı en yüksek sesle dile getiriyoruz.

En değerli varlıklarımız olan çocuklarımızı her türlü istismara karşı korumaya kararlıyız.

Ailelere çağrı yapıyoruz:

Çocuklarınıza karşı olan sorumluluklarınızı, onlarla olan ilişkilerinizi lütfen bir kez daha gözden geçirin.

Çocuklarınızı özgüveni yüksek, hayır demesini bilen bireyler olarak yetiştirin ve hayatın içinde karşılaşabilecekleri riskler hakkında uygun bir dille bilgilendirin.

Onlara sevgiyle yaklaşın, her türlü şiddetten koruduğunuz gibi, kendiniz de hiçbir şekilde şiddet uygulamayın, onurlarını kıracak her türlü söz ve davranıştan kaçının.

Onları dinleyin, söyledikleri her sözü önemseyin, duygusal gelişimlerini ve hareketlerini yakından izleyin, sosyal medya üzerinden gelebilecek tehlikelere karşı uyarın.

Çocuklarımıza yönelik bu saldırıların önlenmesinde birincil görevi olan devlet yetkililerine ve kamuoyuna sesleniyoruz:

Çocuklarımızın uğradığı bu tip saldırıları önlemek için daha etkin mekanizmalar oluşturulmalı, sağlık, eğitim, sosyal hizmet alanlarında etkili düzenlenmelere gidilmeli ve çocuklarımızın geleceğini garanti altına alacak devlet politikaları derhal hayata geçirilmelidir.

Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Bildirgesinde de ifade edildiği gibi 18 yaşın altındaki her bireyin çocuk olduğunu kabul edilmeli, yasalarda buna yönelik düzenlemeler yapılmalıdır.

Geleneklerimiz ya da dini referanslar gerekçe gösterilerek, 18 yaşın altındaki çocuklara karşı işlenen suçlarda indirime, hatta cezasızlığa yol açan hükümler yasalardan çıkarılmalıdır.

Yasalarda var olan erkek egemen cinsiyetçi dil terk edilmeli, aileyi ya da suçluyu değil çocuğu korumak tek amaç olmalıdır.

Taciz, tecavüz ve istismar gibi olaylarda suçu sabit görülenlerde iyi hal indirimine derhal son verilmelidir.

Çocuklara karşı işlenen suçlarda çocuğun rızasının olup olmadığının sorulması, suçlunun evlenme vaadiyle cezasızlığa kavuşması gibi çağdışı hükümler yasalardan çıkarılmalıdır.

Çocuğa yönelik şiddet taciz ve tecavüzlere karşı bütüncül, kapsayıcı tedbirler alınmalı, kadın ve çocuk bakanlığı kurularak içinde çocuk koruma birimleri oluşturulmalıdır.

 “Avrupa Konseyi İstanbul Sözleşmesi” çerçevesinde, ilgili bakanlık bünyesinde, kadınlara ve çocuklara karşı uygulanan her türlü istismar ve cinsel şiddetle mücadele için ülke çapında “Alo Şiddet” hattı, danışma merkezleri, sığınaklar ve cinsel şiddet kriz merkezlerinden oluşan yaygın bir mekanizma kurulmalı, bu çalışmaların izlenmesi sürecine, çocuk ve kadın konusunda çalışan STK’ların dahil edilmesi sağlanmalıdır.

Değerli Katılımcılar,

Çocuğa karşı işlenen suçlardaki artışın toplumsal hayatımızda yaşanan bozulmadan ayrı olmadığını düşünüyoruz.

İzlenen siyasi, sosyal ve ekonomik politikaların adeta suçlu üreten bir mekanizmaya dönüştüğünü görüyor, bundan büyük endişe duyuyoruz.

Yaşanan bu utanç dolu olayların önüne geçebilmek için önleyici tedbirlerin alınıp, gerekli mekanizmaların kurulması yerine olay sonrası cezalandırma tartışmalarının yapılmasını yanlış buluyor, sorunun bireyselleştirilmesinin devletin sorumluluğunun üstünü örtmesinden endişe ediyoruz.

Başta aileler ve devlet görevlileri olmak üzere herkesi göreve davet ediyor, tüm vicdani sesimizle haykırıyoruz: “Çocuğuma dokunma.”