“Adı Pusula Gazetesi olan ama gazetecilik anlayışını benimseyememiş bir yayın organı âdeta bizimle dalga geçiyor”

 

Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesinde öğrenim gören bir genç Pusula Gazetesi’nin yaptığı “Akıllı olun çocuklar: Belediye sosyal medyadan yönetilmez”  haberini eleştirerek adı geçen yayın organını gerçeği görmekten uzak olduğunu belirtti.

Üniversiteli gencin bu konudaki eleştirisi şöyle:

“Her şey bir hikâye ile başladı diyeceğim ama maalesef hikâyeden ziyade bir zam haberiyle başladı. Zonguldak'ta dolmuş fiyatlarına zam geldi! "Eeee biz buna zaten alışığız!" diyenler bile oldu ama biz alışık değiliz! Biz boynumuzu büküp hayatın akışına devam edemiyoruz. Akıllı olamıyoruz işte. Biz Zonguldak delisiyiz! Her neyse! Zonguldak'ta dolmuş fiyatlarına yapılan bu zamla beraber biz öğrenciler tepkimizi dile getirmek istedik. Zonguldak Belediyesi'nin ve Zonguldak Belediyesi Başkanı'nın resmî hesaplarına aynı paylaşımı direkt gönderdik. Bir yerden sonra sayın başkanımız hesabının mesaj kutusunu bize kapattı. Evet, gerçekten de kapattı! Oysa biz onun gibi ünvanlı bir belediye başkanından daha profesyonel hareket etmesini bekliyorduk. Mesaj kutusunu bize kapatacağına bir paylaşım yapıp derdini dile getirebilirdi ama maalesef bunu yapmadı! Halkına karşı mesafe kuralını uyguladı ve bu da bizi üzdü. Daha sonra bizler de sayın başkanımızın İnstagram'da paylaştığı bir gönderiye üslûbumuzu bozmayan şikâyet ve taleplerimizi içeren yorumlar yaptık. Hem de "daima gençlerin yanındayız" etiketli olan paylaşımına yorum yaptık. Hani belki bizim de yanımızda olur ve sesimizi dinler diye.

Sonra ne mi oldu?

Pusula Gazetesi adında olan ama gazetecilik anlayışını benimseyememiş bir yayın organı âdeta bizimle dalga geçerek ve hadsizce bir haber(!) yaptılar. Manşeti de âdeta şöyleydi; "Akıllı olun çocuklar: Belediye sosyal medyadan yönetilmez"... Bu manşeti atan ve kendi çapında haberi yapan Aytaç ÖZTÜRK adındaki şahıstır. Tabii çok tepki gelince aslında biz ironi yaptık, dediler ve daha saygısızca konuşmaya başladılar.  Anladık bir duruşunuz yok. Bari kırık da olsa bir omurganız olsun yönünü kaybeden sevgili Pusula Gazetesi! Daha sonra Ali Rıza TIĞ adındaki çok donanımlı ve çok saygılı beyfendi çok kibar bir üslûpla bize âdeta hayat dersi verdi. Vallahi çok sağ olun. Sizin sayenizde çok akıllandık. Öncelikle Aytaç beyin haberine cevap vermek istiyorum. Pardon da neyin ironisini yaptınız acaba? İroni yapmanın sırası mı? Bakınız ben direkt lafımı söylüyorum. Gerçekten de küstahça ve yandaş bir şekilde bize karşı yorum yaptınız. Lütfen biz lunaparkta değiliz ve dönme dolabında haykırmıyoruz! Biz Zonguldak'ta haykırıyoruz. Madem belediye sosyal medyada yönetilmiyor o zaman neden bütün belediyeler sosyal medyada bol bol reklam yapıyorlar ve şovlar peşindeler? Kimse kusura bakmasın ama bizi duymayan, görmeyen ve mesaj kutusunu bize kapatan bir belediyecilik anlayışı ancak şov peşinde olduğunu yansıtır.

