4 Aralık Dünya Madenciler Günü’nde, CHP Zonguldak Milletvekili Ünal Demirtaş, bir mesaj yayınladı. Madencilerin bir avuç kömür için bir ömür verdiğine dikkat çeken CHP’li Demirtaş, “Onlar canları pahasına dünyanın en zor ve anlamlı mesleklerinden birini yapıyor, yeraltındaki zenginlikleri insanlığın hizmetine sunuyorlar” dedi.

TÜM MADEN ŞEHİTLERİNİ SAYGI VE RAHMETLE ANIYORUM!

Türkiye’de, hala emeğe değer verilmediğini , denetimsiz, iş güvenliğinin hiçe sayıldığı madenlerin can almaya devam ettiğini hatırlatan CHP Zonguldak Milletvekili Ünal Demirtaş; “İş  cinayetlerinde can veren tüm maden şehitlerini rahmet ve saygıyla anıyor, maden ocaklarında zor koşullarda çalışan, ter döken, kazma sallayan tüm maden emekçilerinin Dünya Madenciler Gününü kutluyorum. Tüm işçilerin emeklerinin karşılığının verildiği,   iş sağlığı ve güvenliği önlemlerinin alındığı madenlerde çalışmalarını diliyorum” dedi.

MADENLERİ TBMM ARAŞTIRSIN!

4 Aralık Dünya Madenciler Günü’nde, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı’na bir meclis araştırma önergesi sunan CHP Zonguldak Milletvekili Ünal Demirtaş ”Taş kömürü, stratejik üründür. Türkiye ekonomisinin Taşkömürüne ihtiyacı vardır. Son yıllarda Türkiye Taşkömürü Kurumu’nu ve özel sektörü küçülten ve üretim yapamaz hale getiren yanlış politikalar nedeniyle, işçi sayısı azalmış, işsizlik patlamış, Zonguldak ekonomisi TTK küçüldükçe küçülmüş, Zonguldak’tan göç artmış, taş kömürü üretimi yok denecek kadar azalmış, taş kömüründe dışa bağımlı hale gelinmiş, milyarlarca dolar döviz dışa ödenmek zorunda kalınmış ve madenlerde toplu iş cinayetleri artmıştır. Taş kömüründe  hem kamu hem de özel sektörün sorunların tespit edilerek çözülmesi, taşkömürü üretiminin ve istihdamının artırılması amacıyla  meclis araştırma komisyonu kurulmasını istedik” dedi.

CHP Zonguldak Milletvekili Ünal Demirtaş açıklamasında şunları ifade etti:

“KÖMÜRDE İTHALATA BAĞIMLIYIZ!

Kömür, dünyada ve ülkemizde stratejik öneme sahip enerji kaynaklarından biridir. Artan enerji ihtiyacıyla, yüksek kalorili ve koklaşabilme özelliği olan taş kömürünün de önemi artmaktadır. Çünkü koklaşabilme özelliğiyle taş kömürü, ağır sanayi ve demir çelik sektörünün temel girdilerinden biridir.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın, Mayıs 2017 tarihli “2016 yılı Taşkömürü Sektör Raporu”na göre: 2016 itibariyle Türkiye’de, enerji arzında, doğalgaz ve petrolden sonra taş kömürü kullanılmaktadır. Buna rağmen 2016’da 36.195.000 ton olarak gerçekleşen taşkömürü tüketiminin sadece %3.63’ü(1.315.970 ton) yerli kaynaklardan karşılanmıştır. Havzadan karşılanan %3.63’lük üretimin ise %2.52’si(911.002 ton) TTK’dan, %1.11’i(404.962 ton) rödovanslı sahalardan karşılanmıştır. Bugün ülkemiz maalesef Kolombiya’dan, Güney Afrika’dan, Rusya’dan, Avusturalya’dan, yılda ortalama 4 milyar dolar karşılığında, 35 milyon ton  taşkömürü ithal etmektedir. Yerli ve milli enerji hedefi olduğunu iddia eden Ak Parti hükümetinin yanlış politikaları sonucunda kömürde ithalata tamamen bağımlı hale gelinmiştir.

TTK’YA  TÜRKİYE’NİN İHTİYACI VAR!

