Alabaş’dan Arslan’a cevap..
“Yüzsüzlük örneğidir”
Genel Maden İşçileri Sendikası (GMİS) eski Genel Başkanı Eyüp Alabaş, GMİS Genel Maden İşçileri Sendikası (GMİS) Genel Sekreteri Hakkı Arslan’ın eşi tarafından silahla yaralanması sonrasında yaşanan son gelişmeler üzerine kamuoyuna açıklamada bulundu. Eyüp Alabaş, beş yıldır birlikte yaşadığı, aynı yastığa baş koyduğu eşi tarafından her türlü cinsel istismar ve kadına şiddet uygulamakla suçlanan herhangi bir kişinin dahi kendini savunma ihtiyacı duyacağı vurgulayarak böylesine çirkin suçlamalar karşısında, binlerce maden işçisini temsil eden bir sendika yöneticisinin yaptığı eşi tarafından iddia edilen bu yüz kızartıcı suçlamalar karşısında sanki bu çirkin iddialar ve olaylar hiç olmamış gibi davranmasını manidar olduğunu belirterek, “Takdire şayan bir yüzsüzlük örneğidir” dedi. 
“HODRİ MEYDAN ÖRGÜTLENSİN DE GÖRELİM”
Arslan’ın yönetici olduğu müddetçe Genel Maden İşçileri Sendikası özel sektörde örgütlenemez diyerek HEMA Amasra örgütlenme çalışmaları sürecinde gerçek yüzünü göstermiş olduğunu ifade eden Alabaş, “Kamuoyunun da bildiği gibi, 8 yıl yöneticiliğini yaptığım Genel Maden İşçileri Sendikası'nda Eğitim Sekreterliği ve Genel Başkan'lık görevlerinde bulundum. Maden işçilerinin beni bu görevlere layık görmesinden ve Genel Maden İşçileri Sendikası'nın bu yönetim kademelerinde görev yapmış olmaktan her zaman gurur duydum. Ancak son günlerde sendikamız GMİS'in bir yöneticisi ile ilgili kamuoyuna yansıyan yıpratıcı olayların, haber ve görüntü olarak da basın organlarında yer alması maden işçisi arkadaşlarımızı ve beni derinden yaralamakta ve üzmektedir. Tarihi şanlı ve önemli mücadelelerle dolu sendikamızda halen yöneticilik yapan bu arkadaşımız; Yaşamış olduğu olay ve eşinin kamuoyuna yansıyan savcılık ifadeleri üzerine durumu aydınlatacak izahat ve açıklamalar yapması gerekirken, basına yapmış olduğu açıklamalarda eşinin ifadelerinin aksine "Beş yıldır evli olduğunu, evliliği çok güzel giderken dışarıdan birilerinin özel hayatına karıştığını ve yaşantısını bozduğunu, sendikanın eski Genel Sekreter ve Genel Başkanın eşlerinin çıkıp da mahkemede aleyhime şahitlik yapması takdire şayandır. Sendikanın Olağanüstü Kongre'ye gitmesi kimlere fayda sağlayacak, kamuoyu bunları gördü" diyerek yaşamış olduğu çirkin olayları bizlerin planladığımızı ve organize ettiğimizi ima ederek her olayda olduğu gibi başkalarına saldırarak kendini temize çıkartmaya çabalamaktadır. Bu yapılan açıklamalar üzerine kamuoyuna bir açıklama yapmamız gerekli ve zorunlu hale gelmiştir. GMİS Genel Sekreteri Hakkı Arslan yapmış olduğu basın açıklamasında emekten yana ve özelleştirme karşıtı politikalar izlediği için kendisinin yıpratılmaya çalışıldığını söylemektedir. Kamuoyu ve maden işçileri Hakkı Arslan'ın sendikal hayatını ve bizim sendikal hayatımızı değerlendirebilecek niteliktedir. Bu şahıs; "Ben yönetici olduğum müddetçe Genel Maden İşçileri Sendikası özel sektörde örgütlenemez. Hodri meydan örgütlensin de görelim" diyerek sendikamızın HEMA Amasra örgütlenme çalışmaları sürecinde gerçek yüzünü göstermiş birisidir. Dünyada yöneticilik yaptığı sendikasının yeni bir işyerinde örgütlenmesine karşı çıkan tek sendikacı olarak, adını tarihe altın(!) harflerle yazdırmaktan utanmamıştır” şeklinde konuştu. 
