Biz ne dersek diyelim; hangi kaygıyı, itirazı, bilimsel gerekçeyi, yasal sorunu hangi cümlelerle ifade edersek edelim, boşuna. Bin dereden on bin su getirsek de, gariban kentimin “Çaldığım düdük egemenleri” bildiğini okumaya devam ediyor. Gözleri kara, taşa geçiyor, onlara geçmiyor sözümüz. Elli beş yaşındayım, bildim bileli kentsel sorunlara ilgi duyar, çok yakından izlerim. Bugüne kadar bir tane kentsel sorunun, yarın yeni bir sorun yaratmayacak şekilde çözüldüğüne tanık olmadım daha.
 
İnanın üzüntüden kahrolacağım artık. Valinin bir gidip diğeri geliyor, sonuç aynı. Hayatı her geçen gün daha da beter olan vatandaş, belediye başkanlarını partileriyle birlikte değiştiriyor, sonuç, kocaman bir hayal kırıklığı oluyor. Bu kent fare kapanı gibi kıstırıldığı fasit daireden bir türlü çıkamıyor. Tanrılar katında lanetlenmiş sanki: Her zaman, her şeyin en kötüsüne layık görülüyor. Attı mı kül bırakmayan sözde “vizyon” sahibi ufuksuzlar, bugünün çıkarları için kentin yarınlarını acımasızca yok ediyor…
 
LÜTFEN ŞU GARİBAN KENTE İKİNCİ BİR HASTANE VAKASI DAHA YAŞATMAYIN
Öğrendiğim şu ki, sorun çözme kapasitesi sıfır olan siyaset erbabının, allem kallem cambazlık yapıp işi kitabına uydurma mahareti hesaba sığmıyor. Devlet de tüm organlarıyla emirlerinde maşallah, tıpkı “Tak Şak Paşa” gibi “tak” diye emrettikleri “şak” diye yapılıyor. Yeni hastaneyi itirazlarımıza karşın oraya kuran paşalar, Kız Meslek Lisesini otopark için yıkmak istedi diye devlet bin dalavere çevirdi. Şimdi de MAKZON’u dedikleri yere yapmak için Bakanlık, “şak” diye Çevre Düzeni Planı’nı değiştirdi…
 
Sayın Vali Mustafa Tutulmaz, Belediye Sayın Başkanı Selim Alan, TSO Başkanı Sayın Metin Demir, MAKZON Başkanı Sayın Murat Uzun lütfen yapmayın. Rica ediyorum, ikinci bir hastane vakası daha yaşatmayın kente. Hemen yanında kok fabrikasının tescilli bacası ve yapımına başlanan kültür vadisi bulunan o alanın başında maden müzesi, sonunda da Gökgöl Mağarası var. Demem o ki, orası, bir turizm bölgesi olarak planlanabilir rahatlıkla. İnanın bu da ileriye doğru büyük bir adım olur…
 
ÇEVRE DÜZENİ PLANI’NDA, BİR RENK DEĞİŞTİRMEKLE BU İŞ OLMUYOR
Kabul etmek gerekiyor ki, TOKİ, standardı son derece düşük yapılar yapıyor. Ama Zonguldak’ın yapı stoku o kadar kötü ki yaklaşma mesafeleri, otoparkı ve yeşil alanlarıyla o kötü TOKİ bile, kente, nitelik taşıyan bir cazibe sunuyor. İkinci etapta da birçok konut yapılacak. Dolayısıyla binlerce vatandaşımız yaşayacak orada. Böyle bir yaşam alanının ortasına bu tesisi sokmayın lütfen. Gelin kentte bir ilki gerçekleştirin, başta şehir plancıları olmak üzere konunun uzmanlarıyla uygun yer bulun MAKZON’a…
 
Hem Çevre Düzeni Planı’nda, bir renk değiştirmekle olmuyor ki. O plan, “Sanayi kullanımlı yapıların kent merkezlerinden uzak alanlarda yapılması sağlanacaktır” diyor çünkü. Batı Karadeniz Bölge Planı’nda “Kent içinde yer alan sanayi kullanımlarının kent dışına taşınması”, “Sürdürülebilir sosyal kalkınma” hedefinin en önemli adımı olarak görülüyor. Lütfen yapımına emek verdiğiniz bu belgelerle çelişmeyin. Tüm ömrünü bu kente vakfetmiş bir Zonguldaklı olarak rica ediyorum sizden, lütfen şu işi bir daha düşünün…