Genel Maden İşçileri Sendikası(GMİS) Genel Sekreteri Hakkı Arslan, hakkında yapılan yayınlara sert bir şekilde cevap verdi

“ONURU, HAYSİYETİ OLAN BİRİ BUNU YAPMAZ”

Genel Maden İşçileri Sendikası(GMİS) Genel Sekreteri Hakkı Arslan, 1 Eylül tarihinde nedeni bilinmeyen bir tartışma sonrasında eşi Hülya Arslan tarafından kalçası ve bacaklarından vurulmuş vwe o günden bu güne kadar sessizliğini korumuştu. Hakkı Arslan’ın Salı günü yapılan boşanma davasının ilk duruşmasında GMİS eski Genel Başkanı Eyüp Alabaş ve GMİS eski Genel Sekreteri Behzat Cinkılıç’ın eşlerinin Hakkı Arslan’ın aleyhinde şahitlik yapması ve dün akşam saatlerinde bir yerel gazetenin internet sitesinde çıkan olay yaşanan evin fotoğraflarının paylaşılması sonrasında Hakkı Arslan suskunluğunu bozdu. Aslan açıklamasında bu güne kadar hep GMİS’in zarar görmemesi için sustuğunu fakat fotoğraflar yayınlandıktan sonra suskun kalamadığını açıklayan Arslan, “Susuyorsam kurumsal kimliğe zarar vermemek için susuyorum. Yoksa kavga yapmasını ben de bilirim. Çağırırım basın mensuplarını Ali Rıza’nın her şeyini ortaya çıkarıp söylerim. Yakışır mı yakışmaz. Ben ona da yakıştıramıyorum. Bu işte de mücadele edeceğiz. Bu olayın üzerinden GMİS’in yıpratılmasına müsaade etmeyeceğiz” dedi.

“HERKESİN OYUNUNU BİLİYORUZ”

5 yıldır ikinci evliliğini yaşadığını ve evliliğinin çok güzel giderken dışarıdan birilerinin özel hayatına karışarak yaşantısının bozulduğunu söyleyen Arslan, ayrılmak üzere olan eşinin bazı kişilerin oyununa çok çabuk düştüğünü ve herkesin oyununu çok iyi bildiğini de söyleyerek, “Ben GMİS’te Amasra Şubesi’nde 16 yıl görev yaptım. 4 yıl şube sekreterliği 12 yıl da şube başkanlığı yaptım. 2015 yılında GMİS’te Genel Sekreter olarak göreve geldim. 15 yıllık sendikacılık hayatımda hep mücadeleden yana oldum. Özelleştirmenin her zaman karşısında oldum. Bundan sonra da olmaya devam edeceğiz. Türkiye Taşkömürü Kurumu’nda kimlerin ne oyunlar oynadığını biliyoruz. Burada eski sendikacı olduğum için çok daha iyi biliyorum. Kurum üzerinde oynanan oyunları, dönen dolapların yüzde 99’unu biliyorum. Başıma böyle bir olay geldi, bu benim ailevi olayım, silahlı yaralama oldu. Neden oldu, 5 yıllık evliyim, ikinci evliliğim, her şey çok iyi gidiyordu. Ama dışarıdan birileri bu birlikteliği bozdu. Ayrılmak üzere olduğum eşim bazı arkadaşların oyununa çok çabuk düştü. Araç almıştım, araç satıldı, nafaka davası açtı, ben boşanma davası açtım. Ayın 8’inde boşanma davamız vardı. Ayın 14’inde ben böyle bir olayda mağdur oldum” dedi.

“FOTOĞRAFLAR SERGİLENMEMELİYDİ”

Olayın yaşandığı günden bu güne kadar sendikanın kurumsal kimliğine zarar gelmemesi için suskunluğunu koruduğunu fakat yaşananların basında bu şekilde yazılıp fotoğrafların sergilenememesi gerektiğini de sözlerine ekleyen Arslan, “Olay yaşandığı o günden bugüne kadar hiçbir basına ne görsel ne yazılı hiçbir demeç vermedim. Neden vermedim, burası kurumsal bir kimlik, ben bu sendikanın genel sekreteriyim. Bu benim şahsi davam, basında bu kadar çarşaf çarşaf yazılmaması, fotoğrafların sergilenmemesi gerektiği halde sergileniyor. Bundan 15 gün önce Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundum. Dün akşam ki yayınlanan fotoğraflarla ilgili de bugün avukatım tekrar bir dosya hazırlıyor. Hem suç duyurusunda bulundum, hem tazminat davası açacağım” şeklinde konuştu.

