Yazar Can Kartoğlu “Safder” kitabının İstanbul’da yapılan imza gününde yaptığı konuşmada, “Yaşam boyu adalet, iyilik, güzellik peşinde koşmuş, kendine de, kentine de sahip çıkmış, başına gelen haksızlıklara rağmen direnmiş, eğilip bükülmemiş, iyilik yapmaktan vazgeçmemiş ‘Safder’e ZOKEV yakışır diye düşündüm” dedi.

 

Yazar Can Kartoğlu’nun ZOKEV Yayınları arasında çıkan ve babası Safder Kartoğlu’nun hayatını anlattığı “Safder” kitabı için bir imza günü de İstanbul’da yapıldı. Cihangir’deki imza gününe İstanbul Masterleri Atletizm Kulübü Başkanı Rıdvan Doğan, İstanbul Yüksek Ticaret ve Mezunları Derneği İktisadi İdari Bilimler Fakültesi Mezunları Derneği Genel Başkanı Hikmet Kabuk, Zonguldak Dernekleri Federasyonu Genel Başkan Yardımcısı Şenol Birol Kabarık, Gazeteci Yazar Ahmet Çakır, ünlü karikatürist Gökhan Kemal Gürses, Yazar Can Şafak, Yazar Can Gürses, İstanbul’da yaşayan bir grup Zonguldaklı ve kalabalık bir izleyici topluluğu katıldı. ZOKEV Yönetim Kurulu Başkanı Zafer Kalafat, Mütevelli Heyeti Başkanı Kürşat Coşgun, yönetim kurulu üyeleri Aykut Kırbıyık ve Ahmet Öztürk’ün de yer aldığı etkinlikte Fahri Bozbaş “Kömür Karası” grubuyla birlikte şarkılar söyledi. 

 

İÇİNDE BURAM BURAM İNSAN VE İYİLİK KOKAN KİTAP

Etkinliğin moderatörlüğünü yapan ZOKEV Yönetim Kurulu Üyesi Ahmet Öztürk kısaca ZOKEV’i tanıttıktan sonra, “Kitapta hayatı hep onurla, dimdik yaşamış bir insanın hayatına tanık olacaksınız. Ancak çok yetenekli romantik bir şairin yaratabileceği türden bir büyük aşkın peşinde çıkacağınız büyülü yolculuk içinizi sımsıcak yapacak. Safder Kartoğlu doğrudan hiç siyasetin içinde olmamış, ama ilkeleri olan, hep doğruların peşinde koşan bir insan olduğu için, tıpkı bugün doğruları söyleyen insanlar gibi siyasetin hep hedefinde olmuş. Dönemler değişmiş ama siyaset, insan ilişkisi hiç değişmemiş. Bu kitap size aynı zamanda böyle bir muhasebe yaptırıyor. Neresinden bakarsanız içinde buram buram insan ve iyilik kokan bu kitabı bizlere yayınlama onuru veren, gelirlerini ZOKEV’e bağışlayan sevgili Safder Kartoğlu ve Can Kartoğlu’na çok teşekkür ediyorum” dedi.

 

DOĞUŞTAN ŞANSLI BİR İNSANIM

Daha söz alan Yazar Can Kartoğlu “Tek tek de çok güzelsiniz ama birlikte daha güzelsiniz. Ben, doğuştan şanslı bir insanım.  Altı kara üstü yeşil Zonguldak’a tepeden bakan, bütün pencereleri denize açılan, mutfak dolaplarındaki raflardan bile kitap taşan, kitap kokan,  mumçiçeği kokan, dört su bardağı üstünde duran pikapta Cem Karacalar,  Ruhi Sular çalan,  birbirini seven, sayan, kadını el üstünde taşıyan, hak belledikleri yolda yalnız da olsalar giden, birbirine âşık bir anne babanın, birlikte bir uzuuun şiir olan Cahide ile Safder’in ve yaz mevsimi boyunca her gün Orta Kapuz’un dibi görünen denizinde yüzdüğüm, her pazar EKİ’nin çalışanlarına ücretsiz açtığı Yayla Sineması’nda üç yaşımdan beri dünyanın en iyi filmlerini seyrettiğim, eve süt almak için arkadaşımız Melahat Tokların mandrasına yol boyu bir tek ev olmayan ormanlık yoldan giderken korktuğum, Fener’de bülbüllerin sesiyle yürüdüğüm, ne zaman ki Melahatlara vardığımda derin bir nefes aldığım, ineklerden o anda sağılan sütlerden içtiğim, Gazipaşa Caddesi’nde yürürken herkesin birbirine selam verdiği Zonguldak’ın evladıyım” dedi.

 

