Ankara eski Büyük Şehir Belediye Başkanı Murat Karayalçın Zonguldak’a ziyarette bulunarak vatandaşlarla bir araya geldi. GMİS salonunda konuşan Karayalçın Anayasa Sistem Değişikliği ile ilgili bilgi vererek neden ‘hayır’ denilmesi gerektiğini anlattı. Karayalçın yaptığı konuşmada; “Türkiye şaha kalkacak, terör son bulacak diyorlar. Buna gücün varsa şimdi yap. Başka bir amaçları var. 93 yıllık parantez kapanacak demişlerdi geçen yıllarda. 16 Nisan’da öyle bir tokat indirilecekmiş ki biz yerimizden kalkamayacakmışız. Aslında bunlar Anayasa değişikliğinin söylenemeyen asıl nedenleri” dedi

Yeni bir devletin inşa edilmesi istenmekte

Anayasa değiştirilmek isteniyor. Bu sıradan bir değişiklik değil.  Söz konusu olan değişiklik Türkiye Cumhuriyeti’ni yapısını değiştirmeyi öngörüyor. Aslında yeni bir devletin inşa edilmesi istenmekte. Oy kullanacak olan 55 milyon seçmenimizin bu değişikliği incelemeleri,  değerlendirmeleri ve buna göre karar vermeleri gerekmektedir. Bu bir seçim değil geleceğimizi etkileyecek bir anayasa değişikliği metni oylamaya sunulmakta. Yurttaşlarımızın bu değişiklikle ilgili ne kadar bilgi sahibi olduğunu ortaya koyan anketler yayınlandı. O anketlerde insanlarımızın birçoğunun neyin değiştirildiğini tam olarak bilmediklerini görüyoruz. Anayasanın ülkenin yarısının bir fazlasıyla değiştirilmesini kabul etmemeliyiz. Bu şekilde değişen bir anayasayı nasıl uygulayıp sürdürecekler? Böyle bir anayasanın herkesin içine sinmesi beklenemez. Yeni bir anayasa getirmek isteyenler hangi gerekçeyle bu değişikliği yapmak istediklerini bize anlatmak durumundadırlar. Bu kampanyayı sadece bir seçim kampanyası gibi yürütüyorlarsa hatta Kemal Kılıçdaroğlu düşmanlığına dayandırıyorlarsa bu kabul edilemez.

Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni yıktılar

PKK hayır FETÖ hayır diyormuş o nedenle evet denilmeliymiş. Böyle bir mantık olur mu? 16 Nisan’da evet çıkarsa Türkiye şaha kalkacak, terör son bulacak diyorlar. Buna gücün varsa şimdi yap. Başka bir amaçları var. 93 yıllık parantez kapanacak demişlerdi geçen yıllarda. 16 Nisan’da öyle bir tokat indirilecekmiş ki biz yerimizden kalkamayacakmışız. Aslında bunlar Anayasa değişikliğinin söylenemeyen asıl nedenleri. Bunlar yönetimlerinde Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni yıktılar. 15 Temmuz’da buna neden oldular. Bunun hesabını halkımıza vermeleri gerekir. Utanmadan sıkılmadan Sayın Kılıçdaroğlu’nu Fetöcü ilan ediyorlar. Kim ilan ediyor? Devleti çökerten, Fettullah Gülenle paylaşan ‘ne istediniz de vermedik’ diyenler. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin generallerinin, savcılarının yargıçlarının, emniyet güçlerinin çok büyük bir bölümü Fetöcüymüş. Bunları Kemal Kılıçdaroğlu mu tayin etti siz mi? Söyleyecek sözleri gerekçeleri olmadığı için bu açıklamaları yapıyorlar. Gazeteye ne kadar başarılı olduklarını anlatan bir ilan verdiler. Madem bu kadar başarılısınız niye sistemi değiştirmek istiyorsunuz?

Devlet olanakları tepe tepe kullanılıyor

Devlet olanaklarının tepe tepe kullanıldığı bir devrin içindeyiz. OHAL altında kampanya yürütmeye çalışıyoruz. Çoğu yerde arkadaşlarımızın konuşmaları engellenmekte. Toplantılar engelleniyor. Para yok, olanaklar yok, televizyonlarda sesimizi duyuramıyoruz. Böyle bir kampanya yürütmeye çalışıyoruz.

Yeni getirilecek sistemin tüm güçleri bir yerde toplamasının yanlış olduğunu düşündüğüm için hayır diyorum. Devlet örgütlenmesi üç güce dayanır; yasama, yürütme ve yargı. Bu üç güç birbirinden ayrı olmalı, birbirini denetlemeli, dengelemeli. Bu güçlerin birbirinden ayrı tutulması refahı arttırıyor. Siyasi kurumlar kucaklayıcı ve kapsayıcı olmazsa ülkenin gelişmesi sağlanamıyor. Çünkü ticarette kapsayıcı kucaklayıcı olmuyor. Bakıyorsunuz ki üç beş kişi işleri, ihaleleri almış. Ayrıca böyle bir ortamda işçi örgütlerinin de güçlü olması olanaklı değil. Böyle bir durumda olan işçi örgütleri üyelerinin siyasiler tarafından miting meydanlarında azarlandığına tanık olabilmekteyiz. Hakkını isteyeni azarlıyor, istihdamın arttırılmasını talep edeni dışlıyorsunuz. Bunlar daha başlangıç. 16 Nisan tarihinde istenen değişiklik yapılırsa bu başlangıcın çok daha ileri örneklerini göreceğiz. Bu değişiklikle tek kişi devletin bütün gücü elinde topluyor. Bir gün bu gücü alan kişinin ‘yanlış yapmışız’ demesine tanık olabilirsiniz daha önce olduğunuz gibi.

 Kurtuluş Savaşı’nı seçimle gelen meclis üyeleriyle veren ülke olduk

Atatürk’te tek adamdı iddiası yanlış bir iddiadır. Mustafa Kemal Atatürk devrim yaptı ve yeni bir devlet inşa etti. O dönemde kurtuluş savaşını çoğulcu bir yapıda vermeye çalıştı. Meclisi toplamasaydı kim eleştirebilirdi? Kurtuluş savaşını seçimle gelen meclis üyeleriyle veren ülke olduk. Bu bizim için onurdur. Bir yanda savaş, bir yanda Anadolu halkının emperyalizme karşı mücadelesi öte yandan da bir parlamenter sistem. Atatürk ordumuzun başkomutanlığını seçimle üstlendi. O koşullarda bile demokrasinin çoğulculuğun ilk adımlarını ortaya koymaya çalışan birinin başkaları tarafından “yahu o da tek adamdı”  diye değerlendirilmesi hangi vicdana sığar. (Haber/Yasemin Sarı)