Çaycuma Belediye Başkanı Bülent Kantarcı AKP İlçe Başkanı Ahmet Çolakoğlu’nun özellikle ÇAYBEL şirketine yönelik eleştirilerine yanıt verdi. Son derece duygusal bir dil kullandığı gözlenen Kantarcı,Çolakoğlu’nu dedikodu girdabında boğulmakla suçladı.

 

Çaycuma Belediye Başkanı Bülent Kantarcı, AKP Çaycuma İlçe Başkanı Ahmet Çolakoğlu’nın bir gazetede yayımlanan Çaycuma Belediyesi hakkındaki iddialarına yanıt verdi. Belediye basın bürosundan verilen bilgilere göre sözlerine, “AKP Çaycuma İlçe Başkanı Ahmet Çolakoğlu ile yapılan bir röportaj, 16 Mayıs 2016 tarihli Şafak Gazetesinde ‘Vicdanları Rahat mı?’başlığıyla yayımlandı. Giriş cümlesi olarak söylüyorum: BİZİM VİCDANIMIZ RAHAT! SAYIN ÇOLAKOĞLU, SİZİN VİCDANINIZ NE DURUMDA?” diye başlayan Kantarcı, “İki yıldır Çaycuma Belediyesini yönetiyoruz. Bu kısa sürede 26.000 nüfuslu Çaycuma Belediyesinin bütçesini, 17 Milyon TL’den 35 Milyon TL'ye, yani iki katına çıkardık. Hiçbirşeye zam yapmadık. Tersine, başta su olmak üzere birçok hizmeti ucuzlattık.15.000 M2 inşaat alanı olan dev bir hizmet binası ihale ettik. Bir yıl içinde Çaycuma'nın tamamına doğalgaz getirdik. Sayısız hizmet... Sayısız...Çaycuma’yı yeni baştan imar ve inşa ediyoruz. Seçim vaatlerimizin %90'ını 2 yılda gerçekleştirdik. Vaatlerin dışında ve ötesinde yeni yeni projeler...Çaycuma çağ atlıyor farkında mısınız? O yüzden, bizim vicdanımız rahat...Peki, koca 10 yıl Belediye sizin elinizdeydi, Çaycuma Belediyesi için kalıcı ne yaptınız? Bizim vicdanımız rahat... Hem de çok rahat. Peki, iki yıldan beri emsali görülmemiş hizmetler yapan Çaycuma Belediyesine ‘şaibeli’ yaftası vurma gayretine girerken sizin vicdanınız rahat mı? Daha doğrusu bunu diyen birinde vicdan olabilir mi?” dedi.

 

ÖNCEKİ DÖNEMDE VİCDANINIZ NEREDEYDİ?

Asıl "şaibeli" olanın AKP'nin 10 yıllık yönetimi olduğunu söyleyen Kantarcı sözlerini, “Soruyorum:Vatandaşın oyunu almak için yalan yere, su borcunun affedilmesi için yüzlerce aboneden dilekçe alırken vicdanınız hiç sızlamadı mı? Belediye garajının, Belediye'nin malzemelerinin ve makinalarının peşkeş çekilmesine vicdanınız hiç sızlamadı mı? Önüne gelene Belediyenin mazotunu verirken, kamera kayıtlarını yok ederken vicdanınız neredeydi?ÇOMBÜS, ÇASKİ işletmeleri gibi, ÇAYBEL şirketinin Belediyemize kazandırılması bizim herzaman iftihar edeceğimiz, tarihe geçecek hizmetlerdir, reformlardır. Çaycuma Belediyesi kadar üretken bir belediye yoktur. Çaycuma Belediyesi kadar şeffaf, demokrat, katılımcı bir belediye yoktur. Çaycuma Belediyesi kadar herkese eşit hizmet götüren belediye de yoktur. Sayın Başkan'ın beyanları şahsım, Çaycuma ve Belediyemiz adına çok talihsiz bir açıklamadır.Kendisi işadamı olmasına rağmen, kamuoyu ile paylaşılan ÇAYBEL'e ait rakamları maalesefyorumlayamamaktadır. Sermaye artışının şirketin zararını kapatmayla uzaktan yakından ilgisi olmadığını dahi bilmemektedir. Dedikodu girdabında boğulmuştur. Belediyenin hurdalarını bile adam eden bir başkanın yönetimine ‘şaibeli’ diyebilecek kadar da vicdan yoksunudur” diyerek sürdürdü.

