Dr.Yusuf Kaya basın bürosu kanalıyla yapmış olduğu yazılı açıklmasında şunları söyledi.“Ramazan boyunca değişen beslenme düzeni, ramazan bayramında tüketilen yiyeceklere, miktarlarına ve öğün sayısına dikkat etmeyi gerektirir. Ramazan ayında yavaşlayan metabolizmanın sonucunda; enerjisi yüksek besinler tüketilirse vücut bu besinleri harcayamayarak yağ olarak depolayacaktır. Ayrıca, ramazan bayramında kan şekerini kontrol altında tutmak da önemlidir. Özellikle yağlı ve tatlı besinleri yoğun olarak tüketme, kalp krizinin tetiklenmesi başta olmak üzere kalp, tansiyon ve şeker hastaları gibi kronik hastalarda ciddi sağlık sorunlarına yol açmaktadır. Bu sebeple Ramazan Bayramında ve sonrasına sağlıklı beslenmeye önem vermek ve sürdürmek son derece önemlidir.

 Bayramda ve bayram sonrası sağlıklı beslenme önerileri

Özellikle Ramazan Bayramında ve sonraki dönemde öğün atlamamaya dikkat etmek gerekmektedir. Ana ve ara öğünlere dikkat edilmeli 3 ana ve en az 2 ara öğün şeklinde beslenmek gerekmektedir.

Bayram sabahı hafif bir kahvaltı ile güne başlanmalıdır. Kahvaltıda kızartma, kavurma yöntemleriyle pişirilmiş besinler yenilmemelidir. Bayram ziyaretlerinde geleneksel olarak tatlı ikramı olacağından kahvaltıda şeker, bal vb. tatlı besinler, yağlı yiyecekler ve hamur işlerinden uzak durulmalıdır.

Çok miktarda şeker ilave edilmiş besinler kan şekerini ani yükselttiği için sağlıklı bir seçim değildir. Bayramda tatlı yenebilir fakat aşırıya kaçmamak ve tüketilecek tatlının türü çok önemlidir.

Kızartma ve hamur tatlıları yerine sütlü tatlı tercih edilmelidir ayrıca bayramda ikram edilen şekerin, çikolatanın yanına fındık, ceviz,  kuru kayısı ve kuru incir ilave edilebilir.

Bayramda makarna, pilav, börek, patates gibi karbonhidratlı yiyecekleri daha çok öğle öğününde ve yine proteinli bir yiyecekle birlikte tüketilmelidir. Bu sayede hem kan şekerinin ani yükselmesinin önüne geçilir hem de daha uzun süre tokluk hissi sağlanır.

Ramazan Bayramında çocukların şeker, çikolata ve şekerli besin tüketimlerine dikkat edilmeli ve bu besinleri tükettikten sonra dişlerini fırçalamaları konusunda gerekli uyarılar yapılmalıdır.

Ramazanda oruç tutulurken gece sahura kalkma alışkanlığı ile birlikte vücudun biyoritmi gece kalkmaya ve gece yemeye alışmış olabilir. Bu alışkanlığın bırakılması gerekir, eğer bu alışkanlık bir süre devam ederse gece kalkıldığında sadece 1 bardak süt içip ya da 1 meyve yiyip yatılmalıdır.

Ramazanın metabolizmaya en önemli etkilerinden biri de sıvı alımının azalmasıdır. Vücudun sıvı tüketimini normal temposuna dönebilmesi için bolca su içilmesi gerekir. Örneğin yenilen her şekerin yanında bir bardak su içilebilir.

Ramazan ayı süresinde oruç tutma nedeniyle yaşanan kabızlık gibi bazı sindirim sistemi rahatsızlıklarının önlenmesi açısından mevsiminde bol sebze ve meyve tüketimi önemlidir. Yetişkin bireylerin günde 5 porsiyon sebze ve meyve tüketmeleri önerilmektedir.

Yavaşlayan metabolizmayı hızlandırmak için hareket edilmelidir. Bu nedenle merdivenleri yürüyerek çıkmak, bayram gezmelerini yürüyerek yapmak fiziksel aktivite alışkanlığını kazanmakta yardımcı olur.

Şeker, kalp ve yüksek tansiyon hastaları ile kronik hastaların, sürdürdükleri diyete bayram süresince de özen göstermeleri önemlidir. Özellikle yaşlılar ve tansiyon hastalarının gün boyu kahve ve çay tüketimlerine dikkat etmeleri, günde 2 fincandan fazla kahve tüketmekten kaçınmaları önerilmektedir.

        Herkesin sağlıklı, huzurlu, mutlu bir Ramazan Bayramı geçirmesini dilerim.