AZMİN, AŞKIN, BOYUN EĞMEMENİN, MÜCADELENİN, İYİLİĞİN, GÜZELLİĞİN İNSANI

Kartoğlu konuşmasını, “Şimdi ne bülbüller ötüyor Fener’de, ne denizine girdiğim Orta Kapuz var, ne filmler seyrettiğim Yayla Sineması var, ne Melahatlere giderken ev yok diye korktuğum ormanlık var, ne Gazipaşa Caddesi’nde birbirine selam veren insanlar var. Her yerde beton var. Termik santrallerden yükselen duman var. Evlerin pencereleri denize açılmıyor artık. İnsanların yürekleri de denize açılmaz olmuş. İnsanların yüreğine de hanidir cemre düşmüyor. İnsanların yüreği buz gibi. Beton gibi. Taş gibi. Yapıya, yeşile, kaleme, kelama, tarihe, coğrafyaya, eskiye eskimeyene kıymet vermeyen insana mı değer verecek? Hele bir de haksızlıklara boyun eğmiyor, bükülmüyor, dimdik duruyorsanız. Kötülüğün kök saldığı, şiddet bağımlısı dünyanın ortasında, işte böyle gitgide insanlık değerlerinin bir bir yok olmasına tanıklık eder olduk, insansız, insafsız, vicdansız, ümitsiz kaldık. İhtiyaç duyduğumuz şey iyilikti. Sadece iyilik. İyi insanları tanımalı, iyiliği yaymalıydık. İyi insanlar, bir lokma olsun ümit olmalıydı. Başka bir dünyanın mümkün olduğunu bize göstermeliydiler. En yakınımdaki iyiliği yazarak işe başladım ben. Zonguldak’ın Devrek ilçesinde doğup dünyaya 5 anakaraya koşa koşa ulaşmış, yorulmak nedir bilmeyen, maratonun ihtiyar delikanlısı, azmin, aşkın, boyun eğmemenin, mücadelenin, iyiliğin güzelliğin insanı, zaten yaşayan bir sanat eseri olan babam Safder Kartoğlu’nu yazdım. Babam, varlığıyla bize umut olsun, insan olmanın değerlerini bize hatırlatsın istedim” diyerek sürdürdü.

 

ZONGULDAK’A İYİLİK YAPAR, KENT KÜLTÜRÜ VE DEMOKRASİ İÇİN MÜCADELE VERİR

Kartoğlu konuşmasını, “İyiliğin kitabı Safder, başka iyilikler yaratsın istedim. ZOKEV, Zonguldak Kültür Ve Eğitim Vakfı’dır ve Zonguldak’ın aydınlık yüzü, bir büyük değeridir, Zonguldak’a iyilik yapar: Kent kültürü ve demokrasi için mücadele verir. Yaşam boyu adalet, iyilik, güzellik peşinde koşmuş, kendine de, kentine de sahip çıkmış, başına gelen haksızlıklara rağmen direnmiş, eğilip bükülmemiş, iyilik yapmaktan vazgeçmemiş ‘Safder’e ZOKEV yakışır diye düşündüm. ZOKEV, seve seve Safder’i yayımladı. Kitabın tüm gelirini çocuk ve gençlik projelerinde kullanılmak üzere ZOKEV’e bağışladım. Ezber bozulsun istedim; iyilikten maraz değil, iyilik doğsun istedim. Şimdi siz Safder kitabını alan okurlar, hem olağanüstü bir insanla tanışacaksınız, hem de Zonguldak’ın Çaycuma ilçesinde bir köy okulundaki çocuklara el vermiş olacaksınız. Kısaca, iyiliği yayacaksınız” diyerek tamamladı.

 

İYİLİKLERE İYİLİK, GÜZELLİKLERE GÜZELLİK, MUTLULUKLARA MUTLULUK KATTINIZ

Son olarak konuşan Safder Kartoğlu, “Ne güzel şey, sevgili dostlar. ‘Ne zaman, ne zaman’ diye sonunda ‘Safder’e kavuştuk. Sizler Safder’e, ben Safder de ‘Safder’e kavuştu. Mutluyuz, çok, çok, çok mutluyuz. Hoş geldiniz sevgili dostlar, safalar getirdiniz. İyi ki varsınız sizler, çok çok, çok yaşayın. Ayaklarınıza sağlık. İyiliklere iyilik kattınız. Güzelliklere güzellik kattınız. Mutluluklara mutluluk kattınız. Var olun, sağ olun sizler.  Ben maratonun ihtiyar delikanlısı Safder babanız, ben beni biliyorum diyorum. Siz sevgili dostlarım da, beni, Safder’i bildiğinizi biliyorum. İşte tam da sözün burası kızım Can araya giriyor. ‘Hayır baba’ diyor, ‘Hayır sevgili dostlar’ diyor. ‘Ben babamın da, sizlerin de bilmeklerini biliyorum. Kanıt mı diyorsunuz. İşte kanıt. Anı anlatı olarak yazdığım Safder kitabım. Bir iyiliğin, bir güzelliğin kitabı. Sevgili dostlar, kızım Can bu kitabını bana doğumumun 91. Doğum günüm olan 18 Ocak 2018 Perşembe günü, ‘Babacığım, şimdi bu kitabı babaannem görseydi, ‘Bu ne saadet Safder’ derdi. Sahi bu ne saadet baba. İyi ki doğdun.’ Evet sevgili dostlar bu ne saadet” dedi.

 

SİZİN İÇİN HER GÜN GÜNEŞ TOPLUYORUM

Kartoğlu konuşmasını, “Kızım Can’ı kutlayalım. Sevgili kızım Can, sevgili candan öte can dostumuz Can seni kutluyoruz. Eline sağlık, diline sağlık, beğenine sağlık. Emeğine sağlık. Yeni yeni yapıtlarınla bizleri sevindirmeni bekliyoruz. Sevgili dostlar, son söz olarak söylüyorum. Kızım Can o güzel diliyle anlatsın bize, bu Safder nasıl doğdu, hem de Safder’i Safder’den gizleyerek bunu nasıl başardı?  Sevgili dostlar ben sizin için her gün güneş topluyorum” diyerek tamamladı. Salonda bulunan konukların Safder Kartoğlu ile ilgili anı ve değerlendirmelerini yapmasının ardından, Yazar Can Kartoğlu, Fahri Bozbaş’ın şarkıları eşliğinde kitaplarını imzaladı.