Basına bir kahvaltı veren CHP Zonguldak Milletvekili Şerafettin Turpcu “Tüm zamanların en önemli referandumu” dediği 16 Nisan referandumu için halkı uyanık olmaya davet etti

“Kurtuluş Savaşı Veriyoruz”

Enerji Bakanını da eleştiren Turpcu “neredeyse mağazalara alınan elemanları bile kendilerinin aldığını söyleyecekler, redevanslı sahalara alınacak olan maden işçisinden sana ne, alırsa özel sektör alacak” dedi

 Zonguldak CHP Milletvekili Şerafettin Turpcu Fener Semtindeki mühendisler cemiyeti lokalinde basına bir kahvaltı verdi. İl, ilçe ve beldelerden gelen çok sayıdaki basın mensubunun katıldığı kahvaltıda CHP İl ve İlçe başkanları ile partinin çeşitli kollarının başkanları ve üyeleri de hazır bulundular.

Kahvaltı öncesi kısa bir konuşma yapan İl başkanı Ahmet Altun en az yüzde 60 oranında bir “hayır” oyunun Zonguldak’tan çıkacağına emin olduğunu söyledi ve davete katılanlara teşekkür etti, daha sonra kahvaltıya geçildi.

Kahvaltı sonrası bir konuşma yapan CHP Milletvekili Şerafettin Turpcu tüm zamanların en önemli referandumuna gidildiğini belirterek halkı uyanık olmaya ve tek adam rejimine “hayır” demeye davet etti.

Tüm ülke olarak yeni bir Kurtuluş Savaşı verildiğine dikkat çeken Turpcu “İktidarın parası bitti, yani ülkenin parası bitti, 425 milyar dolar borç var, sıkıntıda olmayan esnaf yok, işsizlik çok, Zonguldak çökertildi” diyerek “yeni bir Kurtuluş Savaşı veriyoruz” diyerek halkı uyanık olmaya çağırdı.

Miting alanında konuşan Enerji Bakanı Albayrak’ı da eleştiren Turpcu “neredeyse mağazalara alınan işçileri bile kendilerinin aldıklarını söyleyecekler, redevanslı sahalara alınacak işçilerden sana ne, alacaksa özel sektör alacak” dedi.

Cumhurbaşkanı’nın demokrasiyi hedefe varmak için binilen tramvaya benzettiğini belirten Turpcu “bu referandum sonucu evet çıkarsa nereye gideceğimiz de belli değil” dedi.

Muhtarlara verilen iyileştirme teklifi konusunda da konuşan Turpcu “biz bu teklifi parti olarak geçen sene verdik, mecliste AKP oylarıyla reddedildi, şimdi kendileri veriyorlar, bu ne garip çelişki” şeklinde konuştu.

Zonguldak’ın yatırımlardan nasibini AKP dönemlerinde alamamış olduğundan da söz eden Milletvekili Turpcu “ülkede 15 yandaş şirket var kaymağı bunlar yiyor” dedi.

Bu anayasanın esas sahibinin kim olduğunun anlaşılamadığını vurgulayan Turpcu “bunu eleştiren Konya Milletvekili Hüsnü Bey ise yanlış anlaşılmıştır” yorumunu yaptı.

Turpcu sözlerine şöyle devam etti;

Göreve başlarken tarafsızlık yemini etmiş olan Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan 4 Nisan günü Zonguldak'ta, “toplu açılış töreni” adı altında 16 Nisan Referandumu için “evet” mitingi gerçekleştirdi.

Neyin toplu açılışının yapıldığı hala muallak olan bu ziyaret için şehir merkezi tamamen bariyerlerle çevrildi, kent ikiye bölündü. İnsanlar yollarda kaldı, işlerini yapamadı, hastanelere ulaşamadı. Güvenlik önlemlerinin ötesindeki abartı tedbirler halka eziyete dönüştü.

“BARİKATLAR YETMEDİ KAMYONLAR DA ÇEKİLDİ HALKIN ÖNÜNE”

Barikatlar yetmedi kamyonlar da çekildi halkın önüne.

Ziyaret öncesinde kentte bir tane bile "hayır" afişi ve pankartı bırakılmadı, toplatıldı.