Yani ne yapalım? Saatlerce belediyenin telefon hattını mı işgal edelim? Belediyeye mi topluca girip meşgul edelim? Ne yapalım? İlk adımımız sosyal medyadan derdimizi dile getirmektir! Sesimizi duyana kadar uygun bir çerçevede hareket edeceğiz.

Peki, ya size ne demeli çokça saygılı ve donanımlı Ali Rıza bey? Sizin yazdığınız metin bence gerçekten de çok orijinal bir metin. Hayatımda hiç bu kadar efsane bir şey görmemiştim. Tebrik ederim. Saygınız ve kaleminiz hep daim olsun. Pusulanız daima sağlam olsun. Başarılar dilerim. Yolunuz açık olsun. Susmayan ve haksızlığa karşı sesini çıkartan dinamik genç kitleye neden "Z kuşağı ergenleri" diyorsunuz acaba? Keşke bunları yazacağınıza YouTube'de bir canlı yayın yapsaydınızdı da bu Z kuşağı ergenleri size gönülden dislike ödülü verselerdi. Kusura bakmayınız lütfen. Nobel ödülü verecek yetkimiz yok. Sonra neymiş biz o meşhur manşeti anlamamışız ve sallamışız. Sonra anlayıp yine sallamış. Kısacası hep sallamışız. Pardon ama biz neyin ucunu sallıyoruz acaba? Ben daha akıllı olamadım da onu anlayamadım. Neyi sallıyoruz?

Biz de onların bu yandaş tutumlarını ve vurdumduymazlığını eleştirmek ve biraz da nükte geçmek maksadıyla "parası neyse aramızda toparlayıp verelim" gibi bir şey demiştik ve her zaman saygı duyduğumuz büyüğümüz ironimizi anlamadan sallamış. Üstüne bir de ücretsiz diyerek komedi unsurlarını ustalıkla kullanıyor. Sonra il milliyetçiliğini yapmaya başlamış. Tabii başka koz kalmadı ki elinde. Neymiş biz isteyerek gelmemişiz, puanımız ancak buna yetiyormuş, siz olmadan da bu şehir ayakta durur vs vs vs... Diğerlerini bilemem ama ben çok isteyerek geldim. Tercih sırasına ilk başta Zonguldak yazmıştım. Puanım da çok yüksekti. Zonguldak'ı hep merak etmiştim ve sevdim de burayı. Güzel taşra bir kent. Zonguldak'ta üniversite kapanırsa - ki bunu pandemi sürecinde çok iyi gördük - esnaflar kazanç elde edemez. Keza ev sahipleri, işletmeciler ve dolmuşçular! Madem öğrenci olmadan da ayakta durabilirsiniz o zaman o kadar kira neyin nesi? Her şeye neden zam geliyor? Geçin bu klasik palavraları. Lütfen gazetecilik anlayışı, ilkesi ve etiği hakkında tekrar özel ders alınız bence.

Biz hakaret etmedikçe ve saygısız olmadıkça bütün oklar bize çevrilmiş! Canları sağ olsun...

O kadar vergi veriyoruz. Bari az da olsa doğru bir hizmeti alalım. Babam asgarî ücretle çalışıyor ve nüfus da kalabalık. Ne burs ne de kredi almıyorum. Elime geçen parayla yurt ücreti, yemekhane ücreti, kitap ve dergi ücreti vs vs gidiyor. Tek bir kuruş bile çok şey değiştiriyor. Burjuvazi bir bakış açısıyla değil de Sosyolojik bir bakış açısıyla olaylara bakınız lütfen. Diğer öğrenci arkadaşlarımızın sessiz durması bizi üzüyor. Nedir bu öğrenilmemiş çaresizlik? Silkinin ve kendinize geliniz. Akıllanmasanız da olur. Yeter ki susma. Çünkü sustukça sıra sana da gelecek.

Belediye başkanımızdan tek istediğimiz şey yol ücretinde yenilenmeye gidip azaltmalarıdır. Zamdan gına geldi yahuu!”

 (Haber merkezi)