Zonguldak Çevre Koruma Derneği Başkanı Ahmet Öztürk,

‘Başta Çatalağzı olmak üzere tüm Zonguldak halkı aldatılıyor’

Çevre Bakanlığı'nda yapılan toplantıda DETES'in Çatalağzı’na bağlı Ömerağzı sahiline yapacağı termik santral için onay çıkmış, belde halkının tüm tepki ve öfkesine rağmen heyet Demir Şirketler Grubu tarafından yapılmak istenilen santrale eksik evraklarını tamamlaması için 10 gün süre verilmişti. Verilen onaya karşılık basın açıklaması yapan Zonguldak Çevre Koruma Derneği Başkanı Ahmet Öztürk, şunları söyledi: 

Demir Madencilik tarafından, Çatalağzı beldesi sınırları içinde, DETS-1 adıyla yapımı planlanan 160 MW gücündeki santralin Ankara’da yapılan İnceleme Değerlendirme Komisyonu toplantısında, santrale “yeşil ışık” çıktı. Komisyon, adı geçen şirkete dosyasındaki eksikleri gidermek için 10 gün süre verdi. Eksiklerin belirlenen süre içinde tamamlanmasının ardından, ÇED Raporu nihai halini alacak ve o haliyle Çevre Şehircilik Müdürlüğünde, 10 gün süre ile askıya çıkarılacak. Askı sürecinde vatandaşlarca yapılan itirazları ve raporu görüşecek olan Çevre Şehircilik Bakanlığı, ya “ÇED olumlu” ya da “Olumsuz” kararı verecek. Çevre ve Şehircilik Bakanlığının, bu zamana değin, bu aşamaya getirilen ÇED raporlarının ancak yüzde birine “olumsuz” karar verdiğini göz önüne alırsak, çıkacak kararın ne olacağını bilmek için kâhin olmak gerekmiyor.

Ülkemizde, ÇED süreçleri, yapılacak yatırımın gerçek anlamda çevresel etkilerinin araştırıldığı, etki alanında yaşayan halkın gerçek anlamda bilgilendirildiği, farklı kişi ve çevrelerle tartışılarak demokratik kararlar alındığı süreçler yerine, çıkar çevrelerinin her yönüyle maniple edip, siyasetçilerin temel belirleyici olduğu formalite işler olarak gelişmektedir. Nitekim daha önce durdurulduğu ilan edilen sürecin, AKP Zonguldak Milletvekili Sayın Hüseyin Özbakır’ın yoğun çabalarıyla bu aşamaya getirildiği gazetelerde geniş şekilde yazılmaktadır. Proje sahasında inceleme yapmak üzere Zonguldak’a gelen Çevre ve Şehircilik Bakanlığı yetkililerinin, yatırımcı firmanın sahibi olduğu otelde konakladığı yine gazetelerde yer almıştır. Tüm bunlar doğruysa ortada kitabına uydurmak için yürütülen bir ÇED süreci var demektir. Başta Çatalağzı ve Muslu olmak üzere tüm Zonguldak halkı aldatılmaktadır.


Şurası çok açık ki, termik santrallerin doğa düşmanı bir yatırım olduğunu, yalnızca insanların değil tüm dünyanın geleceğini tehdit ettiğini tartışmak bile abestir. Hele ki daracık bir vadide kurulan 4 santralde, on milyon ton gibi yüksek miktarda kömürün yakıldığı Çatalağzı’nda yeni santraller planlamak, akılla izaha muhtaçtır.  Bunu savunanların, ya insanlığın oluşturduğu bilgi birikiminin çok uzağına düştüğünü, ya da çıkar hırsından gözünün hiçbir şeyi görmez olduğunu düşünmek gerekir. Uyguladıkları ekonomik politikalarla işsiz, aşsız, geleceksiz bıraktıkları insanlara, bu tip kirli yatırımları kurtuluş olarak gösteren hırslı siyasetçilerin, tarihin kendilerini hak ettikleri yere göndereceğinden şüphesi olmamalıdır.


Ağzını açtıkları her ortamda “millet iradesi” diyen bir iktidarın, yörede yaşayan halkın topyekûn itirazını hiçe sayarak bu yatırıma izin vermesi, ayrıca tartışmaya değer bir konudur. AKP Milletvekili Sayın Özcan Ulupınar’ın, “Gerekirse onları başka yerlere nakledeceğiz” sözünü dikkate alarak soruyoruz: Çatalağzı Muslu halkını hepten mi gözden çıkardınız? Zonguldak halkına, termik cehennemden başka verecek hiçbir vaadiniz yok mu? “Burası endüstri alanı. Bazı şeylere katlanacaksınız” çıkarımıyla, daha hangi kirli yatırımları bizlere dayatacaksınız? Bize “Ölümlerden ölüm beğen” der gibi sunulan istihdam politikalarını kesinlikle reddediyoruz. Ölümü değil yaşamı seçiyor, ilimizdeki her türlü kirli yatırıma itiraz ediyoruz.


DETES-1’in ÇED Raporu’nda yılda “525 bin ton yerli kömür yakılacağı” yazmaktadır. Bugün, Zonguldak Kömür Havzası, kamusu, özel sektörüyle 1 buçuk milyon tondan aşağılara düşen üretimiyle, Çatalağzı Termik Santralinin bile ihtiyacını karşılamaktan yoksunken, ilave 525 bin ton kömür nereden bulunacaktır? ÇATES’in yeni sahipleri gibi, DETES-1’i planlayan şirket de bulduğu ilk fırsatta ithal kömüre geçmeyi mi planlanmaktadır? Yerli kömür yakmakla övünen ÇATES’in, özelleşmesinin hemen ardından, yeni sahiplerinin, ithal kömüre dayalı yeni bir projeyle ortaya çıkması, termikçi şirketlerin gerçek niyetlerini ortaya koymaktadır. Havza kömürünün yakılarak enerji üretileceği sözü, en az termik santrallerin zararsız olduğu sözü kadar aldatmacadır, itibar edilemez. Çevre Bakanlığı yetkililerini önüne gelecek DETES-1 santralinin ÇED raporunu reddetmeye, kamuoyunu ise duyarlılığa davet ediyoruz.