Devlet Kurumu çalışanları ve belediye çalışanları miting için seferber edildi. Bazı kurumlarda bu durum dayatmaya dönüştü. Mitinge gitmek istemeyen vatandaşlar adeta fişlendi.

TTK Üzülmez Müessese Müdürlüğü’nün yangın tatbikatı miting gününe denk getirilerek işçilerin öğlen saatlerinde çıkışı sağlandı.

Kamu kaynakları ve devletin tüm imkanları, çevre illerden gelen “taşıma izleyicilere” tahsis edildi.

Her ne kadar “toplu açılış töreni” adı altında gerçekleştirilse de bir referanduma “evet” mitingi olduğu için konuşmanın içeriği de bu şekilde düzenlenmişti.

Yıllardır kentin beklediği veya devam eden yatırımların dışında yeni bir şey olmadan yapılan sözde bir açılış töreni gerçekleştirildi. Sayın Cumhurbaşkanı konuşmasını yaparken, özellikle Zonguldak’ı “Nereden nereye” getirdik sözünden sonra, Çoğu Zonguldaklı, başka bir şehri anlattığını, ya da hangi şehirde olduğunu karıştırdığını bile düşünmüştür!

İktidarın yıllardır dilinden düşürmediği Filyos, 16 Nisan Referandumu öncesinde, yıllardır olduğu gibi, vatandaşımızın gözünü boyamak için tekrar sahneye çıkarıldı!

Bunun dışında, Sayın Cumhurbaşkanı, İstanbul Boğazı’na yapılan köprüyü, tüneli anlattı, taşıma olarak gelenler alkışladı.

“TAŞIMA OLARAK GETİRİLENLERLE, ZONGULDAKLILARIN DUYMAK İSTEDİKLERİ AYNI DEĞİLDİ”

Ancak, “taşıma” olarak getirilenlerle, Zonguldak için “beklenti içinde” olarak orda bulunan Zonguldaklı hemşerilerimin beklentileri ve duymak istedikleri doğal olarak aynı değildi.

"İşçi alınsın, üretim artsın" diye slogan atan madencilerimiz “bana slogan atmayın” karşılığını buldu. Kime slogan atsınlar peki? İktidarda olanlar yerine CHP’ye mi? Zonguldak'a hiçbir şey vermeyip, üstüne sesini duyurmaya çalışan madenciyi azarlamak ne demektir? Asıl sitem etmesi gereken bugüne kadar ihmal edilen Zonguldaklılarken, iktidardakiler bu gerçeklerle yüzleşmek ve durumu anlamak yerine, azarlamayı seçtiler.

Çünkü Sayın Cumhurbaşkanı sadece kendi anlatacakları için ve referandumda “evet” dedirtmek için Zonguldak’taydı. Bunun dışında halkın taleplerine ve sesini duymaya dahi tahammülü yoktu!

Benim verdiğimle yetinin, dedi Sayın Cumhurbaşkanı açık açık!

“TTK’NIN İŞÇİ SAYISI VE ÜRETİM AKP DÖNEMİNDE ERİDİ”

Madem öyle hatırlatalım, şu anda TTK’nın işçi sayısı 8 binin altında, 2002’de AKP göreve geldiğinde bu rakam 15 bindi. İşçi sayısı ve üretim olarak baktığımızda, 2002- 2016 arasında yani AKP iktidarında işçi sayısı %40, üretim %60 düşmüştür! Emekli olanların yerine işçi alınmadı, kurum norm kadro açığı ile çalışıyor. Şuan en kısa vadede Zonguldak’a istihdam sağlayacak tek alanın maden olduğu gerçeği göz ardı edildi. Sayıştay Raporlarında yer alan öneriler dahi göz ardı edildi, kuruma dair daha önce bizzat AKP tarafından verilmiş sözler unutuldu.

Bu Zonguldak gerçeğinin sadece bir bölümüdür.

“Neyin açılışı yapıldı”

Bununla birlikte, 14 yılda şehrimize 14 katrilyonluk yatırım yaptıklarını söylüyorlar, bunun, içeriğini bilen var mı? Halkın göremediği yatırımlar tek tek açılıyor, kimse neyin açılışının yapıldığını bilmiyor!