Ülkemizde taş kömürü rezervleri, Zonguldak Havzası’nda bulunmaktadır. Havzada  yapılan rezerv arama çalışmalarında -1200 metre derinliğe kadar tespit edilmiş toplam rezerv 1.5 milyar tondur. Havzadaki koklaşabilir rezervlerin, toplam rezervdeki payı %57 civarındadır.

TTK’nın Ekim 2017 tarihli raporunda ülkemizin yıllık koklaşabilir taşkömürü ihtiyacının 6 milyon ton olduğu, gelecekte bunun 7-8 milyona ulaşacağı, TTK’nın kurulu kapasitesinin 5 milyon ton olduğu belirtilmektedir. TTK’nın üretim kapasitesinin tamamının kullanılması ve yeni yatırımlarla desteklenmesi durumunda ülkemizin koklaşabilir taş kömürü ihtiyacının büyük bir kısmının, yerli üretimden karşılanması mümkün olacaktır. Oysa Ak Parti hükümetlerinin yanlış politikaları sonucu TTK’nın madencilik konusundaki 170 yıllık tecrübesi yok sayılmakta, işçi alımı ve yatırım yapılmayarak, üretim yapılamaz hale getirilen kurum kasten zarar ettirilmektedir. Torba Yasadaki düzenlemeler ile TTK’nın zarar ettiği gerekçe gösterilerek, özelleştirme amacıyla TTK’nın uhdesinde bulunan ruhsat,  bölünüp parçalanarak, havza madenciliğinden vazgeçilmesi ve  kurumun kapatılması hedeflenmektedir. Maalesef  ülkemizdeki taşkömürü politikaları özel sektörün görüş ve beklentileri doğrultusunda oluşturulmaktadır. Taş kömüründe özel sektörün görüşleri ile milli politikalar oluşturulamaz. Sahip olduğu stratejik önem nedeniyle taş kömürü üretiminde, milli enerji politikası çerçevesinde kar –zarar hesabı yapılmamalıdır.

TTK, Türkiye’nin ihtiyacı olan koklaşabilir taşkömürünü verimli ve etkili şekilde çıkarabilecek tek kurumdur.

HAVZA MADENCİLİĞİNDEN VAZGEÇİLMEMELİ!

2004’te,Maden Kanunu’ndaki değişikle rödovans yöntemiyle  başlayan madenlerdeki özelleştirilme politikaları başarısız olmuş ve fiyaskoyla sonuçlanmıştır. Özelleştirmelerle yüksek kar hırsı, üretim zorlaması büyük iş cinayetlerine ve çok sayıda işçimizin yaşamını  yitirmesine neden olmuştur. Yanlış politikalar, kamudaki üretimi ve istihdamı düşürdüğü gibi, özel sektördeki üretimi ve istihdamı da düşürmüştür.

Türkiye’nin taşkömürü politikalarının özkaynaklara dayalı, sürdürülebilir bir biçimde yaşama geçirilmesi için Zonguldak havzasının “ havza madenciliği” ilkelerine  uygun şekilde yeniden yapılandırılması gerekir. Havzanın, ulaşılabilir hedeflerle yeniden planlanması ve istihdamı artıracak politikalarında bu planlamada yer alması gerekir. TTK’nın, TTK 5 milyon, özel sektör 5 milyon olmak üzere toplam 10 milyon ton yıl hedefine ulaşılabilmesi için, özel sektörün üretime katılımı havza bütünlüğü ve tek elden yönetim ilkesi bozulmadan gerçekleşmelidir.

TAŞ KÖMÜRÜ TALEBİ YERLİ ÜRETİMDEN KARŞILANSIN!

Ülkemizdeki taş kömürü sektöründe kamunun ve özel sektörün sorunlarının ve çözüm yollarının, son  yıllarda TTK’da ve özel sektörde taşkömürü üretiminde ve istihdamında yaşanan düşüşün nedenleri, sektörün sürdürülebilir ve güvenli üretim  ve istihdam artışını sağlayabilmesi için yeniden yapılandırılması ilkelerinin ve sonuç olarak iç piyasadaki  taş kömürü talebinin tamamen yerli üretimden karşılanmasını sağlayacak düzenlemelerin tespiti amacıyla Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin konuyu kurulacak bir komisyon aracılığı ile araştırması gerekmektedir.