Zonguldak İdare Mahkemesi’nde görülen HEMA Amasra Santrali’nin ÇED raporunun iptali için açtığı davada, santrali, “kamu yararı” gerekçesiyle savunan Bakanlık yetkililerine seslenen Bartın Platformu avukatları: “Bartın halkının neredeyse yarısını isyan ettiren bir projede hangi kamu yararı olabilir”

Zonguldak Adliyesi dün tarihi günlerinden birini yaşadı. Bartın’da yaşayan 2.019 vatandaşın Amasra’ya HATTAT Holding’in kurmaya çalıştığı termik santralin “ÇED Olumlu Raporu”nun iptali istemiyle açtığı davanın duruşması Zonguldak İdare Mahkemesinde görüldü. Yoğun kalabalık nedeniyle 2. Ağır Ceza Mahkemesi duruşma salonuna alınan davayı CHP Bartın Milletvekili Rıza Yalçınkaya, Zonguldak Milletvekili Şerafettin Turpcu, Zonguldak Belediye Başkanı Muharrem Akdemir, Çaycuma Belediye Başkanı Bülent Kantarcı, CHP İl Başkanı Umut Başoğlu, ÖDP İl Başkanı Akın Koç da izledi. TEMA İl Temsilcisi Berran Aydan, Yaşanabilir Zonguldak Platformu Sözcüsü ve Zonguldak Çevre Koruma Derneği Başkanı Ahmet Öztürk, Türkiye Tabiatı Koruma Vakfı Zonguldak Temsilcisi Saniye Cicibaşoğlu da davayı izleyenler arasında yer aldı.

BARTIN’DAN GELEN 400 KİŞİLİK GRUP ZONGULDAK GİRİŞİNDE BEKLETİLDİ

Önceleri açık şekilde santrale karşı çıkarken, CHP’den istifa edip AKP’ye geçtikten sonra santrale destek vermeye başlayan Amasra Belediye Başkanı Emin Timur mahkemeye katılmazken, santrale karşı açık tutum alan Bartın Belediye Başkanı Cemal Akın’ın DSİ Genel Müdürünün Bartın ziyareti nedeniyle mahkemeye gelemediği öğrenildi. Polisin adliye çevresinde yoğun güvenlik önlemi aldığı gözlenirken Bartın’dan gelen 400 civarında katılımcı Zonguldak girişinde durdurularak GBT kontrolünden geçirildi. Kimi davacıların bu nedenle mahkemeye geç kaldıkları görüldü.

PLANDA ŞİRKETE ÖZEL DEĞİŞİKLİKLER YAPILDI

Saat tam 10.00’da başlayan mahkemede dava üç ayrı dosya halinde görüşüldü. İlk olarak Bartın Platformu avukatlarının 1/25.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı değişikliğine yaptıkları itiraz görüşüldü. Bartın Platformu’nun Yakup Okumuşoğlu, Engin Uzun, Berkay Dal, Hülya Yıldırım, Uygar Cömert Erdem’den oluşan avukat grubu Zonguldak, Bartın, Karabük İlleri 1/25.000 Ölçekli Çevre Düzeni Planı’nda şirkete özel değişiklikler yapıldığını, bunun da anayasaya aykırı olduğunu iddia etti.  Amasra’nın turizm, balıkçılık, tarım ve orman bölgesi olduğunu, çevre düzeni planında da buna yönelik hükümler bulunduğunu söyleyen avukatlar, burada ağır sanayi yatırımlarına yer verilemeyeceğini dile getirdi.

ÇED PLANA DEĞİL, PLAN ÇED’E UYDURULDU

ÇED Raporu’nun ardından çevre düzeni planında şirkete özel değişiklikler yapıldığını da dile getiren avukatlar “ÇED’in plana uyması gerekirken plan ÇED’e uyduruluyor” dedi. Avukatlar bu şekilde kişiye özel değişikliklerle plan bütünlüğünün bozulduğunu ve bu nedenle içinde yaşadığımız kentsel kaosun ortaya çıktığını da ifade etti. Davalı Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile müdahil HATTAT Holding avukatları ise, ÇED Raporu çıktıktan sonra planda değişiklikler yapıldığını kabul ederek bunun usule uygun olduğunu söyledi. İdare ve şirket avukatları, devletin ilgili kurumlarıyla tüm çevrelerin görüşü alınarak yapılan ÇED Raporu’nda tesisisin çevresel etkisinin sınırlı kalacağını belirlenmesi üzerine plan tadilatında gidildiğini ifade etti.

AMASRA’DA ANCAK 3-5 AİLE BALIKÇILIKTAN GEÇİNİYOR

Daha sonra geçilen ikinci oturumda, zamanın daha verimli kullanılabilmesi için kurulması düşünülen HEMA Limanı ile santral projesinin entegre tesis olarak ele alınıp ÇED Raporu’nun birlikte düzenlenmesine ilişkin taleple ÇED nihai kararının iptali talebinin birleştirilerek görüşülmesi konusunda mutabakata varıldı. Amasra halkının temsilcileriyle Milletvekili Rıza Yalçınkaya ve Prof. Erdoğan Atmış’ın da görüş bildirdiği bu oturumda zaman zaman gerilimler yaşandı. Özellikle şirket avukatlarının Amasra’da 3-5 ailenin balıkçılıkla geçindiğini söylemesi salonda seslerin yükselmesine neden oldu.

