1 Ekim’de Almanya’dan otostopla başladığı yolculuğunu Hindistan’da sonlandırmayı hedefleyen Niklas Heussner’ın yolu şehrimize de düştü. 3 sene önce bu yolculuğun hayallerini kurmaya başlayan ve para biriktiren Heussner, 2 gün önce sabah saatlerinde Zonguldak’a geldi. İnternetten tanıştığı Zonguldaklı arkadaşlarıyla irtibat kuramadığı için 8 saat boyunca tek başına şehir merkezinde dolaştı. Hiç bilmediği bir şehri tek başına keşfetti. 

23 yaşındaki Alman vatandaşı Niklas Heussner yolculuğu hakkında Halkın Sesi’ne bilgiler verdi. Halkın Sesi stajyer muhabiri Cemre Akkaş’a konuşan Niklas Heussner hedefini bu yolculuğu Hindistan’da sonlandırmak olarak belirtti.

Niklas Heussner şunları söyledi. ‘’Almanya’dan yola çıktıktan sonra ilk durağım Avusturya oldu. Avusturya’yı transit geçerek Slovenya’nın başkenti Ljubljana’ya ulaştım. Orada bir hafta süreyle konakladım. Ljubljana gerçekten fantastik bir şehirdi. Slovenya’dan sonra Hırvatistan’a geçtim. Rijeka’da otostop konusunda çok zorlandım. Bu sebeple güzergah değiştirdim ve Zagrep’e gittim. Hırvatistan’dan sonra Karadağ, Arnavutluk ve Yunanistan üzerinden Türkiye’ye ulaştım. İpsala Sınır Kapısı’ndan Türkiye’ye girerken ufak bir problemle karşılaştım. Yürüyerek sınırdan geçemeyeceğim söylendi. Ben de bir kamyon şoföründen rica ettim ve beni sınırdan geçirdi. Sınırdan geçtikten sonra bir yerde sabaha kadar bekledim ve başka bir kamyon şoförüyle birlikte İstanbul’a ulaştım. İstanbul’da bir hafta kaldım. Çok büyük bir şehir. Daha önce böyle büyük bir şehirde bulunmamıştım. İstanbul biraz karmaşık ve kaosun hakim olduğu bir şehir. İstanbul’un bu kaotik tarzı çok hoşuma gitti. İstanbul’da daha önceden tanıştığım arkadaşlarımda kaldım. İstanbul’dan Şile’ye geçtim. Şile’de kalacak bir yer bulamadığım için sahilde çadır kurarak bir gece konakladım. Şile’den otostopla Karasu’ya geçtim. Karasu’dan yeniden otostopla Düzce’ye geçtim. Düzce’den Zonguldak’a geçerken yine otostop kullanmak istedim ancak hiç kimse durmadığı için mecburen otobüs kullanmak durumunda kaldım. Zonguldak’ın madencilerin ve işçilerin şehri olduğunu daha önceden biliyordum. Zonguldak’ta yaşayan insanları genel olarak çok sevdim. Oldukça sıcakkanlı ve yardımsever insanlar. Zonguldak’ın pek turistik bir şehir olmadığının farkındayım ancak turistik yerlerden ziyade Türkiye’deki genel profilin yaşadığı sıradan yerleri ziyaret etmek daha çok hoşuma gidiyor. Türk insanı çok sosyal ve birbirleriyle hep bağlantı halindeler. Çok büyük bir ülke olması ve insanlarının iyi niyeti sebebiyle 2 haftadan fazla kalacağım tek ülke Türkiye olacak. Zonguldak’ı eleştirebileceğim noktalar da var elbette. Hava kirliliği oldukça büyük bir problem gibi duruyor. Ayrıca mimari açıdan da zayıf bir şehir. Çarpık bir yapılaşma var. Binaların dışında işlemeler yok. Binalar tek tip yapılmış gibi duruyor.

Buradan sonra Samsun ve Ordu’ya uğrayıp Gürcistan’a geçmeyi planlıyorum. Ardından Azerbaycan üzerinden İran’a geçeceğim ve gemi vasıtasıyla Hindistan’a ulaşacağım.’’ (Cemre AKKAŞ)