Yaşanabilir Zonguldak Platformu Sözcüsü Ahmet Öztürk bir açıklama sahilde yapımına başlanacağı açıklanan düzenlemeler hakkında bir açıklama yaparak “Sahil bandında ne gibi düzenlemeler yapılacağı, hangi binaların yıkılıp yerine nelerin yapılacağı, yeni yapılan yapılara ne gibi fonksiyonlar kazandırılacağı konusunda yeterli açıklama bulunmamaktadır.
Kentin tek nefes alacağı bir alanda yapılacak büyük çaplı düzenlemelere halkın katılımının sağlanması önemlidir. Proje etap etap olarak yapılacak da olsa, Kozlu sahilinden Fener’e kadar liman arkasını da içine alacak şekilde bütüncül olarak düşünülmeli, insanların farklı gereksinimlerini düşünen fonksiyonlara yer verilmelidir” dedi

Zonguldak Çevre Koruma Derneği Başkanı ve Yaşanabilir Zonguldak Platformu Sözcüsü Ahmet Öztürk, yeni başlayan sahil projesi ile ilgili açıklamalarda bulundu. Öztürk açıklamasında, “Zonguldak’ta termik santrallerin yarattığı ve hepimizin yaşamını tehdit eden endüstriyel kirliliğin yanı sıra ciddi bir imar kirliliği de yaşanmaktadır. Hiçbir ölçüsü olmayan bir mimari ile inşa edilen şehrimizde, tüm kentsel fonksiyonlar standart dışıdır.Her yerinden denizi görmenin mümkün olduğu kentte, vatandaşlarımız, apartmanlarının önünde kale suru gibi yükselen diğer apartman yüzünden manzaradan yararlanamamaktadır. Kentin bir planlama ilkesi, mimari üslubu, yapı deseni bulunmamaktadır. Özellikle kent merkeziyle, Kozlu, Kilimli ilçelerinde,imar planlarında, yeşil alan diye işaretlenen yerlerin ‘aktif yeşil alan’olarak kullanılması mümkün değildir. Bu yerlerin çok büyük bölümü dik yamaçlardan, refüjlerle kurum ve kuruluşların beton bahçelerinden oluşmaktadır. Bu amaçla ayrılan yerlerin büyük çoğunluğu süreç içinde imara açılmış, sahiller doldurulmuş, tarihsel birikim, endüstriyel miras yok edilmiştir. Üzülerek ifade ediyoruz ki, Zonguldak, bizzat yerel yönetimler eliyle havası solunmaz, suyu içilmez, denizinde yüzülmez bir kent haline getirilmiştir” dedi.

KENT YEREL YÖNETİMLER VE ARSIZ MÜTEAHHİTLER ELİYLE TARUMAR EDİLDİ

Öztürk açıklamasını, “Yapılan tüm araştırmalarda Zonguldak halkının büyük çoğunluğunun mutsuz olduğu sonucuna ulaşılmaktadır. Birçok Zonguldaklıdoğup büyüdüğü kenti çok sevdiği halde, sosyal gereksinimlerini karşılayacak fonksiyonlar bulunmadığı için terk etme eğilimi içindedir. Yapılan tüm çalışmalar, yaşanan yoğun göçün ekonomik nedenlerden daha çok kentsel yaşam kalitesinin düşüklüğünden kaynakladığını göstermektedir. Oysa doğal peyzajı olağanüstü güzellikte olan kent, sahili, plajları, çevresindeki ormanları, ılıman iklimi, ulaşım kolaylığı ve tüm ülkeye örnek insani dokusuyla, yaşam kalitesini her türlü standardın üstüne çıkaracak değerlere sahiptir. Ancak bu birikim doğru kullanılmadığı gibi yerel yönetimler ve onlarla kol kola vermiş arsız müteahhitler tarafından hızla tarumar edilmektedir” diyerek sürdürdü.

 

BU ÇAPLI DÜZENLEMELERE HALKIN KATILIMININ SAĞLANMASI ÖNEMLİDİR

Zonguldak Belediyesi tarafından yapımına başlanan sahil projesinin bir umut olduğunu söyleyen Öztürk, “Tam da bu ortamda, Zonguldak Belediyesi, sahil projesinin yapımına başlamaktadır. Zonguldak Valiliğinin de yoğun destek verdiği proje konusunda, ne yazık ki, kamuoyu yeterince bilgiye sahip değildir. Sahil bandında ne gibi düzenlemeler yapılacağı, hangi binaların yıkılıp yerine nelerin yapılacağı, yeni yapılacak yapılara ne gibi fonksiyonlar kazandırılacağı konusunda yeterli açıklamalar yapılmamaktadır. Kentin tek nefes alacağı bir alanda yapılacak büyük çaplı düzenlemelere halkın katılımının sağlanması önemlidir. Proje etap etap olarak yapılacak da olsa, Kozlu sahilinden Fener’e kadar liman ve arkasını da içine alacak şekilde bütüncül düşünülmeli, insanların farklı gereksinimlerini düşünen fonksiyonlara yer verilmelidir” dedi.

İNSAN DOLAŞIMINI ENGELLEYEN HER TÜRLÜ MÂNİA KALDIRILMALIDIR

Bu konuyla ilgili önerilerini de sıralayan Öztürk, “Projede denizle kentin ilişkisini güçlendirecek düzenlemelere yer verilmeli,başta Sahil Güvenlik’in bariyerleri olmak üzere insan dolaşımını engelleyen her türlü mânia kaldırılmalıdır. Sahilkentlerinde denize bağlı yaşamdan kaynaklanan kültürler, kent kimliğini belirleyen en önemli etkenlerden biridir. Bu bağlamda, kentimizinhatırasında ve kültüründe var olan balık, balıkçı, balıkçılık, kayık kent ilişkisini doğru çözecek çözümler içermeli, kentin peyzaj değerini de artıracak bu fonksiyonun korunması sağlanmalıdır. Daha önceki planlamalarda yer alan liman içindeki dolgu alanı kaldırılmalı, kıyıların fiziksel değişimine neden olup ekolojik özelliklerini bozan bu şekildeki müdahalelere son verilmelidir” dedi.

İŞÇİ MÜDÜRLÜĞÜ BİNASININ YAPILACAK OLMASINI SEVİNÇLE KARŞILIYORUZ

Öztürk açıklamasını, “Kıyı boyunca yapılacak düzenlemelerde tarihsel mirasınkorunmasına önem verilmeli, endüstri mirası niteliği de taşıyan bu yapıları öne çıkaracak yaklaşımlar içermelidir. Bu bağlamda, Sayın Belediye Başkanınca tarihi İşçi Müdürlüğü binasının yeniden yapılacağının bildirilmesini çok sevindirici buluyoruz. Yıkılırken yerine yenisinin yapılacağına dair verilmiş bir devlet sözünün yerine getirilmesi anlamına da gelen bu yaklaşımı önemli buluyor, yapıya kazandırılacak fonksiyonla birlikte proje içindeki konumunu gösteren plan ve görsellerin bir an önce kamuoyu ile paylaşılmasını talep ediyoruz” diyerek tamamladı.
Halkın Sesi