Eğitim Bir Sen Zonguldak Şube Başkanı Sadettin Dede Kütahya’da yapılan 1 Mayıs kutlamaları ve Zonguldak’ta eğitimin durumu hakkında değerlendirmelerde bulundu. Dede, geçtiğimiz günlerde Ereğli İbrahim Süheyla Fen Lisesi öğrencilerine oynatılan piyeste isteme töreninin canlandırılmasına ve Alaplı Çok Programlı Anadolu Lisesi’nde yapılan gösteride öğrencilere gelinlik ile damatlık giydirilmesine gelen eleştirilerle ilgili de değerlendirme yaptı. Dede, bu gösterinin masumane bir durum olduğunu; örfümüzü, geleneğimizi, kültürümüzü ortaya çıkarma isteği taşıdığını söyledi

“HÜKÜMETTEN BEKLENTİLERİMİZİ AÇIKÇA İFADE ETTİK”

“Bu sene 1 Mayıs’ı konfederasyonlar farklı illerde kutladılar. Zonguldak’ımızda Genel Maden İşçileri Sendikası’nın yapmış olduğu kutlamalar olsun, bizim Memur-Sen olarak Kütahya’da yapmış olduğumuz kutlamalar olsun gerçekten emek ve dayanışma bayramına uygun bir havada gerçekleşti. Kütahya’da ki kutlamalar beklentimizin çok üzerinde güzel bir şekilde geçti. Kütahya Zafer Meydan’ı hınca hınç doldu. Tam bir bayram ve şölen havasında devletten, hükümetten beklentilerimizi orada açıkça ifade ettik. Güzel bir kutlama oldu. Diğer illerde de kutlamaların sakin geçmesi bizim açımızdan sevindirici oldu.”

“ZONGULDAK’TA EĞİTİM BAŞARISI ORTA SEVİYEDE”

Zonguldak’ta eğitim anlamında başarımızın çok yükseklerde olduğunu söylemek mümkün değil elbette. Ama diğer illerle kıyaslandığında çok düşük yerlerde sürünüyor olduğunu da söylemek mümkün değil. Yani orta seviyede bir başarı ile ilimiz devam ediyor. Tabi daha üniversite sınavı sonuçları ve TEOG sonuçları yeteri kadar değerlendirilmedi. Bununla ilgili açıklamaları henüz daha göremedik. Bunlarda ortaya çıktıktan sonra somut olarak biraz daha değerlendirme şansımız olacak. Ama genelde bakıldığında ilimizde ki eğitim durumu diğer illerle kıyaslandığında kötü bir seviyede değil. Şu anda illeri dolaşan, okulları gezen biri olarak ifade ediyorum. Mesela geçen hafta Armutçuk’ta bir ortaokulumuza uğradık. Arkadaşlar orada Ereğli’de 3’üncü olduklarını ifade ettiler. Yani Armutçuk’ta kırsal bölgede olan bir ortaokul Ereğli’de 3’üncü sırada olabiliyor. Yine TEOG sonuçlarıyla ilgili bazı okul müdürü arkadaşlarımızla görüştük. Onlar da gayet güzel ve umut verici şeyler söylediler. Örneğin; Gazi Mustafa Kemal Ortaokulu müdürü 10’un üzerinde öğrencimizin TEOG sınavını sıfır hatayla başarıyla bitirdiklerini söyledi. Yine Yayla Ortaokulu müdürüyle yapmış olduğumuz görüşmenin neticesinde aşağı yukarı 10 civarında öğrencinin başarılı bir şekilde hatasız şekilde sınavı tamamladığını, artı bir iki yanlışla sınavı tamamlayan öğrencileri olduğunu söylediler. Bunlarda eğitimle ilgili sevindirici bir takım durumlar ortaya koyuyor. Yine özellikle belirtmek istiyorum Ereğli Fen Lisesi’nden bir öğrencimiz YGS’de Türkiye genelinde 21’inci oldu. Bu da mutluluk verici bir şey.

“MASUMANE BİR DURUM”

 Basınımızda böyle okullarımızda ki başarıları anlatan haberlerin de yer almasını istiyoruz. Hep olumsuzlukların anlatılması bir anlamda şehirde motivasyon bozukluğu yaratıyor. Şehrin insanların hep mutsuz gösterilmesi de olumsuz motivasyona neden oluyor. En azından eğitimin bu başarılı taraflarını görmekte fayda var. Eğitimin bu başarılı yönlerini gören arkadaşlar olduğu gibi maalesef başarısız taraflarından hareket eden ya da farklı olayları farklı yorumlara çekenler de olabiliyor. Geçen haftalarda iki hadise yaşandı. Birisi Alaplı’da diğeri Ereğli’de. Okullarımız sene sonu gösterileri yapıyorlar. Bu gösteriler çerçevesinde yörelerimizde yaşanan kültürleri ön plana çıkarıyorlar. O bölgelere ait geçmiş yaşantıları tekrar insanlara hatırlatma anlamında birtakım oyunlar sergiliyorlar. Bu oyunlar anlam dışına çekiliyor. Mesela orada bir evlilik töreni geçmişte nasıl yapılmış bunu sergilemek isteyen masumane bir durum, örfümüzü, geleneğimizi, kültürümüzü ortaya çıkarmak isteme. Ama öyle bir noktaya getiriliyor ki okullarda çocuk geline, çocuk evliliğine özendiriliyor gibi ifadeler kullanılıyor. Hakikatten bu da üzüntü verici. Yani okullarımızın bir şeyler yapma isteği bir anlamda ortadan kaldırılıyor ki bunu çok uygun görmüyoruz. Özellikle şunu belirtmek istiyorum; gazetelerde bir sendikanın şube sekreteri olarak ifade vermiş bir arkadaşın yazılarını okudum. Ki bu arkadaşın şube sekreteri olmasını da anlamak mümkün değil. Çünkü devlet memurlarının sendikalarına ancak devlet memurları üye olabilirler. Devlet memurluğundan çıkarılmış birisi nasıl bir memur sendikasında şube sekreteri oluyor bunu da soruşturmak lazım. Bu arkadaşın beyanlarına dayanarak Ereğli Fen Lisesi’nde ki bu oyun eleştirilmiş. Yani şuna da hayret ediyorum. Bu Eğitim-Sen Doğu Güneydoğu bölgelerinde 12-15 yaşlarında ki gençlerin okullarından alınıp dağlara çıkarılmasına hiçbir açıklama yapmazken tutup burada ki masum bir oyunu bu derece farklı yönlere çekmelerini esefle karşılıyor ve kınıyorum. (Haber/Yasemin Sarı)