HATTAT Holding’in Amasra’da 200 zeytin ağacını kesmesine tepki gösteren Yaşanabilir Zonguldak Platformu Sözcüsü Ahmet Öztürk, “Ağaçların inşaat sahasının çok uzağında olmasına karşın, hukuk erbabı bir hakimin yasayı uygulama ihtimaline karşı ortadan kaldırılması, yalnızca doğa gönüllülerinin değil, vicdan sahibi herkesin tepkisini çekmiştir.”

 

Zonguldak Çevre Koruma Derneği Başkanı ve Yaşanabilir Zonguldak Platformu Sözcüsü Ahmet Öztürk, Amasra’da, termik santral yapmaya çalışan bir şirket tarafından 180 zeytin ağacının kesilmesine tepki gösterdi. Öztürk açıklamasında, “HATTAT Holding 2005 yılından bu yana Batı Karadeniz’in cennet köşesi Amasra’ya termik santral kurmaya çalışıyor. Bartın halkının yoğun tepkisi nedeniyle, bugüne kadar amacına ulaşamayan şirket, santrali kurabilmek için her türlü hukuksuzluğu deniyor. Bu zamana değin projenin çeşitli aşamalarıyla ilgili, 9 farklı ÇED Halkın Katılımı Toplantısının hiçbirini, halkın tepkisi nedeniyle yapamayan şirket, birkaç kez rafa kaldırılmasına karşın, siyasi ilişkilerlesüreci ilerletti ve sonunda santral yapım izni anlamına gelen‘ÇED olumlu’ kararını aldı. Sabah akşam ‘millet iradesi’ diyen iktidar, bu kararı onaylayarak, Bartın halkının iradesini resmen hiçe saydı” dedi.

 

KOLİN’İN, YIRCA’DA HEZİMETİNE UĞRAMAKTAN KORKTU

Alınan ‘ÇED Olumlu’ kararının iptali için 2 binin üzerindeki Bartınlının dava açtığını da anımsatan Öztürk, “Ancak daha bu dava görülmeye bile başlamadan şirket girişimlerini hızlandırdı. Son olarak, yaşı ellinin üstündeki 200 zeytin ağacını, bir günde, jandarma eşliğinde keserek, Bartın halkının bir kez daha nefretini kazandı. Zeytin ağaçlarının, proje sahasının 300 ile 500 metre uzağında olmasına karşın, kesilmesinin tek nedeni, Soma Yırca’da, Kolin Holding’in hezimetine uğrama korkusuydu. Kolin’in, Yırca’da, hayata geçirmek istediği termik santral projesi, yöre halkının yoğun direnişiyle karşılaşmış, zeytinlik alanların 3 km çevresine emisyon yayan tesislerin kurulmasını yasaklayan,‘Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerinin Aşılandırılması Hakkındaki Kanun’gerekçe gösterilerek de durdurulmuştu. Aynı sonu yaşamak istemeyen HATTAT Holding, önce santrale tehdit olarak gördüğü zeytinlik sahaları sahiplerinden satın aldı. Sonra da ani bir baskınla keserek yok etti” dedi.

 

HATTAT’IN SİCİLİ BOZUK

Öztürk açıklamasında, “Yapılan zeytin ağacı katliamı kar hırsından gözü dönen şirketin,nasıl bir doğa düşmanı olduğunu gösteren tüyler ürpertici bir örnektir. Ağaçların inşaat sahasının çok uzağında olmasına karşın, hukuk erbabı bir hakimin yasayı uygulama ihtimaline karşı ortadan kaldırılması, yalnızca doğa gönüllülerinin değil, vicdan sahibi herkesintepkisini çekmiştir. Sicilinde TTK’den devraldığı sahada,20 yılda 56 milyon kömür çıkarma sözü verdiği halde, bir gram bile kömür çıkarmayarak kamu zararına neden olmak gibi bir vukuat da bulunan HATTAT, güçlü siyasi ilişkileri nedeniyle sorumluluktan kurtulmaktadır. Nitekim Gömü ve Tarlaağzı köylerinde içinde köy mezarlığı da bulunan büyük bir alan, ‘üstün kamu yararı’ gerekçesiyle ‘acil kamulaştırılmaya’ tabi tutularak, santral kurmak üzerekendilerine tahsis edilmiştir. Şirket, kestiği ağaçların sorumluluğundan da ‘Cezası neyse öderiz’ diyerek kurtulmayaçalışmaktadır”şeklinde ifadelere de yer verdi.

 

HUKUK ÖNÜNDE MUTLAKA HESAP SORULACAKTIR

Öztürk açıklamasını, “Amasra’nın değerlerine sahip çıkmak için dünya sosyal tarihine geçecek bir direnişi örgütleyen Bartın Platformu’ndaki dostlarımız başta olmak üzere, yöre halkı ve tüm ekolojistler ayaktadır. Şirketin acımasızca yaptığı bu katliam, havuz medyası dışında tüm yayın organlarında geniş şekilde yer almış, kamuoyuna teşhir edilmiştir. Bugünkü siyasi ilişkilerine güvenerek kendilerini dokunulmaz gören şirket sahipleri,yarının aydınlık Türkiye’sinde,hukuk önünde mutlaka hesap verecektir. Mezarlarını bile ellerinden alarak yerinden yurdundan ettiği Amasra halkının ahı gibi, acımasızca kesilen zeytin ağaçlarının ahı da yerde kalmayacaktır. Yaşayan bunu görecektir” diyerek bunu tamamladı.(Haber merkezi)