“BASININ YÜZ KARASIDIR”

Yerel gazete sahibi Ali Rıza Tığ’a bu dosyaların nereden sızdığını bilemediğini fakat bunu yayınlayan kişinin basının yüz karası olduğunu da söyleyen Arslan, “Benim dosyam daha soruşturma aşamasında daha dava açılmadı, bir şeyi merak ediyorum. İsim vermekten imtina etmiyorum. Çünkü benim ismim çarşaf çarşaf veriyor. Ali Rıza Bey’in elinde dosya olduğunu düşünüyorum. Emniyetten mi sızdırdı, Cumhuriyet Savcılığı’ndan mı sızdırdı yoksa ayrılmakta olduğum eşimden mi sızdırdı bilmiyorum. Dosya elinde olmasına rağmen karşı tarafın iddialarını yayınlamasını bilene, arkadaşım denek istemiyorum basının yüz karası. Bana bir defa buraya gelip ya da telefon açıp Hakkı bey ‘Hakkınızda iddialar var, buna ne diyorsunuz’ diye sormadı” şeklinde konuştu.

“BENİM BİR ONURUM, GURURUM, HAYSİYETİM VAR”

Kendisinin de elinde Ali Rıza Tığ hakkında bir çok bilgisi ve dosyasının olduğunu fakat bunları açıklamanın kendisine yakışmayacağını belirten Arslan, onuru, gururu ve haysiyeti olan birinin bunu yapmayacağını vurgulayarak, “Bende ona karşı onun iddialarına karşı benim de iddialarım var. Bana bunları açıklamak yakışmaz. Benim bir onurum, gururum, haysiyetim var. Bir basın mensubu bu kadar bel altı vurmaya çalışmaz. Niçin bu işleri yaptığını da çok iyi biliyorum. Bugüne kadar TTK’nın özelleştirilmesi için elinden ne geliyorsa yaptın. Her sayfasında yazdı. Zonguldak’ta en ufak bir tıkanıklıkta ‘TTK özelleştirilmelidir’ dedi. Karadon Müessesesi satılmalıdır dedi. Arkasında kimler var, Karadon özelleşmeyecek, biz buna müsaade etmeyeceğiz. Benim şahsi olayımdan dolayı GMİS’i yıpratmaya çalışsa da bu benim özelim, hukuki süreç devam ediyor” dedi.

“EŞLERİNİN ŞAHİTLİĞİ TAKDİRE ŞAYANDIR”

Salı günü yapılan boşanma davasının ilk duruşmasında GMİS eski Genel Başkanı Eyüp Alabaş ve GMİS eski Genel Sekreteri Behzat Cinkılıç’ın eşlerinin kendisi aleyhinde şahitlik yapmasının takdire şayan bir hareket olduğunu da söyleyen Arslan, “Sendikanın eski başkanı ve eski genel sekreterinin eşlerinin çıkıp da benim aleyhime şahitlik yapması takdire şayandır. Kamuoyu bunu gördü. Sendikanın olağanüstü kongreye gitmesinden kimler fayda sağlayacak. Onlar bu konuyla ilgili neler biliyor, bir defa evime bile gelmediler” dedi.

“KARŞINDAKİ İNSANLARI ARTAL MI SANIYORSUN?”

Fotoğrafların internet sitesinde 8 saat kaldığını ve sonra kaldırıldığını belirten Arslan, Ali Rıza Tığ’ın tüm her şeyini ortaya çıkartabileceğini fakat kendisine yakıştırmadığını da belirterek, “O kadar iddia var. Bunu yazan Ali Rıza Tığ’ın ailesiyle ilgili bir sürü spekülasyonlar var, o zaman onlara da mı inanalım? Bunu yazarken insan sorgulaması lazım. Savcılık daha araştırma safhasında, dava açılmamış. O fotoğraflar şu an davada yok. Bütün deliller toplanacak, 8 saat orada görüntüyü yayınlıyorsun, 8 saat sonra kaldırıyorsun. Karışışındaki insanları aptal mı zannediyor. Biz aptal filan değiliz. Susuyorsam kurumsal kimliğe zarar vermemek için susuyorum. Yoksa kavga yapmasını ben de bilirim. Çağırırım basın mensuplarını Ali Rıza’nın her şeyini ortaya çıkarıp söylerim. Yakışır mı yakışmaz. Ben ona da yakıştıramıyorum. Bu işte de mücadele edeceğiz. Bu olayın üzerinden GMİS’in yıpratılmasına müsaade etmeyeceğiz. Zonguldak’ta ki savcıları göreve davet ediyorum. Türkiye Cumhuriyeti hukuk devleti, öyle de olduğuna inanıyorum. Benim kişisel haklarıma dokunarak bir çok şey yazıldı. Cumhuriyet Savcılığı ya da Basın İlan Kurumu olsun gereğini yapacağına inanıyorum” ifadelerine yer verdi. (Umut ERSES)