 

ŞEFFAFLIKLA MAHREMİYET ARASINDAKİ FARKI BİLMİYOR

Açıklamasına, “Şirket müdürünün benim eski bir elemanım olmasını yadırgaması tuhaf bir çelişkidir. Kim böyle bir makama güvendiğini getirmez acaba?Müdüre astronomik ücret ödendiğini zannetmektedir” diyerek devam eden Kantarcı,“Bakınız, hiç bir şey düşünmeden herşeyi arkamda bırakarak Çaycuma'nın hizmetine talip oldum. Başkan seçildikten sonra, daha önce küçültmüş olduğum ticari faaliyetimi neredeyse tamamen durdurdum.Çünkü enkaz halinde bir belediye devraldım. Dev hizmetlerimiz için gereken nitelikli eleman alımı noktasında ne parti ne de başka bir ayrım gözetmedim.Sadece işe uygunluğu, vasfı dikkate aldım.Çolakoğlu, şeffaflıkla mahremiyet arasındaki ayırımında farkında değil veya bilmezden geliyor. ÇAYBEL'eait yasal olarak paylaşılması gereken bilgiler kamuoyunda paylaşılmasına karşın, ticari sır kapsamına giren hususların dile getirilmesi düşündürücü. Çolakoğlu acaba neyin peşinde?Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2004/7827 esas ve 2007/5755 karar sayılı ilamı ile‘Ticari sır kavramının en önemli unsurunun toplumun bilgisi dâhilinde olmama veya ilgili alanda rakip firmalarca bilinmeme şartının olduğu’ hükme bağlanmıştır. Ticari sırra örnek olarak işletme planları, mali projeler, müşteri listeleri, maliyet ve fiyatlandırma bilgileri, makine çizimleri, stratejik planlar ve finansal raporlar, iş metotları, pazarlama teknikleri, detaylı proje ve planlar ile mühendislik raporları verilebilir. Ticari sırrın en önemli özelliği sahibine ekonomik bir menfaat sağlamasıdır. Bunun yanında diğer sır türlerinde olduğu gibi, bilginin henüz kamuya açıklanmamış olması ve gizli kalmasına yönelik sahibinin iradesinin bulunması, ticari sır oluşturan bilgide bulunması gereken olmazsa olmaz diğer unsurlardır” şeklinde ifadelerle açıklamasını sürdürdü.

 

ÇAYBEL’İN GERÇEK DEĞERİ NOMİNAL DEĞERİNİN ÇOK ÜSTÜNDE

Gazeteye verdiği röportajda, şirketin sürekli zarar ettiği ve toplamda  3.043.368.43 TL borçlanmış şirkete sermaye artırımına gidilmesinin yanlış olduğunu vurgulayan Ahmet Çolakoğlu’nun “Bu durumu Ak Partili Meclis üyeleri kadar CHP’li Meclis Üyeleri de merak etmekte. Şeffaf olunarak şaibelerin ortadan kaldırılmalıdır. ‘ÇAY-BEL BİLANÇOLARI ZARAR GÖSTERİYOR’ şeklindeki sözlerine de yanıt veren Kantarcı, “Belediye-şirket ilişkisini anlamazdan geliyor. Belediye ile iş yapan Çaybelzarar ederse Belediye kazanıyor; kar ederse şirketin sahibi Belediye kazanıyor. Yani her halükarda Belediye kazanıyor...Çolakoğlu, ‘ZARAR EDEN ŞİRKETE SERMAYE ARTIRIMI YAPILIYORSA, BU ŞİRKETE GEREK YOKTUR’ diyerek ticari şirketlerle ilgili hiçbir bilgisinin olmadığını adeta ortaya koyuyor. ÇAYBEL sermayesi zarar ettiği için arttırılmıyor, hızla büyüdüğü için arttırılıyor Sayın Çolakoğlu.ÇAYBEL şirketi kurulduğundan beri yatırım yapıyor. Şu anda şirketin gerçek değeri, nominal değerinin çok çok üzerinde bulunuyor. Yatırım yapan Şirketlerin yaptıkları yatırımın geri dönüşüne kadar zarar edeceklerini Çolakoğlu bil(e)miyor.Çolakoğlu’ndan paradoksal bir inci: Zarar eden şirketin, sermaye artırımı ile kara geçilmesinin yanlış olduğunu belirtiyor ve ekliyor. ‘ÇAY-BEL şirketi şuanda özel bir yapı ile çalışan bir şirkettir. Görünen hizmetlerinin yanında yanlış yaptığı hizmetlerde var. Girdiği ihalelerle de yaptığı işlerde var. Fakat zararına bu işler yapılıyor ise bu işleri şirketin zararına yapmaktansa, başka firmalardan daha uyguna temin edilebiliyorsa, bu şirket zarar etmeyecektir. Bir işi güzel yapmaktan ziyade, girdisini, çıktısını iyi hesap yapmak gerekir. Zarar eden şirketin belediyeden sermaye artırımı yöntemi kara geçecekse bu şirkete gerek yoktur.’ Bu sözlere Ne diyeyim? ‘Ört ki, ölem"dedi.