“GMİS GENEL SEKRETERLİĞİ KOLTUĞUNU BOŞ YERE İŞGAL ETTİĞİNİN BARİZ GÖSTERGESİDİR”
Aynı zamanda da; Amasra Şube Başkanı olduğu dönemde sendikanın birçok eylem ve etkinliğine katılmadığını söyleyen Alabaş,  “Genel Sekreter olduğu dönemde de GMİS Yönetim Kurulu'nun sendika ve maden işçilerini temsilen, 1 Mayıs'ta (2016) Zonguldak'ta alanda görevlendirmiş olmasına rağmen 1 Mayıs kortejine ve alana gelmemiş, Karadon Müessesesi'nin özelleştirilmesi konusunda 14 Temmuz eylemi öncesi Kozlu Bölgesi kuyu başında konuşma yapmak üzere görevlendirilmesine rağmen, o akşam sorumsuzca içki içip aşırı sarhoş olması sonucunda konuşma yapmak için Kozluya gitmemiş olması da bu şahsın kendi ifadelerinin aksine nasıl bir özelleştirme karşıtı olduğunun, emekten yana nasıl bir sendikal anlayışa sahip olduğunun ve GMİS Genel Sekreterliği koltuğunu boş yere işgal ettiğinin bariz göstergesidir” ifadelerine yer verdi. 
“BUNDAN ÖTÜRÜ KENDİSİNE TEŞEKKÜR EDERİM”
Hakkı Arslan’ın yaptığı basın açıklamasında doğru söylediği tek bir nokta olduğunu vurgulayan Alabaş, “Bundan ötürü kendisine teşekkür ederim.  Biz Hakkı Arslan ile ailecek görüşmedik ve daha sonra da görüşmeyeceğimiz birisidir.  Benim için "Ailecek görüştüğümüz birisidir" deseydi, kendisi ile aynı seviyeye düşeceğimiz için üzüntü duyardık. Yapmış olduğu basın açıklamasının bir bölümünde ise; Bizlerin sendikayı Olağanüstü Genel Kurul'a götürmek için bu komploları kurduğumuzu ima etmektedir. Kaldı ki eski Genel Sekreter Behzat Cinkılıç ve ben Üst Kurul Delegesi olmadığımız için yapılacak Olağanüstü bir Genel Kurulda aday olma şansımız da yoktur. 15 yıldır yöneticilik yaptığını, sendikada en eski yönetici olduğunu dile getiren birisinin bu gerçeği bilmemesi bizim açımızdan ciddi sendikacılıkla bağdaşmayan ve sendikayı araç olarak kullanan biri olduğunun göstergesidir. Sendikaların Genel Kurullarının nasıl yapılacağı sendikaların tüzüklerinde açıkça yazılı ve nettir. Bu şahsın, bu talisiz açıklaması bile gerçek bir sendikacılık yapmadığının, uzun yıllar yöneticilik yaptığı sendikanın tüzüğünü dahi düzgün okuyup öğrenmediğinin ve laubali bir yöneticilik yaptığının açık bir göstergesidir. Bu şahıs açıklamasında; "Eski Genel Sekreter ve eski Genel Başkan eşlerinin mahkemede aleyhime şahitlik yapması taktire şayandır. Onlar benim evime gelmediler ki, özel hayatımı bilsinler" şeklinde açıklaması mevcuttur. O konuda kendisine teşekkür etmiştim. Daha eşlerimiz mahkemede hakim huzuruna çıkıp ifade bile vermeden, aleyhte şahitlik yaptıklarını ve yalan söylediklerini ima etmiştir. Ancak kendisi birçok sendika personelini ve yöneticisini mahkemede tanık olarak göstermiştir. Birçok sendika personelini ve yöneticisini tanık gösterdiğine göre, bu kişiler Hakkı Arslan'ın evine devamlı şekilde gidip gelmişler midir? Bu sorunun cevabı da manidardır. Herkesin bildiği gibi hukukta genel geçer bir kural vardır. Müddei (iddia sahibi), iddiasını ispatlamakla mükelleftir. Bu çirkin olayla ilgili olarak, Halkın Sesi Gazetesi'nde bizimle ilgili manşetten yayınlanan "Çirkin İttifak" suçlamasını, Denge Gazetesi'nde yayınlanan "Bu dava siyaset kokuyor" başlıklı haberdeki galiz iftiraları ve haberin devamında Hakkı Arslan'a "Özel Hayatın Gizliliği" gerekçesiyle sahip çıktığı belirtilen GMİS yöneticilerinin, kamuoyunda çalkalanan bu çirkin olayda özel hayatın nasıl gizli kalabildiğini, Hakkı Arslan'ı da bu dayanaksız ve mesnetsiz iddialarını ispatlamaya davet ediyorum. Hakkı Arslan'ın aynen kendi ifadeleriyle "İddialarını ispatlamayan onursuzdur, gurursuzdur, haysiyetsizdir." Son olarak önemli bir noktayı özellikle vurgulamak isterim. Sendikamızın kurumsal kimliğine ve maden işçilerinin hak mücadelesine zarar verdiğini düşündüğüm ve Zonguldak kamuoyunun dilinde dolanan bu talihsiz olaylara özellikle uzak durdum. Ancak şahsıma yönelik yapılan suçlamalar karşısında bu talihsiz açıklamayı yapmak zorunda bırakıldım. Bundan dolayı kamuoyundan ve maden işçisi arkadaşlarımdan özür diliyorum" dedi.