Göz boyamadan ibaret konuşmaların aksine, Zonguldak’a insanların faydalanabilecekleri yatırımlar yapılmadı, o yüzden bugün bu haldeyiz. Zonguldak’ta işsizlik sürdürülemez düzeylere ulaştığı için, sürekli göç verdi, günden güne küçüldü.

 “BANA SLOGAN ATMAYIN DEMEKLE DE İŞ BİTMİYOR”

Maden işçisine, “işçi almakla iş bitmiyor, bana slogan atmayın” deniyor ama, “bana slogan atmayın demekle de iş bitmiyor.”

14 yılda Zonguldak ileri mi gitti geri mi gitti? Buna bakmak lazım. Zonguldak ekonomik buhran yaşıyor, üreticiden esnafına herkes ekonomik sıkıntılar nedeniyle ayakta kalmak için son nefesinde! İcra daireleri dosyalarla dolmuş hatta taşmış durumda.

Ülkenin bu kadar sorunu varken, Zonguldak’ın bu kadar sorunu varken, ülke ne yazık ki bütün enerjisini, parasını, zamanını bu referandum için harcıyor. Milletin egemenliğini, “tek kişiye” devretmek için gösterdikleri bu çabayı halkın sorunları çözmek için harcasalardı, emin olun birçok sorunumuzu şimdiye kadar çözmüş olurduk.

“KAMU KAYNAKLARI, EVET İÇİN PEŞKEŞ ÇEKİLİYOR”

İçinde halka faydası olan tek bir maddesi bulunmayan yeni anayasanın referandumu ile karşı karşıyayız. Bunun için kamu kaynakları, yani halkın vergileri peşkeş çekiliyor, devletin tüm imkanları pervasızca “evet” için kullanılıyor. Milletin egemenliğini milletten alıp tek kişiye vermek için, vatandaşın vergileri çarçur ediliyor.

Buradan kamu kurumlarının ve belediyelerin imkanlarını, araçlarını, parasını haksız şekilde referandum için kullanan kamudaki yöneticilere ve belediye başkanlarına da sesleniyorum. Harcadığınız sizin babanızın parası değildir. Bunu kendi cebinizden karşılıyorsanız çıkıp açıklayın, değilse halkın vergilerini, halkın paralarını kendi makamınız için, birilerinin gözüne girmek için bu şekilde peşkeş çekmeye hakkınız yoktur!

Bu ziyaretin özeti, Zonguldak’ın yine kaderiyle baş başa olduğu gerçeğidir. Zonguldak için yeni hiçbir şey yok! Buna karşı Zonguldaklının sitem etmeye, talepte bulunmaya da hakkı yok!

Anayasa Değişikliği ile tek kişiye verilmesi planlanan yetkileri ve bu yetkilerin verilmesi halinde ülkenin hangi sorunlarla karşı karşıya kalacağını, köy köy gezerek, derinlemesine anlatıyoruz ve 16 Nisan`da “Hayır” çağrısı yapmaya devam ediyoruz.

“SINIRLANAMAZ, SORGULANAMAZ BİR TEK ADAM REJİMİ GETİRİYOR”

Çünkü, dünyada hiç bir demokraside olmayan bir yapı teklif ediliyor. Bu teklife göre yasama, yürütme ve yargı güçleri tek kişinin etrafında toplanarak, sınırlanamaz, sorgulanamaz bir tek adam rejimi getiriyor. Bunca yetkiyi bir kişiye vermek ülkeyi kaosa sokar.

Daha şimdiden halkı ayrıştıran, kutuplaştıran, “hayır” diyenlere demediğini bırakmayan bir anayasa süreci olur mu?

Sayelerinde tehdit, yalan ve nefret dolu bir seçime doğru gidiyoruz! Bu secim surecinde yaşananlar emin olun demokrasi tarihimize kara bir leke olarak geçecektir. “Evet” demenin serbest olduğu “hayır” demenin yasak olduğu bir referanduma gidiyoruz. Bu kadar ayrışmadan, kutuplaşmadan sonra nasıl güçlü, sağlıklı bir gelecek kuracağız? Bir ülkeye ancak bu kadar zarar verilebilirdi?

Ülkenin geleceği, tek kişinin veya bir partinin istikbalinin önünde görülebilir mi?