 

ÇAYBEL’İ SAVUNMAK BENİM İÇİN ŞEREFTİR

Çolakoğlu’nun, “Temin edilen araçlar nereden kiralandı?”sorusunaveÇAYBEL şirketinde kullanılan çoğu aracın KOÇKAN’dan temin edildiği yönündeki haberlere açıklama getirilmesi gerektiği şeklindeki sözlerini de yanıtlayan Kantarcı, “Eyyy Çolakoğlu, ÇAYBEL araç kiralamadı, KOÇKAN’danya da başka bir yerden. 5.000 TL’ye kiraladığı herhangi bir aracı da yok.ÇAYBEL'inkullandığı araçların tümü kendisine ait. Lütfen bırakın bu dedikodu kaynaklı iftiraları...ÇAYBEL şirketini Belediyemize kazandırdık. %100 hissesi belediyemizindir. Elbette yaptığımız tüm icraatlar gibi başarılı, hem de çok başarılı olan şirketimizi haksız ve mesnetsiz iftiralara karşı savunmak benim için onurdur, şereftir.Hele hele bilançodaki öne sürdüğünüz 285.084.31TL’nin içinde yönetimin özel harcamaları, yemek giderleri konaklama giderleri, ağırlama giderleri vb. giderler kesinlikle bulunmamaktadır. Bu giderlerin ve diğer hesapların ayrıntısını bir mali müşavirle dilediğiniz zaman şirket kayıtlarından inceleyebilirsiniz” dedi.

 

ÇAYCUMA İÇİN SİZ NE YAPTINIZ, ESAS SİZ HESAP VERİN

ÇAYBEL müdürü hakkında yapılan spekülasyonlara da açıklık getiren Kantarcı açıklamasının bu bölümünde, “Sayın Çolakoğlu, ÇAYBEL müdürünü aşağılıyor; ‘yapmacık’ diye...20 yılı aşkın süredir dürüst bir çalışan olarak görev yapan ve dürüstlüğü ile güvenilirliğini tüm Çaycuma’nın bildiği değerli Cemal Özkan'ı aşağılıyor. Tipik AKP ötekileştirmesi.İşte orada durunuz.Merdi Kıpti şecaat arz edeyim derken sirkatin söylermiş...Sayın Çolakoğlu, kongrede bileğinin hakkıyla seçimi kazanmış da mı başkan olmuştur? Yoksa tayin mi edilmiştir? Demokratik bir seçim ile görev alan bir başkanın, görevden alınarak kendisinin tayin edilmesi hiç mi vicdanını sızlatmamaktadır?Gelelim AKP ilçe teşkilatına. 14 yıldan bu yana Çaycuma için kalıcı ne yaptınız? Bırakın iki yıldan bu yana hükümet adına Çaycuma için ne yaptınız? Bir hastane ilavesini bile tamamlayamadınız...İnkârcı olmayalım, evet, Çaycuma yararına gereken ne varsa engellediniz. Sedde inşaatı vs.Yetmezmiş gibi Belediyenin hükümetteki projelerini de engellediniz. Soruyorum: Niye Belediyemizin bakanlıklardaki projelerini engelliyorsunuz? Biz sadece CHP'lilere mi hizmet ediyoruz?Soruyorum: Bunca sene muhtarlarla köşe kapmaca oynamaktan başka ne yaptınız?Çöken köprüde hiç günahı olmadan ölen insanların faillerinin bulunmasını bile engellediniz. Önceki dönemde Çaycuma Belediyesi, bu feci kaza nedeni ile cezai yönden sorumlu tutulmamışken, benim dönemimde hukuki yönden sorumlu tutulmuştur” şeklinde ifadeler kullandı.

 

ÇAYCUMA İÇİN GÜÇLERİMİZİ BİRLEŞTİRELİM

Kantarcı açıklamasını şu çağrıyla bitirdi: “Uzatmayalım... Şimdi size çağrıda bulunuyorum: Sayın Çolakoğlu, dünya şahit, Çaycuma benim başkanlığımla altın bir fırsat yakaladı. Gelin, şu andan itibaren güzel memleketimiz için güçlerimizi birleştirelim, kolkola girelim. Çalışalım, üretelim. Memleketimizi kalkındıralım, insanlarımızı mutlu edelim. Göçü tersine çevirelim.Memleket meselesi, partiler üstüdür. Gelin, kişisel hırslarınızı, tahrikleri bir kenara koyunuz. Çaycuma’yı cennetten bir köşe yapma hedefine kilitlenelim. İlk defa değil, Çaycuma geçmişte bunun çok güzel örneklerini sergiledi defalarca.Sayın Çolakoğlu, var mısınız?Sesim geliyor mu?Vicdanınızın sesini duyuyor musunuz?”