ERDOĞAN ATMIŞ AKADEMİK TİTRİNİ KULLANARAK HALKI KIŞKIRTIYOR

Salonda gerilimi yükselten bir diğer konu da, şirket avukatının, çıkaracakları kömürü, doğaya zarar vermemek için kamyonlarla değil, yapacakları liman vasıtasıyla gemilerle nakledeceklerini söylemesi oldu. Yükselen sesleri, Mahkeme Başkanının sükûnetin sağlanamaması durumunda salonu boşaltmak zorunda kalacağı şeklindeki uyarıları bastırırken, Bartın Platformu Yürütme Kurulu Üyesi Prof. Dr. Erdoğan Atmış ile şirket avukatları arasında da kısa süreli gerilim yaşandı. Atmış, şirketin kendisini YÖK’e şikâyet ederek isten çıkarılmasını istediğini söylerken, şirket avukatı “Erdoğan Atmış akademik titrini kullanarak Milletvekili Rıza Yalçınkaya ile birlikte halkı kışkırtıyor. Otobüsler tutup oradan oraya taşıyarak yatırımı engellemeye çalışıyor” dedi. Bu durum salonda protestolara neden oldu.

ŞİRKET AVUKATLARI HEM AKLIMIZLA HEM DE MAHKEMEYLE DALGA GEÇİYOR

Bartın Platformu avukatlarının “Tüm Zonguldak kömür havzasında 1,3 milyon ton kömür çıkarılırken, 13 yıldır bir gram kömür çıkaramayan şirketin, santralde yakacağı 3.3 milyon ton kömürü tek sahadan çıkaracağını söylemesi akılla izaha muhtaç” şeklindeki yorumlarına şirket avukatları ciddi bir yanıt veremezken, “Maden burada yakılacak kömür Amasra’dan çıkarılacak, neden, bir de 12 milyon ton kapasiteli liman yapılıyor?” sorusuna, “Ürettiğimiz kömürü nakledebilmek için”  şeklinde yanıt verdi. Bu yanıt salonda gülüşmelere neden olurken, yapılanın liman değil rıhtım olduğunu iddia etmeleri, Platform avukatlarınca “Şirket avukatları hem bizim aklımızla, hem de yüce mahkememizle dalga geçiyor. Bu limanın ithal kömür için olduğu çok açık” şeklinde yanıtladı.

ZEYTİNLERİ KESMEDİK İZMİR’E NAKLETTİK

Şirketin proje sahası çevresinde zeytin ağaçlarını bir gece yarısı baskın yaparak kestiğini söyleyen Platform avukatları, Zeytinlik Kanunu’na göre tanımı yapılmamış olsa bile içinde zeytin ağacı olan arazinin zeytin zeytinlik sayılacağını, yine aynı kanuna göre zeytinliklerin yakınında emisyon yayan hiçbir tesis olamayacağını, Muğla İdare Mahkemesinin bu nedenle bir santral projesini iptal ettiğini söyledi. Avukatlar yalnızca bunun bile iptal sebebi olduğunu, çünkü kesilenlerin dışında da çevrede zeytin ağacı olduğunu söyledi. Bu iddiaya yanıt veren şirket avukatının, “Proje sahası etrafında zeytin ağaçları bulunduğu doğrudur. Biz Tarım İl Müdürlüğünden buradaki zeytinlerin verimsiz olduğu yönünde rapor aldık. Kesmedik, daha verimli olmaları için İzmir’e naklettik” şeklinde beyanda bulunması salonu hıncahınç dolduran izleyicilerin tepkisine neden oldu.

BARTIN HALKINI İSYAN ETTİREN PROJEDE NASIL BİR KAMU YARARI OLABİLİR

Platform avukatlarının önemle üzerinde durdukları bir konu da kamu yararı meselesi oldu. Bartın’da yaşayan 2.019 kişinin santralden davacı olduğunu, bunların ailesiyle birlikte sayıldığında Bartın halkının önemli bölümünün santrale karşı olduğunun görüleceğini söyleyen avukatlar, mahkemeye, “Halk burada. Yapılacak bu santral bizim yararımıza değil diyor. Bartın halkının neredeyse yarısını isyan ettiren bir projede hangi kamu yararı aranabilir”  sorusunu da yöneltti. Santralle ilgili birçok eksikliğin olduğunu bunu davalı İdarenin de bildiğini, ancak ekonomik açıdan yapımının zorunlu olduğunun söylediğini dile getirirken, “İnsan hayatının daha iyi, daha konforlu olması için kurallar koyan ekonomi, her şeyin önüne geçiriliyor. Ekonomik fayda gerekçesiyle insan, doğa ve diğer canlıların yaşamı hiçe sayılıyor” dedi.

DIŞARDA BEKLEYENLER ALKIŞLARLA KARŞILADI

Dört saate yakın süren mahkeme sonunda Mahkeme Başkanı, davanın taraflarını dinlediklerini, dosyaya eklenen yeni delillerle birlikte yapılan savunmaları da dikkate alarak alacakları kararı taraflara tebliğ edeceklerini söyleyerek duruşmaya son verdi. Mahkeme sonunda dışarıda bekleyen Bartınlılar ve onlara destek veren Zonguldaklı çevre gönüllüleri avukatlarla platform üyelerini alkışlarla karşıladı. Dava avukatlarının yanı sıra Bartın Milletvekili Rıza Yalçınkaya ile Prof. Dr. Erdoğan Atmış dışarıda bekleyen kalabalıkla basın mensuplarına davanın seyri hakkında bilgi verirken, sık sık “Termik santral istemiyoruz”, “Bu daha başlangıç mücadeleye devam”, “Direne direne kazanacağız” sloganları atıldı.