Anayasa, Cumhurbaşkanının Türkiye Cumhuriyeti'ni temsil ettiğini söylüyor. Bir kişi hem partiyi, hem devleti nasıl temsil edebilir? Partili Cumhurbaşkanı hevesi toplumu daha da fazla ayrıştırmaktan başka hiç bir işe yaramayacaktır.

Bu Anayasa Değişikliği Teklifi ile halktan boş kağıda imza atmalarını istiyorlar. Devlete ve halka en ufak bir faydası olan tek bir madde yok. Getirilen bu teklifle, tek kişi, hem devletin, hem hükümetin, hem yargının, hem iktidar partisinin, hem de ordunun başı olacak. Bu çok riskli ve ülkenin geleceğini tehlikeye atacak bir düzenlemedir.

Bu Anayasa, millete, Meclis`e ve ülkeye karşı tuzaklarla dolu bir Anayasa’dır. Genel secim olur bunun telafisi olur, 5 yıl sonra yeniden yapılır, ancak Anayasa asırlıktır.

Yani bu konu, parti meselesi değildir, sen - ben meselesi değildir, memleket meselesidir!

Bu nedenle ülkemizin geri dönüşü olmayan bir yola girmemesi için, ülkemizin geleceğini dipsiz kuyuya atmamak için “hayır” diyelim.

Daha sonra basın mensuplarının sorularına geçildi.

Bir basın mensubunun sorduğu “Zonguldak belediyesi çalışmıyor, bu çalışmama CHP’nin istediği hayır oylarına yansır mı?” sorusuna ise Turpcu; “Zonguldak zor bir yerleşim bölgesi, her yer dağ tepe, Ankara’dan gelen para da kısıtlandı, belediye elinden geleni yapıyor” şeklinde Başkan Akdemir’i kollayıcı bir şekilde konuştu.

MHP oları konusunda sorulan bir soruya ise Turpcu; “MHP seçmeninin yüzde 90’ı hayır oyu verecektir, buna eminim” dedi.

Genel Başkan Kılıçdaroğlu’nun Zonguldak’a gelip gelmeyeceği sorusuna da Turpcu; “Genel başkanımız Zonguldak’ı rahat görüyor, bu nedenle riskli yerlere gidiyor, ama partimizin önemli isimleri geliyor” dedi.


Başka bir soru üzerine de “Evet de çıksa, hayır da çıksa ülkenin işi zor, ülke normale dönmek için zorlanacak, anayasamızın nesi vardı da değiştirmek isteniyor, evet çıkarsa Cumhurbaşkanı öğleye kadar sarayda cumhurbaşkanlığı yapacak, öğleden sonra partide genel başkanlık yapacak” şeklinde konuştu.

Zonguldak’a AKP’nin damga vuramadığını, stratejik hiçbir iş yapılmadığını da belirten Turpcu, “Ben Sayın Özbakır’ı severim, Sayın Ulupınar’ı da severim ama AKP ilimizi göz ardı ediyor” dedi.

Bir başka soru üzerine de “Kontrollü darbe girişimi söylemine katılıyorum, Cumhurbaşkanının bile darbeyi eniştesinden öğrenmesi gibi bir şey olabilir mi?” dedi.

CHP milletvekili Turpcu; “anayasada cumhuriyeti koruma ve kollama görevi Türk Ordusuna verilmiş, eğer referandumdan evet çıkarsa ve ülke federasyonlara bölünmek istenirse ordu görevini yerine getirmez mi?” sorusuna da “böyle bir durumda halk üstüne düşen görevi yapar, ülkenin ve rejimin asıl sahibi halktır” dedi.

Bu arada bir gazetecinin CHP İl başkanı Ahmet Altun’un kahvaltı öncesi yaptığı konuşmada geçen “Zonguldak’tan yüzde 60 hayır çıkar” sözleri üzerine sormak istediği “çıkmazsa İl başkanı görevinden istifa eder mi” sorusu ise bazı partililerce “hiç sorma,  boş ver, incinmesin…” denilerek sorusu bir başka basın toplantısına kadar ertelendi.

Kahvaltı daha sonra toplu fotoğraf çekimiyle sonuçlandı. Toplantıya katılan CHP’li hanımların ise şıklığı gözlerden kaçmadı.

(Sermet AKSU)