CHP Zonguldak Milletvekili Şerafettin Turpcu, Öğretmenler Günü nedeniyle bir mesaj yayınladı.

Turpcu basın danışmanlığından yaptığı açıklamada şu satırlara yer verdi:

“Bir ülkenin geleceğine yapabileceği en büyük yatırım eğitim yatırımlarıdır. Bu nedenledir ki uygar toplumlar en fazla yatırımları eğitim alanına yapar, bütçelerini eğitime ayırır, eğitim emekçilerini el üstünde tutarlar. Geçmişten bu yana eğitimli olmak, milletleri ve devletleri ayrıcalıklı hale getirmiş, onları güçlü yapmıştır. Ülkemizin kalkınması, refah seviyesinin yükselmesi; toplumun sosyal ve kültürel yönden gelişmesi ancak eğitimle mümkündür. 

Bu gerçeklerin aksine, AKP'nin yıllardır yap-poz gibi değiştirdiği eğitim sisteminin eğitimin kalitesini getirdiği durum ortadadır. Ülkemizde öğretmenlerimiz ciddi ekonomik ve sosyal sıkıntılarla karşı karşıya bulunmakta, siyasi baskı altında görevlerini icra etmek zorunda bırakılmaktadır. Atanamayan, atanmadıkları için psikolojileri bozulan hatta intihar eden öğretmenlerimiz bulunmaktadır. 

Bununla birlikte, tarikat ve cemaat etkilerine açık bir devlet yapılanmasının, yani dinin, siyasete, adalete, orduya, özellikle de eğitime alet edilmesinin ülkemiz için ne denli sonuçlar doğurduğunu da yakın zaman önce çok acı tecrübeler yaşayarak gördük. 

15 Temmuz sonrası süreçte ayrım yapılmadan binlerce öğretmen yok yere görevlerinden alındılar, ihraç edildiler. FETÖ ile mücadele adı altında cadı avına dönüşen bir sürece girdik ve bu süreçte solcu, sosyalist öğretmenler, üniversitelerdeki akademisyenler fırsat bu fırsat denilerek, kurunun yanında yaş da yanar mantığıyla, hepsi sanki suç işlemiş gibi haksız yere çok ağır bedeller ödediler. Bu öğretmenlerimizin, akademisyenlerimizin hepsi suç işlemiş olamaz. Haksızlıkların ucu bucağı olmadığını gördük. Bu süreçte öğretmenlerimiz ve akademisyenlerimiz çok büyük haksızlığa uğradı, zarar gördü. 

 Dinin alet edildiği ‘dindar, kindar, itaatkar’ bir nesil istenmesinin bizi hangi notaya getirdiği ortadadır. Ülkemizi çevreleyen coğrafyada yaşananlar da `Laik-Demokratik-Bilimsel Eğitimin` önemini bir kez daha göstermiştir. 

 Bu nedenle, Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün soran, sorgulayan, itaat ve biat kültürünü benimsemeyen ‘fikri hür, vicdani hür, irfanı hür’ nesiller yetiştirme politikasına sıkı sıkıya bağlı kalmalıyız. Hedefimiz, edebiyat, bilim ve sanat ışığında; sorgulama ve eleştirel düşünme yeteneğine sahip, dünyadaki gelişmeleri izleyip anlayabilen, sorunlar karşısında çözüm yolu olarak akıl ve bilimin temel alındığı bireyler yetiştirmek olmalıdır. Yolumuz Atatürk’ün aydınlanma devrimleridir. Başka yol yoktur!

 Cumhuriyetin ilk yıllarından itibaren toplumda öncü görevini üstlenen, insan yetiştirmek gibi zor bir sanatı üstlenen öğretmenlerimizi yoksulluğun kıskacına alan, baskı altına almaya çalışan, mesleğine küstüren uygulamalara karşı durmak için,  laik, bilimsel, demokratik, nitelikli bir eğitim sistemi yaratmak ve tüm eğitim emekçilerini ekonomik ve sosyal açıdan tatmin eden bir çizgide olması için değerli eğitim emekçilerimizin her zaman yanlarında olacağımın bilinmesini isterim.

Bu düşüncelerle başta Başöğretmen Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere hayatlarını kaybetmiş tüm öğretmenlerimizi rahmet ve şükranla anıyor, ülkenin aydınlık geleceğine sahip çıkacak yeni nesilleri yetiştirecek olan tüm öğretmenlerimizin, 24 Kasım Öğretmenler Günü`nü kutluyor, sevgi ve saygılarımı sunuyorum.”​